2. Bölüm

157 12 5
                                    

1 hafta önce:

"Aşkım o kız kim di?" diye sordum yüzümü asarak. Aslında bir sorun yoktu, sadece eski bir arkadaşı bizi görüp yanımıza gelmişti. Ama trip attığımda ki yüz ifadesi o kadar tatlı oluyor ki. Benimle ilgilenmesi de hoşuma gidiyor tabi. Hangi kızın hoşuna gitmez ki sevdiği adamın onunla ilgilenmesi? Her kızın hoşuna gider bence. Batu yüzünü buruşturdu ve ağzını birkaç kez açıp kapattı. Sonra ne diyiceğini bulmuş olucak ki konuşmaya başladı;

"Aşkım yemin ederim sadece eski bir arkadaşım çok önemsiz biri. Allah rızası için trip atma, senin triplerine katlancam diye haşadım çıkıyor. Ayrıca ben seni köpek gibi seviyorum istesemde başkasına bakamam ki" dedi. Oturduğum sandalyeden kalktım ve yanına gidip kollarımı boynuna doladım. O da zaman kaybetmeden kollarını belime doladı ve saçlarımı öptü. Ne zaman bu kadar aşık oldum ben bu çocuğa bilmiyorum, birdenbire hayatıma girip beni kendine karıştırdı. Ona o kadar karıştım ki, artık eskiden nasıl biri olduğumu bile hatırlayamıyorum. En azından artık ailem (!) yüzünden acı çekmiyorum. Biyolojik annem ve biyolojik babamla ettiğimiz kavgalarda eskiden kendime zarar verip, intihar planları yapıp her seferinde gerçekleştirmeye 1 adım atıp kendimi intihara hazırlarken; şimdi Batu'nun yanına gelip ona sarılmam yeterli oluyor. Bir anda her şeyi unutuveriyorum. Onun yanında nefes almam bile beni mutlu etmeye yetiyor. Ama aynı zamanda çok korkuyorum. Her güzel şeyin bir sonu olduğunu bildiğim için, bununda bir sonunun olmasından korkuyorum. Dediğim gibi ne ara bu kadar çok aşık oldum bilmiyorum. Ama aşık olmak güzel bir duygu'ymuş. Hele karşılıklıysa, olağanüstü bir şey. Gerçi benim hissettiğim duygular aşkın ötesinde. Nasıl anlatılır bilmiyorum. Hani çok acı çekersin hep intihar etme hayali kurarsın, ama kolunu bir kere bile jiletlemeye korkarsın ya, sonra acılar sınırları geçer ve sen jileti eline alıp koluna rastgele çizikler atarsın. O an hissedilen huzur, benim Batu'nun yanında hissettiğim huzurun yanında hiç kalır. Bir mazoşist'in acı'ya olan bağlılığı kadar bağlıyım ona. Ama hala anlatamıyorum. Hissettiğim duygular kelimelerle anlatılabilecek türden duygular değil. Kelimelerle anlatmaya kalktığımda gerekli kelimeyi bulamıyorum, tıkanıp kalıyorum.

Batu elimi tuttu ve oturduğumuz kafeden çıkarıp arabasına doğru çekiştirmeye başladı. Kaşlarım istemsiz olarak çatıldı ve;

"Aşkım nereye gidiyoruz?" diye sordum. Batu sorumu yanıtlamadı ve arabaya bindi bende araba'nın ön koltuğuna oturdum ve tekrar nereye gidiceğimizi sordum ve Batu sadece 'sürpriz' dedi. Al işte ya, bu kelime resmen benim zaafım. Bir daha bir şey diyemedim ve arkama yaslandım. Meraktan ölsemde belli etmemeye çalışıyordum. Batu kısa bir anlığına yoldan gözünü ayırıp bana baktı ve içten bir şekilde gülümseyerek

