DELTA/6

18 3 1
                                    


Yoongi bir anlık istemsizce güldüğünde jimin de gülmüştü, kızmamasına sevinmişti aslında. Yoongi jimin de gülmeye başlayınca eliyle omegaya yaklaşmasını işaret etti, jimin ona yaklaşınca yoongi parmağı ile yanağına dokundu.

"Kıllarımla derdin ne lan senin? Niye bu kadar müstehcensin, içten içe sapıksın değil mi?"

Yoongi gülmeyi kesip parmağını iyice bastırdığında jimin acıyan yanağını ovalayıp deltanın parmağından kurtuldu. Hemen onun yatağından kalkıp kolları açık duran namjoon'un önüne doğru kıvrılıp uzandığında namjoon onun kızarmış yanağını öptü.

Yoongi keyiflice kendi yatağına uzanıp biraz dinlendirmek için gözlerini kapattı ama yeniden açmak zorunda kalmıştı. Küfrederek açtı gözlerini, bir türlü rahat yoktu bu koğuşta ve geleni gideni bitmiyordu.

Koğuşun kapısı açıldığında içeriye iki gardiyan girmişti, herkes öylece bakarken gardiyanların da boş boş bakması garip bir hava oluşturmuştu. Herkes yeni bir mahkum getirildiği için kapının açıldığını düşünüyordu ama içeriye sadece iki gardiyan girmişti.

"Abilerim önümü kapatıyorsunuz."

İki gardiyanın arkasından çıkan pembe saçlı oğlan ellerini cebine sokarak ağzındaki şekeri oynatırken verilen siyah eşofmanları da kolunun altına sıkıştırılmıştı.

Gardiyanlar koğuştan çıkıp kapılar yeniden kilitlendiğinde koğuşun ortasında dikilen orta boylu çocuk ranzadaki alfalara sırıtarak baş selamı verip ağzındaki şekeri birden küt diye kırıverdi.

"Eee ağası kim buranın? Çıksın meydana da boyunun ölçüsünü alayım mâlum yeni ağanız ben olacağım da."

Yeni mahkum üzerindeki ince uzun kollunun kollarını yukarı kıvırıp boynunu kütlettiğinde yoongi daha fazla bu saçmalığı izlememek için arkasını dönüp uyumaya karar verdi jimin ise açık kalan ağzı ile etkilenmiş bir şekilde izliyordu, ona arkasından sarılarak uzanan namjoon da tepkisizce bakıyordu.

"Bu çocuk adam bu kadar gürültüyü nasıl yapabiliyor?"

Koğuşun ortasında dikilen yeni mahkum sesin geldiği yöne döndüğünde banyonun kapısı açılmış ve altındaki gri şortla üstü çıplak bir alfa çıkmıştı. Omzuna astığı siyah havlunun kenarından tutup çenesinden akan suyu sildiğinde jimin heyecanla dürttü namjoon'u.

"Hyung bak bu da jungkook hyung, o da bana yardım etti iyi bir alfa."

"Öyle miymiş?"

Namjoon jimin'in saçlarını okşayarak jungkook dediği kişiyi inceledi, iri yapılı kaslı bir alfaydı.

Jungkook karşısında dikilen mahkuma bakmak için iyice yaklaştığında aynı şekilde mahkum da başını yaklaştırdı jungkook'a doğru.

"Anlaşılan burda senin borun ötüyor, tamam hadi saldır bana."

Yeni mahkum pembe saçlarını geriye doğru yatırıp eliyle sağ yanağını işaret etti karşısındaki alfaya vurması için. Jungkook boynun iki yanından sarkan havlunun uçlarını tutarak garip hareketler yapan alfayı izledi bir süre.

Boynundaki havluyu çekip pembe saçlı alfanın suratına çarparak kafasını havluyla kapattığında koğuştaki bazı alfalar gülmüştü.

"Küçük oğlanlara dalaşmam ben, pamuk şeker."

Mahkumun suratından kayıp düşen havlu ile jungkook onun pembe saçlarına dokundu, yeni mahkum ise hâlâ karşısındaki iri alfa ile kavga etmeye kararlıydı ve madem ilk o başlatmayacaktı ilk adımı kendisi atacaktı.

KaradulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin