(1)

184 93 126
                                    

Herkese merhabalarr. Bu aralar rüyalarımda çok fazla taekook, ve okul ile ilgili şeyler gördüğüm için dedim ki ben bundan bir fic yapmalıyım bence. Ve yaptımda.

Bu fici büyütmek istiyorum. Bu yüzden okuyup oy vermeyi ve satır içi yorum yapmayı unutmayınız.

Buraya başlama tarihini alayım:

~

Şimdi iyi okumalarr.

~(1)~

Başımı kollarımın üstüne koyup gözlerimi kapadım. Hoca dersi anlatırken çok yavaş anlattığı için uykum gelmişti ve bende neyseki en arka sıralarda oturuyordum. Gözlerimi tekrardan açtığımda yanımda ki Namjoon'un dersi dikkatlice dinlediğini görünce göz devirdim. Okulun zeki öğrencisi işe ne olucaktı ki.

Bu seferde bakışlarım sınıfta gezindiginde herkesin dsrse odaklandığını fark ettim. Bir kişi hariç. Aynı benim gibi kollarının üstüne başını koymuş ve kafası duvara dönük olan okulun sessiz ve dışlanan çoçuğu. O zaten hiçbir zaman dersi dinlememişti. Hep uyuyordu.

Kafamı kaldırıp Namjoon'u dürttüm. Başını bana doğru çevirdiğinde kaşlarım ile o çocuğu gösterdim. Adını bile bu zamana kadar hiç öğrenememiştim. Ağzını dahi açmıyordu.

"Onu tanıyor musun?" Yönelttiğim soru ile başını gösterdiğim yöne çevirdi. Kafasını bir sağa birde sola salladı.

"Onu tanımıyorum ama tek bildiğim onunla konuşursan eğer zorbalanırsın. Jungkook sakın onunla konuşayım deme bütün okul sana bir anda düşman olur ve seni zorbalarlar." Anlamsızca kaşlarımı çattım. Nedendi ki?

Omuzlarımı kaldırıp indirdikten sonra başımı yeniden kollarım arasın koyuyordum ki çocuğun bir anda başını kaldırıp bana bakması ile donup kaldım. Nasıl fark etmişti ona baktığımı?

Bakışlarım gözlerine kenetlendiğinde gözlerinin etrafının kıpkırmızı olduğunu fark ettim. Bu sefer bakışlarım yüzünde gezindi. Pembemsi dudaklarında. Yay gibi olan kaşların. Bakışlarım yeniden gözleri ile buluştuğunda onun baştan beri gözlerime baktığını fark ettim. O an dudaklarını aralayıp birşey fısılda da fakat anlamadım. Zaten hemen sonrada başını yeniden yüzü duvara doğru gelicek şekilde kollarının arasına yasladı.

Bende onunla aynı anda başımı kollarımın arasına yasladım. Gözlerimi yumdum ve daha deminki garip anı geride bırakarak karanlığın içine hapsoldum.

***

"Jungkook kalk okul bitti." Birilerinin bana seslendiğini ve sarsıldığımı fark etmem ile başımı kollarımın arasından kaldırarak uykulu gözler ile etrafıma baktım. Bakar bakmaz ise karşımda o beş kişiyi gördüm. Jimin, Hoseok, Yoongi, Namjoon, Jin. Okulda ki en yakın arkadaşlarımı. Jin'in beni kollarımdan sarsıp kaldırmaya çalıştığını hâlâ söylenmesinden anlamıştım.

"Okul bitti mi?" Dediğimde hepsi aynı anda başını sallamışlardı. Sıranın yanındaki çantama elimi atıp aldım ve ayağa kalkıp çantayı tek omzuma taktım. Hepsi ile sınıfın dışına yürüdüğümüzda bizden başka birisinin sınıfta olmadığını gördüm.

"Kafeye gidip birşeyler içelim mi?" Diye öne atıldı Jimin yürürken. Yoongi kolunu onun omzuna attı. Yanağından bir makas alıp birlikte yürüneye başladılar.

"Sen istersen olur." Yoongi ve Jimin arkadaştan da öteydiler. Küçük yaştan beri birlikte olup herşeylerini neredeyse birlikte yaparlardı. Yedikleri içtikleri ayrı düşmezdi. Biz sorsak arkadas derlerdi ama aslında arkadaştanda öte bi ilişkileri vardı. Bunu en azından ben anlıyabiliyordum.

Elimi pantolonumun cebine atıp telefonumu tam alıcakken telefonumun cebimde olmadığını fark ettim. Ah! Doğru ya öğlen arası matematik hocası benden sandalye almamı istediği için okulun terasına gidip elimde ki telefonumu duvarın üstüne koymuş sonrada sandalyeyi alıp terastan çıkmıştım. Adım atmayı bırakıp diğerlerine doğru döndüm.

"Siz devam edin. Öğlen telefonumu terasta bırakmışım alıp gelirim hemen yanınıza." Hepsi kafasını salladığında merdivenlerden inmek yerine çıkmaya başlamıştım. Hızla 5 kat merdiven çıktıktan sonra terasın kapısını açıp terasa girdim. Kapı arkamdan kendiliğinden kapanırken etrafa göz gezdirdim. Telefonum görünürde yokken sandalyeyi aldığım köşeye doğru ilerleyip duvarların üstlerini inceledim. Ve telefonumu duvarın üstünde gordüm. Hızla telefonumu alıp arkamı dönmüştüm ki kenarda ki duvarda bir gölge görmem ile duraksadım.

Gölgeye doğru birkaç adım attıktan sonra gözlerim gölgenin geldiği yönü takip ederek gölgenin sahibini buldu. Ve anında kocaman bir şekilde açıldı. Birisi vardı, evet.

Ama duvarın üstünde ayakta dikilmiş yere doğru bakan birisiydi.

-Bölüm Sonu-

Evettt ilk bölümümüz böyleydi. Sizce nasıl olmuş?

Hasta olduğum için öyle pek çok ayrıntılı birde normalde yazdıklarım kadar uzun yazamadım kusura bakmayın. Ama yazabildiğim kadar yazmaya çalıştım.

Benim severek yazdığım bu bölümü umarım sizde severek okumuşsunuzdur.

Bir daha ki bölümün ne zaman geliceğini belirtemem. Hasta olduğum için belki belirlediğim tarihten daha geç gelebilir. Çünkü ben daha yataktan bile çıkamıyorum.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayanızz:))

Görüşmek dileğiyle.

Do Not Leave Me | taekook |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin