𝙸𝚉𝚄𝙺𝚄 𝙰𝙸𝚉𝙰𝚆𝙰《𝖕𝖆𝖘𝖙 𝖕𝖆𝖎𝖓𝖘》✬

8.BÖLÜM

Selamm,fazla uzatmıyorum.Bayramınız kutlu olsun;)
~💚
Aizawa'dan

İzuku okula gittikten sonra Mic ile UA gelmiştik.

"Koşmak yasak sizi deniz hıyarları!" Bir tane öğrenciyi bandajlarımla esir almıştım.
Gözlerimle korkutucu bir şekilde ona bakıyordum, artık kurtulması imkansızdı.

"Seni geçen seferde uyarmıştım velat ne kadar ağzımı açıp konuşsamda beni anlamamakda ısrar ediyorsun. Bakalım disiplin kurulundada böyle bir tavır takınabilecek misin?" Bandajları dahada sıkıyordum. Bu hadsizler tadlı dille anlamıyorsa uygulamalı göstermek lazımdı.

"A-ama hocam sadece okul ünüformamı giymedim ne-nefes alamıyorum!" Hırıltılar arasında söylendi. Biraz daha sıkarsam çocuğun son azar işitmesi benim yüzümden olucaktı. Bandajları gevşettim.

"Konuş."
Çocuk rahat bir nefes aldı.

"Az daha diğer tarafa gidiyordum. Hocam! Bu yaptığınız haksızlık daha dün okulda kavga oldu ağzınından tek bir laf bile çıkmadı onlara ceza yazmayıp bana ceza yazmanız haksızlık! Hocam 35.000 kupalı brawl stars hesabımın üzerine yemin ederim bir daha sivil gelmeyeceğim." Doğru söylüyordu ama ne yalan söyleyim çocukların kavgalarını izlemek eğlenceliydi.
İpleri tekrardan sıktım. Yukardan ona korkutucu bakışlarımı gönderdim.

"Daha diplomamasını almamış ergen bir 12. Sınıf liseli benim davranışlarımımı eleştiriyor? Bu üstü kapalı bir küçümseme mi oluyor ha! Şimdi disipline gitmek için yalvarıcaksın velet." Elimle kafasına vurmak için hazırlanmış duruşumu düzeltmişken tam o esnada telefonum çalmıştı.

"TANRIM ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM!" Çocuk kollarını açmış dua ediyordu.

"Tch bu sefer kurtuldun. Kaybol, gözüm görmesin seni!" Çocuk tiz bir çığlık atıp önüne bakmadan uzaklaştı.

"Koşmak yasak!"
Bu veletler hiç mi söz dinlemezler.

Arayan kişi bilinmiyordu. Gözlerim şüpheyle açıldı bir villian olabilirmiydi. Telefonu açtığımdaysa karşı tarafta İzuku'nun öğretmeni ve müdür olmasıyla şaşırmıştım. Keşke bir villian olsaydı.

İlk günden ne yapmış olabilirdi?

Önemli olduğunu söylediler. Mic'i almıştım şimdiyse İzuku'nun okuluna gidiyorduk.

"Ne demek şuanda söyleyemeyiz dalgamı geçiyorlar!" Müdür bizimle okulda konuşmak için aramıştı. İşin tuhaf yanıysa önemli olduğunu ve yüzyüze konuşulması gerektiğini söylediler.

Gözlerimle kaçamak bir bakış attım . Mic şuan ciddi ve öfkeliydi. Genelde öfkelense belli etmezdi ama şuanda asla öyle değidli.(siz düşünün)
Konuşmadım.

Okulun kapısında arabayı park edip indiğimizde
Bahçede tek dersi beden olan öğrenciler vardı.

Mic ile birlikte müdürün odasına geldimizde kapıyı tıklayıp içeri girdim.

Pala bıyıklı, terli müdür tam karşımızdaydı,önündeki koltukta ise İz-

Mic ile birbirimize baktık,şuan bu da neydi?

Nasıl olabilirdi bu?

İzuku'nun saçları arasında kırmızı tutamlar vardı,saçları alacalı olmuştu.

Saçları yeşil değil,beyazdı.
Kırmızı ve beyaz uyumu inkar edemeyeceğim kadar güzel.

Fakat saçlarından daha önemli bir şey varsa oda arkasındaki altın renkli devasa kanatlardı. Sarı tonlarında kirli kanatlar arasında kalmış İzuku görünüyordu.