1-Gün ışığı, Heli'nin karanlığı

1.3K 74 21
                                    


"Makyajı akıyor farkının; Herkesleşiyorsun..."

00/00/0000

🍀

Elimdeki bavulu korumaya verip arkamı döndüm. Yüzüme buruk bir gülümseme ile bakan Anneme ilerleyip kollarımı ona sardım.

"Kendine dikkat et, en ufak şeyde hemen beni arıyorsun! "dediğinde başımı salladım. Kollarımı Annemden çekip yanında bekleyen koca Adama döndüm.

"Kendine dikkat et Helin ve birşey olursa düşünmeden beni arıyorsun, sen benim de kızımsın bunu sakın unutma."dediğinde başımı salladım ve daha fazla beklemeyip benim için gönderilen arabaya ilerledim.

Araca binmeden arkamı dönüp son kez el salladım ve içeri girip oturdum, tabi karşımda bir adet Sarp Taştuğ görmeyi beklemiyordum.

Onu takmayıp kapı kapanmadan Annemlere öpücük attım. Kapanan kapıyla araç hemen çalışıp yola çıkmıştı.

Ben Helin, Helin Taştuğ. Kahverengi belime kadar gelen saçlarım ve saçlarımla aynı renk gözlerim, hafif kemerli burnum ve normal boyutta dudaklarım vardı. Ha birde sol yanağımda olan gamzem.

Annem ve Babam ben daha doğmadan ayrılmışlardı. Ben Annemle birlikte kalıyordum nedeni ise Babam olacak kişinin yani karşımda oturan Sarp Taştuğun beni istememesiydi.

Diyeceksiniz ki neden şimdi onunla gidiyorsun? Sebebi şu; Annem Sevde 2 yıldır bir Adamla görüşüyordu yani Kerem Dağdelen kişisiyle.

2 yılın ardından evlenme kararı almışlardı buna karşılık yüzünü bile görmediğim Babam olacak şahıs beni yanına almak istemişti.

Şahsen ben Annemin yeni eşi ve onun ailesiyle yaşamak istiyordum Kerem Abinin 3 tane oğlu vardı. Sadece fotoğraflardan tanıdığım Babamın neden böyle yaptığınıda anlayamamıştım.

Kollarımı birbirine dolayarak arkama yaslanıp dikkatimi akan yola vermeye çalıştım ama insanın karşısında hiç görmediği öz Babası olunca bu pekte mümkün değildi.

Keremi 2 yıldır tanıyorum en azından. Peki seni Baba? Seni neden hiç tanımıyorum?

"Sadece 7 ay,"dedim yanımızdan geçen arabaları izlerken. Bu dediğimle başını elindeki tabletten kaldırıp bana bakmaya başlamıştı.

"7 ay sonra beni görmeyeceksiniz merak etmeyin"diyip bakışlarımı ona çevirdim. Bu dediklerim onu hiç etkilememiş gibiydi "Ona ben karar veririm."diyince resmen dumura uğramıştım.

"Pardon!"diye şaşkınca sorup kollarımı çözerek oturduğum yerde dikleştim. Gözlerine bakarken ikimizinde gözlerinin renginin aynı olmasına lanetler ettim.

Ne olurdu Anneminki gibi mavi olsa

"Benim için bir yabancıdan farksız olduğunu unutma! Reşit olduğumda kendi Anne ve Babamın yanına gideceğim!" Baba kısmını bastırarak söylememle yüzünde gözler görülür bir sinir yer aldı.

Aynı sinirle yüzüne bakarken onu inceledim. Sarı saçları, kahve gözleri ve hokka gibi burnu vardı. Tek kelimeyle mükemmel bir adamdı fakat içi için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.

Gözlerini kapatıp derin bir nefes alıp verdi ve geri tableti ile ilgilenmeye başladı ama ben susmadım.

"Neden?"diye sordum "yıllar sonra neden?"dediğimde tabletini tamamen kapatıp yanına bıraktı.

"Ben senin yüzünü bir kez görmemişken seninle bir kelime bile konuşmamışken neden 17 yıl sonra gelip beni yanına alıyorsun? Ayrıca beni istemediğini söyledikten sonra. Ben senin için istenmeyen çocuktum fakat abilerim sana göre öyle değildi. Neden, kız olduğum için mi?"diye sorduğumda beni ciddiyetle dinledi.

Gün ışığı, Heli'nin karanlığı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin