"İki seçeneğin var; ya kal, ya gitme!"Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınn
🍀
Uzandığım yerde diğer tarafa dönüp gözlerimi açtım. Daha hava aydınlanmamıştı bile.
Yattığım yerden doğrulup kollarımı kaldırarak vücudumu esnettim. Kulaklarıma gelen ezan sesini duyunca yataktan kalkıp odada bulunan banyoya giderek abdest aldım.
Odaya dönüp bavulumdan seccademi ve eşyalarımı çıkarıp serdim. Eteği giyip diğer eşyaları da giyip Niyet ederek sabah namazını kıldım. Biten namazımla ellerimi açarak dua ettim, mutlu olmak için.
Duamda bittiğinde kalkıp seccadeyi toplayıp geri bavula yerleştirdim. "Uykumda kaçtı" kendi kendime konuşarak yastığımın altından telefonumu, sırt çantamdan da paketimi alıp odadan çıktım. Üstümde siyah sweat ile gri eşofman vardı. Dün gece terlediğim için kalkıp üstümü değiştirmiştim.
Merdivenleri inerken telefondan saate baktım 4:48'di. Girişteki avluya geldiğimde etrafa bakındım. Sol taraftaki koridorun sonunda gözüken yeşillikli alanı görünce oraya ilerledim.
Koridordan geçerken duvarda asılı olan resimler dikkatimi çekti. En büyük olanının önünde durup baktım. Sarp ortada durmuştu sağında ve solunda 3 er kişi duracak şekilde 6 kişi vardı. Hepsinin yüzünde olan ciddiyetle göz devirdim, insan ufakta olsa gülümser.
Resime bakmayı kesip koridoru tamamladığımda bahçeye çıkmıştım. Konağın hem yanlarını hemde arkasını kaplayan U şeklinde bir bahçeydi.
İlerleyip tam arka tarafa geldiğimde iki tane büyük çardak, çardakların tam ortasına olan armut minderler ve orta kısımda olan bir havuz karşıladı beni.
Bu kadar yeşillik var insan bir, iki tane çiçek diker.
Yürüyerek armut koltuklardan birine oturdum. Yavaş yavaş aydınlanmaya başlayan havayla konağı izlerken paketten bir dal çıkarıp ucunu alevlendirdim. İçime çektiğim dumanı bıraktığımda hafiften başım dönmeye başladı.
Aç karnına sabahın köründe içersen böyle olur.
Kendimi bildim bileli hep Babam neden beni istemedi diye düşünüyordum. Neden Abilerimi istedi de beni istemedi? Bu düşüncem Annem, Kerem abi ile tanışınca yavaş yavaş silinmeye başladı. Annelik doğurmakla Babalık doğurtmakla olmuyordu. Ben bunu Kerem abiden öğrenmiştim. öz Babam olmamasına rağmen beni kendi çocuklarından ayırmamıştı, tıpkı Kerem abiye benzeyen 3 tane oğlu vardı.
Telefonum çalmaya başladığında cebimden çıkarıp kimin aradığını baktım. Sabahın 5 inde kim arıyor?
Annem yazısını görmemle telefonu açtım, görüntülü aramıştı. Ekrana Annemin yüzü girdiğinde yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu.
"Annem, ne yapıyorsun?" Demesiyle telefon yere düştü. Ben hala telefona şaşkınca bakarken telefon düştüğü yerden kaldırıldı bu sefer ekranda Kerem abi vardı. "Helin, kızım napıyorsun. Neden uyanıksın bu saatte?"dediğinde arkama yaslandım.
"Yeni uyandım" dediğimde Annem yandan uzanıp kendini gösterdi. "Uykunu güzel al, sakın uykusuz kalma tamam mı Annem"dediğinde başımı tamam anlamında salladım.
"Eee oralar nasıl, Urfayı beğendin mi?"dediğinde yanaklarımı hava doldurup geri bıraktım. "Daha 1 gün oldu, ne kadar alışa bilirsem o kadar alıştım"
"Baba, o kim!" Arkadan gelen sesle sesin sahibinin ekrana gelmesini bekledim. Kerem abinin elindeki telefonun bir anda alınmasıyla kameraya kendini gösteren 3'lüye baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gün ışığı, Heli'nin karanlığı
Chick-LitDoğduğu andan beri Babası'nın ve Abileri'nin yüzünü bir kere bile görmeyen Helin Taştuğ. Annesi ile birlikte yaşamını sürdürürken Annesi yıllar sonra bir Adama aşık olup onunla evlenme kararı alıyor. Babası bu karar sonrasında 17 yılın ardından Hel...