"Yolumuz uzun uyuyabilirsin. Torpido'da kulaklıklarının olması lazımdı" dedi bende eğilip torpidoyu açtım ve kulaklığımı aldım. Daha sonra arka koltukta ki battaniyeyide aldım ve kulaklıklarımı taktım. Bazen beni bu kadar iyi tanımasına o kadar şaşırıyorum ki. Beni en az benim kadar tanıyor. Bu düşünceme gülümsedim. Ben zaten tüm benliğimle ona karışmışken onun beni bu kadar iyi tanıması, şaşırılacak bir şey değildi aslında. Kendimi ona bu kadar kaptırmamın doğru olmadığını biliyorum. Ama kendimi durduramıyorum. Sanki aramızda görünmez bağlar varmışta beni ona doğru çekiyomuş gibi. Bundan rahatsız olmam gerekirken, ben aksine bu durumdan memnunum. Çünkü normalde gerizekalı gibi kendimi ondan uzaklaştırmaya çalışıcağımdan eminim. Ama şu an istesemde ondan uzak kalamıyorum. O kadar çok seviyorum, o kadar çok bağlıyım ki ona.
Belki normal bir hayatım olsaydı, bu kadar çabuk aşık olamazdım. Normalde kızların ilk aşkları babaları olurmuş ya, sırtlarını onlara yaslar, güvende hissederlermiş. Galiba ben bu duyguları hiç hissedemediğim için bana iyi davranan ilk kişiye karşı hiç sorgusuz hissedemediğim duyguları hissetmeye çalışıyorum. Bende isterdim ilk aşkım babam olsun, ona bağlanıyım, ona güveniyim. Ama bazı şeyler istemekle olmuyor. O adam benim sadece biyolojik babam. Annem ve babam (!) benim gözümde sadece doğmama vesile olan kişiler. Onlara karşı hissettiğim tek duygu nefret. Beni biraz bile olsun umursamalarını o kadar çok isterdim ki. Babam'ın gözlerinin içine diğer kızların babalarına baktığı gibi aşkla bakabilmeyi o kadar çok isterdim ki. Başımı iki yana salladım ve Batu'ya baktım. Bunları düşünmemeliydim. Yanımda Batu vardı, eğer o da giderse hiç şüphesiz intihar ederim. Çünkü daha fazla acıya katlanıcak gücüm kalmadı. Onun gitmesini kaldıramam. Her neyse Batu beni seviyor sonuçta. Neden sevdiği birini bırakıp gitsin ki? Bu düşünceme gülümsedim. Benim gülümseme mi gören Batu da gülümseyince yaklaşıp yanağını öptüm. Beni nasıl mutlu ediceğini bu kadar iyi bilmesi o kadar şaşırtıcı ki. Batu arabayı durdurduğunda geldiğimizi anladım. Camdan dışarı baktığımda uçurumun kenarında olduğumuzu gördüm. Ah intihar edicek olursam burdan atlamayı deneyebilirim. Batu'ya döndüm ve dudağına küçük bir buse bırakıp
"Seni ne kadar çok sevdiğimi biliyosun demi?" Diye sordum. Aslında bu bir soru değildi onu ne kadar çok sevdiğimi tabiki gayet iyi biliyordu. Batu dudaklarını büzdü ve
"Hmm ne kadar çok seviyo muşsun?" Dedi hemen nasıl Da şımarıyo.
"Şımarma hemen yaa" dedim şımarık bir şekilde. Şımarmamasını şımarık bir şekilde söylemem ne büyük ironi ama! Batu bana doğru yaklaştı ve gözlerimin içine bakarak ciddi bir şekilde
"Seni seviyorum" dedi bunun üzerine heycanlandım ve
"Valla mı?" Dedim. Ya ben öyle demiyicektim ama. Ya of ya. Batu bunun üzerine kahkaha attı ve
"Valla" dedi. Yanaklarım ın yanmasından kıpkırmızı olduğunu anlayabiliyorum. Batu nun yanaklarımı görmemesi için ona sarıldım. Beni nasıl bu kadar mutlu edebildiğini bilmiyorum. Tek bildiğim şey onu deli gibi sevdiğim.
1 hafta sonra: (kazadan önce)
Telefonuma gelen mesaj sesi ile gözlerimi araladım. Mesaja baktığımda Batu'dan gelmiş olduğunu görünce heyecanla telefonumun şifresini girdim ve mesajlara girdim.
Gelen: Erkeğiimm😍
Bir saat sonra hep buluştuğumuz parka gel. Önemli.
Bu kadar resmi konuşması beni üzerken cevap yazdım
Gönderilen: Erkeğiimm😍
Tamam.
Hemen yatağımdan kalktım ve dolabımı açıp beyaz şortumu üstüne beyaz üstünde siyah noktalar olan kısa kollu büstiyerimi giydim ve üstüne siyah kopşonlumu giydim. Aslında hava sıcaktı ama geçen gün koluma attığım bir kaç çiziğin görünmesini istemediğim için kapşonlu giymiştim. Saçlarımı akşam örüp yatmıştım. Belime kadar uzanan sarı saçlarımı açtım ve taradım. Gözümede eyelener çektim ve telefonumu alıp evden çıktım. Batu'yla hep buluştuğumuz parka geldim ve beklemeye başladım. Ne olduğunu deli gibi merak ediyordum. Belli bir süre sonra Batu geldi ve yanıma oturdu. Soru dolu bakışlarımı ona yönelttim ve
"Aşkım bir sorun mu var ne oldu?" Diye sordum. Batu derin bir nefes aldı ve
"Melisa" diyerek konuşmaya başladı. Adımla hitap etmesinden kötü bir şey olduğunu anlamıştım. Allah'ım ne olur tahmin ettiğim şeyi söylemesin, yalvarıyorum. Batu'ya dönerek son bir umutla
"Efendim canım?" Dedim kendimi gülümsemeye zorlayarak Batu bana baktı ve
"Ben ayrılmak istiyorum" dedi duyduğum sözcükle ağzım şaşkınlıkla aralandı ve gözlerimden benden izinsiz bir kaç damla yaş aktı.
"Şaka yapıyorsan hiç komik değil Batu" dedim sitemli bir sesle.
"Hayır seni sevmediğimi farkettim ben ayrılmak istiyorum" dedi biraz öncekine oranla daha sert çıkan sesiyle. Sesli bir şekilde yutkundum ve
"Sevmeyenin sonsuza kadar yolu var" dedim bununla birlikte gözyaşlarım şiddetlendi. Buğulu gözlerimin ardından Batu'nun kalkıp gittiğini gördüm. Ve ağzımdan onlarca hıçkırığın kaçmasına izin verdim.

MAZOŞİSTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin