1.1

485 37 99
                                    

Edgar'ın anlatımı ile

Her zaman özenilen bir insandım. Ailem, arkadaşlarım ve çevrem beni çok severdi. Derslerime çalışırdım, notlarım her zaman mükemmeldi. Hayatım bir peri masalı gibiydi. Ailem ülkenin en ünlü film yıldızlarıydı, ailemden ötürü üllede tanınan bir isimdim.

Ailem her zaman insanlara benimle övündü. Bu ne kadar beni mutlu etsede bir yandanda rahatsız oluyordum. 12. Sınıfa geçtiğimde her okul yılı olduğu gibi yine çok heycanlıydım. Okulda tanınsamda, yeni insanlarla tanışmak istiyordum. Belki üniversiteye geçtiğimde ailemi ikna edebilir ve "tıp"
(sanırım böyle yazılıyor) okuyabilirdim. Şu hayatta en çok istediğim şeylerden bir taneside tıp fakültesini kazanıp tanınan bir profesör doktor olmaktı. Derslerime çalışma nedenlerimden bir taneside buydu. Bu düşünceler bile beni mutlu etmeyi başarıyordu.

Ben nu düşüncelerle yerde otururken en yakın arkadaşım coletteden bir mesaj almam ile telefonu elime aldım ve mesajı okumaya başladım.

Colette-Edgar

C:Selam ed yarın için heycanlımızın?

E:Ah hemde nasıl.

C:Neyse pek uzatmayacağım yarın okula girdiğinde direk benim yanıma gel nerde olacağımı biliyorsun.

E:Evet evet biliyorum, ne var sabki şu bibi denilen zorba ile takılmasan?

C:Bu seni hiç ilgilendirmez!

E:Peki peki bir şey demedim.

°

Telefonu anlam veremeden kapadım ve bir köşeye koydum colette için endişeleniyordum. Çoğu zaman o zorba için beni bir köşeye atıp yanlız bırakıyordu, hem insanları beni rahat bırakmaları için tehdit etmişti hemde yanlız bırakmıştı. Arkadaş ortamımı düzeltmem gerrkiyor!

Artık yavaş yavaş uyumam gerekriğini fark ettim ve yatağıma uzandım.
Gözlerimi kapadıpımda ne kadar yorulduğumu fark ettim ve kendimi uykunun kollarına bırakrım.

*sabah*

Beni birinin dürtmesi üzerine gözlerimi aralamaya çalıştım, gözlerimi açtığımda hizmetlimiz olduğunu gördüm ve gülümsedim. " efendim kalkmanız lazım okula geç kalabilirsiniz." dediğinde kafamı onaylarcasına salladım ve yataktan doğruldum.

Ben duvarla kesişieken hizmetli kadın odamdan çıkmıştı bile. Yataktan kalktım ve hazırlanmaya başladım. Altıma aiyak bol bir pantolon üstümede beyaz bol bir t-shirt geçirip çantamı sırtıma taktım. Henüz kitabım olnadığı için çanta yok denilecek kadar hafifti ve buda benim çok işime geliyordu.

Yanıma anahtarımı, kulaklığımı, telefonumu ve biraz para aldıkran sonra malikaneden çıktım. Şoför her zamanki gibi malikanenin büyük parlak renkteki kapısının önünde bekliyordu. Arabaya bindin ve ona okula gideceğimizi smyleyerek rekefonumdan konum açarak onun eline verdim. Şoför konumu gördüğünde kafasını onaylarcasına salladı ve arabayı sürmeye başladı.

Okula vardığımızda arabadan indim ve okula girdim yine herkezin gözleri üzerimdeydi bu oldukça rahatsız edici değilmiş gibi bir de üstüne herkez bana bakarken mor saçlı, oldukça uzun ve çekik gözlü hoş giyinimli birisine çarpmıştım. Ben yerde ne olduğunu sorgularken mor saçlı çocuk konuşmaya başladı. "siktir önüne bakmıyormusun sen!?"

Dediğimde yüzüne baktım ve konuşmaya başladım. "Ah gerçekten çok özür dilerim, önüme bakmıyordum" dediğimde karşımdaki kaşlarını çatmış çocuk bir anda yüzünü gevşetti ve elini bana uzattı. "sorun değil, adım fang bu arada" dediğinde uzattığı eli tuttum be ayağa kalktım "bebde e-" daha sözümü biremeden "söylemene gerek yok edgar seni yakından tanıyorum." dedi. Ona kafamı salladım ve arkamı dönüp, arkadaşım colette ve onun zorba platoniği bibinin yanına gitmeye başladım.

