4

187 16 72
                                    

Değişik olaylara başlıyoruz.👉👈

Takım tamamlanmıştı. Hiçbir aksilik çıkmamıştı. Başkan Momoyama, Koç Hanadhima ve biz federasyona kaydımızı yaptırmaya gidiyorduk.

Federasyona gelmiştik. Görevli birisi bize yardım etti. "Kaydı bu odada yaptıracaksınız. Birkaç gün sonra da tüm oyuncuların kaynaşması için bir gala düzenlenecek."

NE! NE! NE! GALA MI?

Çantamdaki telefonuma gelen bildirime bakmıştım.

Fotoğraf
Seni izliyorum. Her saat, her saniye...

Fotoğrafı açtığımda telefona bakan kendimi gördüm. Çekilen açıyı bulduğumda orada kimse yoktu. Daha iyi bakmak için oraya yürüdüm.

Karanlıktı. Işık yanıp sönüyordu. Geri dönerken biri ağzımı kapamıştı.
"Sakın sesini çıkarayım deme." Elini cebime sıkıştırdı. Ardından tişörtümün yukarı çekildiğini hissettim. Belime dokunuyordu. Belime bir şeyin girdiğini hissettim."Şimdi git. Eğer birine benden bahsedersen kötü olur." Kendimi yerde bulmuştum. Cebime sıkıştırılan şeye baktım.

4OK1 54TO

Şifreli bir yazı yazıyordu. Birinin ismi olabilirdi. Erika'nın bana seslenmesiyle irkildim. Kağıdı hemen cebime geri koydum.

"May ne yapıyorsun burada?" Erika'ya baktım. Korkuyorum. Donakalmıştım. Ne oluyordu bana?

"May! İyi misin?"

Erika tekrar bana seslendi. "Evet. Ayağım kaydı." dedim. Zar zor nefes alıyordum. Elimi göğsüme götürdüm.

Su sebilinin yanındaki bardaklardan birini aldım. Kana kana su içtim. "İyi olduğuna emin misin?" Başımı salladım. Yanıma oturdu. "Bir şey olduysa bana anlatabilirsin."

"Eğer birine benden bahsedersen kötü olur."

"Hayır Erika. İyiyim dedim." Sözler ağzımdan hızlıca çıktı. "İyi." diyip yanımdan ayrıldı.

Ellerimi yüzüme götürdüm. Yanıma birinin gelmesiyle irkildim. Ellerimin arasından yanımdaki kişiye baktım. Ouzou'ydu.

"İyi misin? Derin derin nefesler alıyorsun ve sebili neredeyse yarıya indirdin. Bir şeyden korktuğunda böyle yaparsın. Ne oldu anlat?" Ouzou anlamıştı. O anladıysa Kota ve Ryuuji de anlamıştır. Anlatmazsam da ne olduğunu zorla da olsa anlatacaklar.

"Annem ile babam ne zaman geri dönecek?" Konuyu değiştirdim. Hadi Ouzou ye şu numarayı. "Bilemiyorum. Dava hâlâ sonuçlanmadı." Oh. Yedi. "Kim korkuttu seni May?" Yememiş.

"Bir sorun yok Ouzou." dedim. "Burada anlatmazsan da evde anlatmak zorundasın." diyip yanımdan kalktı.

Eve gidemezdim. Bu gece kalabileceğim bir yer düşünüyordum. Annemin judo salonu aklıma geldi.

Eşyalarım yoktu. Eve gidip alamazdım. Canım abilerim izin vermezdi.

Bir yanım üçüzlere anlatmam gerektiğini söylüyordu. Diğer yanımsa kimseye anlatmamamı söylüyordu.

Eve kestirme yoldan gidecektim. "Ben lavaboya gidiyorum. Gelmezsem beni beklemeyin. Eve gelirim." Lavabonun olduğu tarafa yürüdüm. Hazır gelmişken yüzümü de yıkayayım diyerek yüzüme su çarptım.

Lavabodan çıkıp çıkış kapısına koşar adımlarla ilerledim. Federasyonun yanındaki metroya bindim.

Saate baktım. Yeni çıkacaklardı. Bir bildirim daha vardı. İstemeden açtım.

"Belin acıyor mu? "

Belimde bir şey hissetmiyordum. Anahtarla kapıyı açıp odama çıktım.

