Bir sabah, Artifact'ın karanlık ve soğuk avlusunda garip bir hareketlilik başladı. Mahkumlar ve gardiyanlar, alışılmadık bir gerginlik içindeydi. Hücrelerdeki mahkumlar, nedenini bilmedikleri bu hareketliliği merak ediyorlardı. Kael, Vex'e yaklaşıp fısıldadı, "Bugün özel bir şeyler olacak, hissediyorum. Bu tür bir hareketlilik daha önce de olmuştu. Büyük birinin geldiğini düşündüğümüzde."Bir süre sonra gardiyanlar, mahkumları hücrelerinden çıkararak avluda sıraya dizdiler. Vex ve Hun da diğer mahkumlarla birlikte sırada yerlerini aldılar. Avlu, yoğun bir sessizlik içindeydi. Herkes, yaklaşan bir tehlikenin farkındaydı.Birkaç dakika sonra, ağır adımlarla ilerleyen bir grup iblis göründü. Bu grubun başında, ihtişamlı zırhı ve etkileyici duruşuyla Vival Elenore vardı. Vival, şeytanın generali ve Artifact'ın denetçisi olarak buradaydı. Onun varlığı, herkesin yüreğine korku salıyordu. Vival'ın gözleri, adeta etrafındaki her şeyi delip geçiyordu. Gücünü ve otoritesini hissedilir şekilde taşıyordu.Mahkumlar ve gardiyanlar, Vival'ın önünde saygıyla eğildiler. Vival, gözlerini mahkumların üzerinde gezdirirken ağır adımlarla ilerledi. Komutanlar, Vival'ın önünde sırayla durup selam verdiler ve raporlarını sundular. Vival, her bir komutanı dikkatle dinliyor ve onları denetliyordu. Komutanlar, Vival'ın sert bakışlarından ve otoritesinden etkilenmişti. Hiç kimse onun huzurunda hata yapmayı göze alamazdı.Vival, mahkumların ve gardiyanların dizildiği alanda dolaşırken, üç iblisin izinsiz hareket ettiğini fark etti. Bu üç iblis, gözleriyle Vival'a meydan okurcasına bakıyordu. Vival, bu meydan okumayı görmezden gelemezdi. Adımlarını hızlandırarak bu üç iblisin karşısına geçti ve onlara sert bir bakış attı."Kim olduğunuzu ve ne yaptığınızı biliyorum," dedi Vival, soğuk ve tehditkâr bir sesle. "Artifact'ın kurallarını çiğnemek, cezasız kalmaz."Üç iblis, Vival'ın otoritesi karşısında geri adım attılar, ama gözlerindeki meydan okuma hala yerindeydi. Vival, bu durumu daha fazla görmezden gelemezdi. Komutanlardan birine işaret etti ve izinsiz hareket eden iblisleri tutuklamasını emretti. Komutan, hemen Vival'ın emrini yerine getirdi ve üç iblis, elleri bağlanarak alandan uzaklaştırıldı.Vival, diğer mahkumlara ve gardiyanlara dönerek konuşmasını sürdürdü. "Artifact, disiplinin ve düzenin sağlanması gereken bir yerdir. Burada kimse kuralları çiğneyemez. Herkes bu kurallara uymak zorundadır, aksi takdirde sonuçlarına katlanır."Vival'ın sert bakışları, tüm mahkumlar ve gardiyanlar üzerinde etkili oldu. Onun varlığı, Artifact'ta disiplinin ve otoritenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı. Vival, denetimini tamamladıktan sonra, mahkumların ve gardiyanların üzerine düşen bu ağır hava içinde alandan ayrıldı. Vival'ın ziyareti, Artifact'ın zalim ve acımasız doğasını bir kez daha gözler önüne sermişti. Vex, bu denetimin ardından Vival'ın otoritesinin ve gücünün ne kadar büyük olduğunu bir kez daha anlamıştı. Artifact'ta hayatta kalmak, sadece mahkumların değil, aynı zamanda iblislerin de karşı karşıya olduğu bir mücadeleydi.
YOU ARE READING
Ya Tanrı Ölseydi?
General FictionYukarıda bir tanrı var mı yok mu sorusuna bir cevap veremem, fakat bu soruya verebilirim; Ya Tanrı Ölseydi?