final
10 gün sonra
"Kook! Hazır mısın?"
Büyücülük okulunun düzenlediği tatilin bitmesine son iki gün kala herkes bu rüya gibi dönemin sona ermemesi için Müdür Min'e kesinlikle reddedilecek mailler atıyordu, yine de şans denemekte fayda var düşüncesiyle ilerledikleri için bunu takmamışlardı tabii. Okula döndüklerindeki yoğun maratona dahil olmak, altınlarla yarışıp ıslak kurbağalara dokunmak, cadı tırnağı toplamak gibi işleri yapmaya pek hevesli oldukları söylenemezdi.
Benzer durum geziden sorumlu öğretmenler için de geçerliydi, ilk günlerdeki savaşları, hırsları, öfkeleri artık neredeyse hiç olmadığından dolayı tatilin keyfini yeni yeni çıkarmaya başlamışlardı. Özellikle son üç günkü iletişimleri öylesine sevimli ve içtendi ki buna ikisi de ara ara şaşırıyor fakat çaktırmıyorlardı. Gelişmelerin nasıl yaşandığı ise tahmin etmesi zor değildi, aralarındaki büyük aşk ve paylaşılan onca yıldan sonra yapıcı bir şekilde kurulan iletişim her şeyi geri getirebilir derecede olabiliyordu bazen.
"Hâlâ hazırlanamadım!"
Jungkook'un bungalovundaki sorunlar halledilmiş olmasına rağmen ikisinin ortak kararına bağlı olarak beraber kalmaya devam etmeleri de bu yakınlaşmaya sebep olarak verilebilirdi.
"Bir buçuk saattir ne yapıyorsun sen orada?"
Eski sevgilisinin sorusu üzerine aynanın karşısında kıkır kıkır gülen Jungkook, onun bu gülüşü duymadığından emin olduktan sonra cevap verdi.
"Sen de bir saatte hazırlandın, hiç boşuna mızmızlanma."
Sevgililik dönemlerindeki ufak atışmalarına benzeyen bu diyalog ikisini de gülümsetmiş, güzel anıların akıllarına gelmesiyle ise kalplerini yine sıcak basmıştı. On beş dakikanın ardından hazır olduğunda merdivenlerden aşağı inip kendisini bekleyen genç adamın yanına ilişti Jungkook. Karşısına geçmeye biraz utanmıştı.
"Çok güzel görünüyorsun."
Jungkook bu iltifata karşı yalnızca gülümsedi, büyüyen gülümsemesini görmesin diye ise hızla arkasını dönerek bungalovdan çıktı. Her şeyin farkında olup hınzırca sırıtan Taehyung da hemen arkasından takip etti onu. Birazdan başlayacak olan kokteyl partisi ikisinin bu şıklıklarını açıklar nitelikteydi. Son geceleri değildi belki ama topluca alkol alacakları planlamış son etkinlik olduğu için herkes özenerek hazırlanmıştı.
"Eksik bir şey kalmadı değil mi? Alkoller nerede? Barmen geldi mi?"
"Gerilme bu kadar." dedi Taehyung onun yanına gidip elini omzuna koyarak. "Her şey yolunda, barmen de geliyor bak."
Kumsalın belli bir alanına yerleşmiş yuvarlak ve uzun masaların üzerine atıştırmalıklar koyulmuş, herkesin görebileceği bir yere ise dj kabini kurulmuştu. İsteyen öğrenciler bar köşesinde kokteyllerini yaptırıp dj kabini önünde dans edebilirdi, pimpirikli organizatör Jungkook her şeyin ulaşılabilir olmasını istemişti.
Gecenin ilerleyen saatlerinde ise artık herkes parti alanına gelmiş, ilk gün birbirlerinin adını bilmeyenler şimdi beraber eğlenmeye başlamıştı. Aralarındaki kaosa rağmen iyi işler başardıklarını anlayan öğretmenler de bu partinin büyüsünden nasibini almıştı tabii. Öğrencilerden ayrı olarak dikildikleri masada çok alakasız konuların sohbetini yapıyor, bir yandan da içiyorlardı. Hatta sohbetleri o kadar rastgeleydi ki sarhoşluğun da etkisiyle bazen ne konuştuklarını unutup başka başka cevaplar veriyorlardı.
"Sence neden saçmalıyoruz?" diye gülerek sordu Jungkook, gerçekten kahkaha atarak.
Taehyung da aynı sarhoşluğun daha sakin haliyle gülerek, "Bilmem." dedi ve omuz silkti. "Bence başka şeyleri konuşmaktan kaçtığımız için."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
firecougars lovers
Fanfictionyazan: miashibal prompt sahibi: ankseliyete Deniz suyu iyi gelir. Saça, hastalıklara, depresyona... Bir de firecougars aşıklarına.