Pijamamı, birkaç tane tişörtü, birkaç pantolonu, şarj aletimi, iki tane tokayı yatağımın üzerine koydum. Ardından en büyük sırt çantamı aldım. Aldığım kıyafetlerin küçültebildiğim kadar küçülterek sırt çantamın içine tıktım. Çantanın küçük gözüne toka ve bir miktar nakit para koydum. Şarj aletini de koyduktan sonra çantamı kapattım.

Odamdan çıkarken kapının kapanma sesini duydum. Üçüzlerin aşağıdan sesleri geliyordu. Ne yapmalıydım? Odama yaklaşan ayak sesleriyle ben de geriye adım atıyordum.

Arkamdaki pencereyi fark ettim. Penceremin önünde bir ağaç vardı. Ağacın dalı da benim olduğum tarafa uzanıyordu. O dala tutundum. Arkamdan pencereyi kapatıp hızla ağaç yardımıyla aşağı indim.

Başardım. Onlara fark ettirmeden aşağı indim. Bahçe kapısına doğru ilerledim.

Belim ağrımaya başladı. Bir bu eksikti. Düşmedim bile. Neden böyle oldu ki?

Judo salonunda kimse yoktu. Kahretsin Ouzou buraya gelmiş olabilirdi. O an annemin sadece bana gösterdiği yer aklıma geldi.

Annem judo salonunun müdürü olduğu için kendine ait odası vardı. Odasında da hem sağ tarafta hem sol tarafta karşılıklı dolaplar vardı. Sağ taraftaki dolabı ittiğimiz zaman bir kapı ortaya çıkıyordu. Beni orada kimse bulazmadı.

Güvenlikler beni tanıdığı için annemin odasına girmeme izin verdiler. Odaya girdiğimde çantamı koltuklardan birine koydum. Ardından tüm gücümle dolabı ittim. Kapıyı açtıktan sonra önce çantam sonra da ben gizli odaya girdim. Yeniden dolabı kapının önüne çektim.

Bu odayi en son beş yaşında gördüğüm için her bir yanına bakmaya başladım. İçinde bir televizyon, ufak bir dolap, bir koltuk ve hareketli masa vardı.

Dolaba eşyalarımı dizmeye başladım. Üçüzler şimdiden aramaya başlamışlardı. Belimdeki ağrı fazlalaşmıştı. Büyük ihtimal bugün yaşadığım şeylerden dolayıdır.

Aç değildim. Bu yüzden koltuğa geçip ayaklarımı uzattım ve televizyon izlemeye başladım.

İki saattir oradaydım. Üçüzlerin ne halde olduğunu şu an düşünmek bile istemiyordum. Artık gitmem gerekiyordu. Koltuktan kalkacaktım. Kalkamıyordum.

Belimin altını hissetmiyordum. Belimin altı uyuşmuştu. Yavaş yavaş tüm vücudum de uyuşuyordu. Acilen üçüzleri aramalıydım. Beni en son arayan Ryuuji'yi aradım.

"Sonunda açtı. May neredesin?" dedi. "Ryuuji..." Zar zor söylemiştim. "May ne olur neredesin söyle?" dedi yalvararak. "Judo, judo salonu... Müdür... Oda... Dolap... Oda... Sağ... Arka..." Zar zor söylediğim kelimeleri anlamalarını istiyordum.

"May, sakin ol. Yavaş yavaş tane tane söyle. Hadi." Ouzou telefonu almıştı. "Judo salonu... Müdür odası... Sağ... Dolap... Arka... Oda..." Kota konuştu. "Judo salonunun müdür odasının sağ tarafındaki dolabın arkasında oda varsa 'Var.' de." dedi Kota.

"Var." Zar zor konuşuyordum. Kendimi toparladım. "Uykum var. Şarj... Bir..." dedim.

"HAYIR MAY! SAKIN UYUMA!" Telefon kapanmıştı. Üstüme çöken uyku yüzünden yavaşça gözlerim kapandı.

Ehehehe.

May annemmmm sen bunları hak etmedin 😭😭😭

Bir bölüm bitti. Lütfen beni zorbalıkla suçlamayın. Ben iyi bir insanım 😘

Bir sonraki bölüm üçüzlerin ağzından olabilir. Unutmazsam öyle yapabilirim.

Victory Kickoff : Üçüzlerin Meleği 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin