" Ah birde karşılılk verse aşkın adı asıl ne olacak da, işte."
Taehyung kendinden emin bir ses tonuyla konuşmaya dahil oldu.
"Valla Teğmenim bence veriyor, ben daha komutanın yanına oturmasına izin verdiğini görmedim."
Ay işte diyorum o da beni odasında ıslak sesler eşliğinde sikmek istiyor ama işte söyleyemiyor, bir de Yüzbaşı Jin bağırarak girdi aramızda. Adam konuya bağırmadan dahil olamıyordu, fantezisi galiba.
" Ulan komutanın arkasından konuşmayın! "
Yo, ben yüzüne de söylüyorum. Hatta adama bağırıyorum sik beni diyede işte anlamıyor eşeğim. Namjoon bağırmasından ötürü irkilerek 'özür dileriz Yüzbaşım!' dedi. Salak, ne diye özür diliyorsun ya?
Yüzbaşı Kim'e döndüm, aegyo yaparak masum masum baktım yüzüne.
"Ben komutan hakkında konuşmaktan muafim ama, değil mi Yüzbaşım~?"
Yüzbaşı hızla bana döndü ve garip garip baktı, bu bakışı iyi biliyordum.' Azıp kudurma, sinirlendirme beni' bakışıydı. Ama napayım konu yakışıklı, haşin komutanım olunca azıyorum.
"Yo, ne alaka çocuğum?"
Taehyung'ta benim dediğim şeyden özgüven alarak konuştu, puşt ya her şeye atlıyor.
"Ya, ona bakılırsa bende Bestiesiyim Komutanın!"
Canım bestie mestie bilmem ben, ben onun gelecekte ki, şimdi ki, sonra ki, önce ki eşiyim. Biz her gün sevişiyoruz, öpüşüyoruz ve bana bebeğim diyor. Okey? (sizolukta sınır aştım but ıdc.)
"İyide akıllım, o burada geçerli değil. "
KOYDU NAMJOON PAŞAM LAFI, OTUR YE EKMEKLE ASLANIM.
"Doğru, bende gizli aşkıyım mesela ama bana da izin yok. Ulan aslında hızlıca yüzbaşı olsam her şey çözülecek de."
Namjoon bu söylediğim şeylere anlam kazandırmak amaçlı kaşlarını çattı, ne sorgu sual soruyorsunuz be bana. Gidin, gidin!
"Ne alaka be?"
Namjoon bana sual sorarken Yüzbaşı yalancı bir tavırla öksürdü ve Taehyung'a baktı.
"Şey, Teğmen Kim, odama gelirsiniz sonra."
Taehyung kafasını sallayarak, 'Tamam yüzbaşım' dedi. Yüzbaşı da onu onaylayıp ayrıldı yanımızdan. Bu ikili kesin sevişiyordu, ULAN YOONGİ BİR BİZ KALDI SEVİŞMEYEN AL ALTINA SİK BENİ ARTIK YETER YA YETER.
Namjoon dudaklarını balık gibi yapıp 'uuuu' diye bir ses çıkarttı. Bakışlarını onlara çevirdi ve şaşkınlık dolu bir ifadeyle konuştum.
"Hadi canım, şaka yapıyorsun?"
"Ya, hemen fesat düşünmeyin. Herif önemli bir şey konuşacaktır, hemen çekmeyin oralara."
Sus jungo, konusma, onayla bizi. Sevişeceklerdi ap açık. Salak mıyız biz yahu anlamayacağız?
"Yakında Komutan Min'de Teğmen Jung'u böyle çağırır."
Keşke Namu keşke... o odada ona bacaklarımı açıp sik beni diye yalvarabilirim. Mutfakta, banyoda, yatakta, salonda, dışarıda, barda, umumi tuvalete, korumasız, kayganlaştırıcısız, bol inlemeleri, bol ıslak, bir parça ekmek için, bir damla su için yalvarana kadar sikebilir.
"Onların ki bir başka olur canım"
Diyip kıkırdağı Tae. Harbi, nasıl olurdu acaba?
"Ay lütfen çağırsın beni yanına ya, valla aşkını ilan etmeyecekse bile varım ben."
![](https://img.wattpad.com/cover/361461396-288-k825605.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soldado | Sope
Fanfic" Bana bir şiiri anımsatıyorsunuz, Teğmenim." ~ Üstteğmen jung'un komutan Min'e şans eseri hayranlık duyacağını ve onu bu denli isteyeceğini kim tahmin edebilirdi ki?