Çok heyecanlandığında deliksiz uyuyabilen var mı? Ben yapamıyorum çünkü. Küçük bir saat hediyesi vereceğim diye dün geceden beri uykusuzluk çekiyorum. Sürekli uyanıyorum ve geri dalmakta zorlanıyordum e haliyle de sinirleniyordum. Uzakta duran karton poşetine baktım.lee Beğenecek miydi takacak mıydı tepkisi ne olacaktı? O kadar çok soru vardı ki aklımda ve hepsi aşırı gereksizdi. Beğenmezse değiştirirdi en fazla. Sanki dünyanın sonu değil ya. Gidip elimi yüzümü yıkadım. Göz altlarım uykusuzluktan kötü görünüyordu hokus pokus yapınca düzelmeyeceği için mecburen kapatıcı sürdüm. Saçlarımı bağladım hava sıcaktı ve saçlarım bunaltıyordu. Kestirmek istiyordum ama kıyamıyordum da. Eğer dünyada dengesizlikte benimle yarışacak kişiler varsa ikizler ve terazi burçlarıdır.
(sorry bu burçta olan bebitolar)
Üstümü başımı değiştirip odamı topladım. Şarjda duran telefonumu alıp Seungcheol'e evden çıktığımı belirten bir mesaj attım. Son anda bi kafede buluşma kararı almıştık o yüzden evine gitmiyordum.
İlk defa erken gittiğim için kendimi tebrik ettim ve ödül olarak naneli limonata istedim. Siparişimle beraber Seungcheol de geldi.
Seni promosyon olarak mı verdiler? Ben naneli limonata istemiştim.
Yanıma oturup gamzelerini göstererek güldü.
Sana da merhaba Jeonghan.
Hoş geldin.
Sesim fazla heyecanlıydı. Daha o cevap vermeden hediyemi uzattım.
Seungcheol bu senin için bayılacağım artık aç bak hemen.
Sanırım fazla telaşlı duruyordum. Güldü ve poşeti açıp kutuyu çıkardı. Kalbim... Gözlerimi kapattım sanki bomba vardı. Seungcheol saati çıkardı ve büyük hayranlıkla saate baktı.
Jeonghan tanrım... Bu mükemmel görünüyor.
Sonunda rahatlamış gözümü açmıştım.
Beğenmeyeceksin diye ödüm kopmuştu.
Nasıl beğenmeyeyim sen almışsın.
Palavra yapma dememe ikimiz de gülmüştük. Koluna takarken onu izledim.
Yakıştı.
Yakıştırdın.
Ben seninle laf yarışına giremiyorum yeminle Seungcheol.
O zaman kazanan benim.
Eh öyle oluyor biraz.
Seungcheol de kendi içeceği şeyi sipariş verip benim bitmiş içeceğimi de yeniledi.
Daha ne kadar kalacaksın Joshua ile?
Beklenmedik yerden gelmişti soru.
Sanırım biraz daha 90 gün kadar.
Yuh diyerek gözlerini büyüttü.
Üzgünüm önce terapi almam gerekiyor biliyorsun alkolü bırakmak birden olan bir şey değil.
Biliyorum hayatım ama ben yardım ederdim sana.
Yüzüme bir gülümseme yerleştirdim.
Buna şüphem yok ama seni bir kez daha bunun yüzünden üzemem. İkimizi de mahvettim ve yeni yapıştırıyoruz.
Seungcheol elimi tuttu bazen onu hak etmediğimi düşünüyordum.
Yine de Jeonghan'ım yardıma ihtiyacın olursa yanında olduğumu unutma tamam mı?
Kafa sallayarak onay verdim.
Ve bir şey daha bunu dedikten sonra sırıtmaya başladı.
Ney?
Yarın diyorum acaba bana gelsen de yemek yesek sonra da çay içsek?
İşte şimdi gafil avlamıştı beni. Yerimden zıplayıp evet diye çığlık attım. Sanırsın evlenme teklifi aldım.
Kaçta gelirsin?
Yemek hazırlama konusunda sen daha iyisin o yüzden yardıma gelmeyeceğim 5 gibi evde olurum.
Aman sorumluluktan kaç. Bunu dedikten sonra gamzeleri belirginleşti. Anlık cesaretle öpüverdim ben de. Gözleri her zamanki gibi ışıl ışıldı. Çok aşıktım ve bu sarhoşluktan daha sarhoşçaydı.
Planladığım gibi ilerlemiyor fic köreldim ben galiba
ŞİMDİ OKUDUĞUN
drunk/jeongcheol
FanfictionHer gece ayık olmam her gece sarhoş olmamdan daha zor Seungcheol ve sen bunu anlayamayacak kadar az yaşanmışlığa sahipsin