(Jisung'un anlatımıyla)
"Ben bu veletle kavga ederken bunun abisi ve arkadaşları geldi. O sırada da Haneul beni durdurmaya çalışıyor küçük boyuyla. Neyse işte abisi Dedi ki 'sen kim oluyon da benim kardeşime satasiyon lan?' Diye. Tabii ben Avrupa görmüş insan olarak tüm kekoluğumu ortaya koyarak 'Senin bu götten bacak kardeşin benim kardeşimin sırasını kaptı davaro!' Dedim. 'Senin velet sırasını koruyamıyorsa biz ne edelim?' Dedi o da. Ben buna bir sinirlendim. Tam üstüne yürüyecekken Jisung geldi. Dedi 'boş ver gel gidelim.' Dedim 'yok olmaz ben şuna haddini bildiricem!' Ben bunu dediğim an bir baktım bu davaro ve sürüsü üstümüze doğru koşuyor. Jisung Haneul'u kucağına aldı beni de kolumdan tuttu koşmaya başladı. Ben de onun peşinden. Sonra da buraya şu Seungmin öküzü ile çarpışarak girdik. Öyle işte..." diye anlatmasını bitirdi Minho.
Hep birlikte Felix'in evindeydik. Felix yaptığı pasta ve smoothieleri orta sehpanın üzerine bir güzel yerleştirmişti. Tabii biz ayarsız olduğumuz için ortalığı biraz dağıttık ama toparladık. Şimdi ise oturmuş sohbet ediyorduk.
Ortama şöyle bir baktım. Felix yerde halının üstünde bacaklarını uzatmış oturuyordu, Seungmin tekli koltuğa yayılmıştı, Jeongin kafasını Changbin'in omzuna koymuş oturuyordu, Changbin halinden memnun görünüyordu, Chan en medenimiz olduğu için normal normal oturuyordu, Hyunjin Seungmin'in yanındaki tekli koltuğa bacaklarını kol koyma yerine uzatmış bir şekilde oturuyordu, Haneul orta sehpadaki pastayi yemeye devam ediyordu, Minho bağdaş kurmuş Jeongin'in yanında oturuyordu, ben ise Chan'ın yanında tek bacağımı götümün altına almış şekilde oturuyordum. Bu bizim en medeni halimizdi.
"Çocuk adam bak çok yedin miden bulanacak!" Dedi Minho pasta yemeğe devam eden Haneul'a. "Ama Felix abi çok güzel yapmış!" Dedi Haneul ağzındakileri yutarak. "Teşekkür ederim Haneul'cum! Sen işte ben her zaman yaparım. Ama şimdilik bu kadar yeter. Tamam mı bebeğim?" Dedi Felix ince sesi ile. "Söz mü?" Dedi Haneul. "Söz!" Bunun üzerine Haneul çatalı bıraktı ve abisinin yanına gidip kucağına oturdu.
Minho bu olaya şaşırsa da sesini çıkarmadı. Masadan peçete aldı ve Haneul'un ağzını yüzünü sildi. Bir süre sonrada abisinin kucağında uyuyakaldı.
"Bir şeyler yapalım yaa!" Dedi Jeongin kafasını Changbin'in omzundan kaldırarak. "Ben kimim? Oyununu getireyim mi? Hem eğleniriz." Dedi Felix yerden kalkarken. "Getir!" Dedi Seungmin yayıldığı koltukta doğrulurken. Felix odasına gitti ve oyunu alıp geldi. Bu sırada Minho Felix'ten Haneul'u onun odasına yatırıp yatiramayacagini sordu. Felix sorun olmadığını söyleyip peşinden gelmesini söyledi. Bir süre sonra beraber geldiler. "Bu sefer biraz farklı oynayacağız. Benim kulaklığı telefona bağlayıp müzik açacağız ve tahmin edecek olan kişinin söylenenleri duymasını engelleyeceğiz. Anlaştık mı?" Dedi Felix kutuyu sehpanın üzerine koyup açarken. Bu herkesin daha çok dikkatini çekmişti.
"İlk kim geliyor?" Dedi Felix eline kart tutucuyu alarak. "Ben ben ben!" Diyerek yayıldığı yerden kalktı Hyunjin ve kart tutucuyu kafasına taktı. "Ben anlatabilir miyim?" Dedi Jeongin kalkarak. Felix onu onayladı ve anlatacağı kartı Hyunjin'in kafasına taktı. Ardından kulaklığı telefona bağladı ve müziği açtı. Hyunjin hiç bir şey duymadığına dair bize işaret verdi ve oyun başlamış oldu.
"Bunu anlatabilirim. Geçen Chan'ın hesabını stalklerken görmüştüm. Şimdi Hyun, Chan kırmızı saçlıyken!" Diyerek tek tek anlatmaya başladı. "Chan neyken?" Diye bağırdı Hyunjin. "Kırmızı saçlıyken!" "Ney?" "Kırmızı! Saçlı!" "Çıplakken mi-" Hyunjin'in lafını kesen kafasına yastık yemesi oldu. "Hayır be salak! Kırmızı! Red red! Red hair!" Dedi Jeongin dil değiştirerek. "He kırmızı saç?" "Evet! O kırmızı saçlıyken öfkelenirse ne olur?" "Alaska'da sabah mı olur? Chan'ın Alaska'da ne işi var?" "Ebenin amı Hwang!" "Süre bitti!" Diye araya girdi Felix. "Senin kafana sıçim!" Dedi Jeongin yerine geçerken. "Kelime neydi ki?" Diyerek kafasındaki kartı aldı Hyunjin. Kelime 'angry birds' idi. Bu salak sadece kırmızı kısmını anlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STAJYER -MİNSUNG-
FanfictionOkul öncesi öğretmenliği 2. sınıf olan Han Jisung, bir gün Kore Dili ve Edebiyatı öğrencisi 3. sınıf Lee Minho ile tanışır... Texting+düz yazı+instagram Evet hem normal kitap hem de fic yazıyorum çünkü ikiside hayalimdi...