Yanlarına gitdiğimde her zaman ki gibi başkalarını zorbalayıp duruyırlardı. Beni gördüklerinde birazda olsa durmuşlardı. Onlara sadece iğrenir bakışlar ile bakıyordum. Ve konuşmaya başladım. "mecbur olmasam sizin yüzünü dahi görmem!" dediğimde colette atıldı ce yüksek bir ses ile konuşmaya başladı "Ya madem öyle aramıza mesafe koyalım!" dediğinde ona sadece başımı salladım ve hiç vakit kaybetmeden yanlarından ayrıldım. Onlar ile ilişkimi bitirmek şu ana kadar yapabileceğim en iyi şeydi.

Bahçede briza gezindikten sonra sınıfıma gittim ve sırama oturdum. Aklımda hala sabahki mor saçlı çıcık vardı, yeni olduğu belliydi bu okıldaki herkezi tanıyordum. Ben bunlaru düşünürken yanıma colette geldi ve hiç yüzüme bakmadan sıraya oturdu. Dersin başlanasına az kalmıştı hoca birazdan gelirdi.

Sırada oturmuş boş boş dersin başlanasını beklerken sınıfa sabahki çocuk girdi ve hemen önümdeki boş sıraya oturdu, bana döndü. "merhaba küçük şey tekrar karşılaştık" bunu beni uyuz etmek için söylediğinin farkındaydım ve ona bakarak gülümsedim. Göz ucu ile yanımda oturan coletteye baktığımda bu durumdan fazlası ile rahatsız olduğunu anlayabiliyordum. Fang ile biraz sohbet ettikten sonra sınıfa hoca girdi ve okulun ilk haftası olduğu için kitapları alana kadar boş olduğumuzu söyledi.

Bu fang ile bir birimizi daha iyi tanımamıza yardımcı olabilirdi.

*neyse aq buraları yazmaya üşendim bunlar baya samimi oluyor falan filan*

Aradan aylar geçmesine rağmen fang ile her saniyemizi beraber geçiriyorduk, okuldaki çoğu kişi aramızda bir şeyler olduğunu düşünüyordu bu ne kadar komik olsada bir yandanda oldukça utanç vericiydi. Fangdan gelen mesaj ile parka gitmeye başladım hava kararmaya başlamıştı parka geldiğimde fang bir banka oturmuş beni bekliyordu. Yanında tanımadığım 3 arkadaşı daha vardı.

Yanına gittiğimde ayağa kalktı ve parmakları ile anlam vermediğim şekiller yapmaya başladı. "a-sana bunu uzun zamandır söylemek istiyordum" dediğinde ona meraklı gözler ile bakmaya başladım. Bunu fark ettiğinde devam ettirdi. "b-ben... Seni seviyorum edgar lütfen bana bir şans ver!" dediğinde kanım donmuştu.

Onu üzmek istemiyordum ama bir ilişkiyede hazır değildim. "Fang bu çok cesurcaydı fakat, seni arkadaşum olarak görüyorum ve daha fazlasınada hazır değilim." dediğimde gözleri dolmaya başlafı ve dolan gözlerindeki yaşların akmadına izin vererek sessiz bir şekilde ağkamaya başladı. Bana sadece "üzgünüm edgar seni bir daha rahatsız etmeyeceğim"dedi ve yanımdan hızlı adınlar ile gitti. Arkadaşlarının bana pekte hoş olmayan bakışlar ile baktığını hissedebiliyordum.

Ancak elimden bir şey gelnezdi.

*aylar sonra*

Satranç kursundan erken çıkmış ıssız ve karanlık bir sokakta eve gitmete çalışıyordum. Başımın ağrısından öten cırcır böceklerinin sesini bile duyamaz haldeydinim. Şu anda tek isteğim hızlı bir şekilde eve gidip haplarımı içmekti. Sokakta biraz yürüdükten sonra ağzıma ve burnuma keskin kokusu olan bez gibi bir şeyin sürtüldüğünü hissettim. Onutneye çalışsamda başaramıyordum. Arkamdaki beden beni çok sıkı tutuyordu. Ne kadar çığlık atsamda etrafta beni kurtara bilecek hiç kimse yoktu. Gözlerim kararmaya başlamıştı. Son duyduğum şeyler fangın bana "şşt korkma seni karım yapacağım!" demesiydi.
°
°
°
Bölüm sonu
Fic nasıl devam ediyimmi?

°°°Bölüm sonuFic nasıl devam ediyimmi?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hesabım bu ark atarsınız.

927 kelime

TUTSAK-FANGARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin