4: ZATEN KIRILMIŞ BİR AVNİ'SİN

2.3K 318 569
                                    

BÖLÜM 4: Zaten Kırılmış Bir Avni'sin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



BÖLÜM 4: Zaten Kırılmış Bir Avni'sin

Serce'den

İnsan bazen gürültülü bir günün sonunda şöyle bir geriye yaslanıp zihnini dinlendirmek istiyor olsa da benim hayatım için bu durumun söz konusu olduğunu söyleyemezdik. Son zamalarda her şey öylesine hızlı gelişmişti ki kitabı okurken hızımı alamadığım için ayracı doğru sayfaya koymayı unutmuş da nerede kaldığımı bulamıyor gibi hissediyordum. Olay örgüsünün yoğunluğu tadından yenmiyordu, bu zavallı kafam ne zaman daha az ağrıyacaktı?

Karşımdaki Ufuk'a gözlerimi dikmiş bakarken en öldürücü olduğunu bildiğim bakışlarımı ona gönderiyordum. Çocuk bunu fark ettiği her defasında huzursuz edici sinyaller alarak kıpırdansa da bir şey yapamıyordu. İşi gücü yokmuş gibi tutup mafyatik aşiret ailesi olan kızcağızı buralara sürüklemişti.

"Ufuk sen bir mutfağa gelsene," dedim sıktığım dişlerimin arasından.

Düğün bitmiş, misafirleri yolcu etmiş, evimizin sobalı geniş salonunda hep birlikte oturuyorduk. Annem yer sofrası sermişti ve gündüz gelin, akşam eli maharetli şirin rolüne bürünmüş halde bizlere lezzetli bir ziyafet çekmişti. Ufuk ağzına doldurduğu koca tavuğu çiğnemekte zorlanırken sesimin tonundan bir haltlar olacağını anladı.

"Şey," dedi koladan büyük bir yudum içerken. "Yemek yiyordum ben ya..."

"Tatlı!" dedim imalı bir sesle. "Tatlı servisi yapalım tatlım."

Ufuk direnmenin faydasız olduğunu anladığında öksürdü ve lokmasını güç bela yutup sofradan kalktı. Anne ördeğin peşinde yavru ördek gibi paytak paytak peşimde ilerlerken ben onu hangi yöntemlerle öldürebileceğimin hesabını yapıyordum.

"Boğulmak mı daha feci yoksa yanmak mı?"

Mutfak tezgahının önünde durduğumuzda tebessüm ediyordum, çekmeceden bir bıçak çıkardım. Ufuk'un sırtımdaki bakışlarını ve ecel terleri döken suratını hayal edebiliyordum.

"Serce gözünü seveyim bir dinle," dedi telaşla bıçağı elimden alıp çekmeceye yerleştirirken.

"Ben bu kıza asla gel falan demedim, anlatırken biraz değiştirdi. Ne oldu biliyor musun? Otobüste koltuğumu tekmeledi, sonra biz birbirimize girdik, muavin beni ön koltuğa aldı. Neyse efendim yol boyunca..."

"Ufuk!" dedim öfkeyle. "Kısa kes! Mafyaya nasıl bulaştın, onu anlat."

"Ya kız bir anda peşime takılıp otogarın çıkışına gidiyoruz falan dedi. Ulan dedim ne oluyor? Tabii o sırada abisinin mafya olduğundan katiyen haberim yok. Olsa böyle bir şey yapar mıyım? Biricik annenin düğününe mafyanın bacısını, kızını... Tövbe estağ..."

"Bitirdin bizi," dedim dişlerimi sıkıp yakasına yapışırken. "Ya takip edildiyseniz? Ya ifşa olduysak? Çocuğum sen böyle şeyleri şaka mı sanıyorsun? Adamlar içeri dalıp topuğumuza ikişer tane sıksa ne yapabiliriz? Annemin kapı arkasına sakladığı sopayla girişirim ben de artık onlara! Öyle mi Ufuk?"

UFUKTA AŞK VARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin