2.Bölüm

29 6 24
                                    


Bölüme geçmeden önce yıldızımızı doldurmayı ve bol bol satır arası yorum yapmayı lütfen unutmayın! İyi okumalar.

Bölüme geçmeden önce yıldızımızı doldurmayı  ve bol bol satır arası yorum yapmayı lütfen unutmayın! İyi okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

♪ Taylor Swift-The Alchemy ♪
♪ Sports-You Are the Right One ♪

"Ooo, partinin buzlar kraliçesi sonunda teşrif etmiş!" Eymen'in beni gördüğü an bağırmasıyla yüzümü buruşturdum. Buzlar kraliçesi... Değildim aslında. Sadece sınırlarım vardı. Sınırlarım olmak zorundaydı. Annem her zaman "Sınırlar hayat kurtarır Talya." Derdi.

Öyle miydi gerçekten diye hiç sorgulamadım. Annemin sözlerini veya babamın sözlerini sorgulama hakkım yoktu. Onlar bana söyler ve bende yapardım. "Selam." Diye mırıldandım sakince. Eymen zaten çoktan yanıma gelmiş, elinde bir bira kutusuyla ileri geri sallanıyordu. Sarı saçlarını her zamanki gibi güzelce şekillendirmişti. Üstünde kahverengi ve krem renginde pötikare bir gömlek vardı. Altında ise gömleği ile uyumlu kahverengi bir kot şort vardı.

Anlaşılan ilk kutusu değildi. "Selam bebeğim." Dediğinde kaşlarımı çattım. "Bana şöyle seslenme gerizekalı." Eymen bu lafıma abartılı bir göz devirişle karşılık verdi.

"Aman tamam be! Sanada bir şey denmeye gelmiyor."

"Evet, Eymen aynen ondan."

"Bokuma benzemişsin." Bir kaç saniye durup; kısık gözlerle bana baktı ve devam etti. "Hayır, bokum bile senden güzel."

"Bokunu al ve geri kıçına sok aptal." Diye homurdandım. "Talya!" Arkamdan gelen bağırış ile arkamı döndüğümde İnci'yi gördüm. Sarı, dalgalı saçlarını salık bırakmış fakat önden iki tutamını örmüştü. Üstünde tüm vücudunu saran beyaz, ince askılı, uzun bir elbise vardı. Ayaklarında ise kahverengi topuklu terliklerle çok güzel gözüküyordu. İnci zaten hep güzeldi. Ve koşarak bana geliyordu.

"Kızım sonunda geldin! Kimin geri geldiğine inanamayacaksın! Yaman Aksel Çetin vardı ya." Dediğinde bir kaç saniye boş boş ona baktım. Yaman Aksel Çetin. "Hatırlıyor musun?" Diye devam etti İnci.

"Evet, hatırlıyorum." Aksi mümkünmüş gibi sanki.

"İşte, geri gelmiş!" Diye tabir caize cırladığında duraksadım. Onu elbette hatırlıyordum. Kim hatırlamazdı ki? "Bizene İnci bundan."

"Ne demek bizene?" O da bu sefer şaşkınca bana baktığında bir anlığına o küçük sırrımı bildiğini unutmanın utancı ile karşı karşıya kaldım. Ama belli etmedim. "Ne, ne demek?"
İnci tam tekrar konuşacakken, hızlıca kaşlarımı kaldırdığımda gerekli mesajı almış olmalı ki dudaklarını birbirine bastırıp, geri çekildi. "Aras hiç mutlu olmayacak bu habere." Eymen'in sesiyle İnci ile birlikte ona döndük. Yaman dokuzuncu sınıfta basketbol takım kaptanıydı ve mükemmel oynuyordu.
Aras ile aynı takımda olmalarına rağmen ikisi arasındaki rekabeti bilmeyen yoktu. Yaman gittikten sonra kaptan Aras olmuştu fakat okuldakiler sürekli Yaman'ın kaptanlığı ile Aras'ın kaptanlığını yarıştırıp duruyordu. Hemde bunca yıka rağmen.

Gökyüzü KadarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin