DELTA/8

28 4 0
                                    

Jimin aldığı cevapla kollarını sardı sıkıca adamın beline. Bir süre ayakta sadece birbirlerine sarıldıklarında ilk jimin ayrıldı, gülümseyerek başını kaldırıp baktığında adam da ona gülümsüyordu.

"Seni özledim baba."

Babası onu tekrar bağrına basıp yeniden sarıldığında saçlarını okşadı oğlunun. Jimin babasıyla beraber masaya ilerledi ve sandalyeye oturdu babası da tam karşısına oturduğunda yanında getirdiği siyah çantayı masanın ortasına koydu adam.

So ji-sub, 44 yaşında emekli ordu mensubu, oğlu ile farklı şehirlerde yaşıyor sebebi ise ölen eşinin mezarının olduğu yerde yaşamak istemesi.

Babası siyah çantadan beyaz bir zarf çıkarttı ve jiminin önüne doğru kaydırdı. Jimin zarfı alıp parmaklarıyla üzerinde ritim tutarken babası başka bir zarf daha çıkarmıştı.

"Namjoon senin peşinden gelmiş diye duydum."

Jimin gülerek başını salladı, elini alnına vurarak başını iki yana salladığında babası da alaylı bir gülüş vermişti.

"Korkarım diye gelmiş."

"İçeriye nasıl girmiş biliyor musun? Seokjin gelip beni taciz etti diyerek namjoondan şikayetçi olmuş."

Jimin daha sesli gülüp sandalyeye yayıldığında parmakları arasındaki zarfı çeviriyordu. Gözünden yaş gelmişti resmen gülmekten.

"Seni korumak istemiş kendince, bilmiyor tabi senin bu zamana kadar kaç alfayı öldürdüğünü."

Jimin gülmeyi kesip sırıttığında omuz silkti, tabi bilmiyorlardı. Jimin onların gözünde alfalardan ödü kopan ve çekinik bir tipti.

"Saflar, ama olsun ikisini de seviyorum hatta sevdiğim tek kişiler olabilir o ikisi."

Jimin sırtını sandalyeden ayırıp masaya yaklaştı ve dirseklerini masaya yaslayıp çenesini avuçlarına yerleştirdi. Gözlerini kırparak gülümsedi ve gözleriyle önündeki zarfı işaret etti.

"Bu nedir peki?"

"Sıradaki kişiyi buldun biliyorum ama emin olmamız gerek iyice kontrol et diye bir fotoğraf getirdim sana."

Jimin bir şeyi hatırlamış gibi gözlerini kocaman açıp zarfı aldı ve yırtarak içindeki fotoğrafı çıkardı, fotoğrafı çevirip babasının suratına yaklaştırdı.

"İyi hoş ama alfa demiştin, bu herif delta haberin var mı?"

Babası suratına tutulan fotoğrafı elinin tersiyle itti, fotoğraf masaya düşerken jiminin sağ kaşı hafiften seğirmişti. Masadaki fotoğrafın üstüne elini çarpıp ayağa kalktığında sandalyesini geriye itti.

"Sana deltaları öldürmem demedim mi?"

Jisub sıkıntıyla nefesini verip kendisine diklenen oğluna baktı, yine aynı muhabbet açılmıştı ve o artık bundan çok fazla sıkılıyordu. Jimin çocukluğunda yaşadığı saldırı sonrası alfalardan nefret eder hâle gelirken kendisini ısıran delta yüzünden ona özel bir bağı vardı.

Kendisini ısıran delta üstelik tamamen ilkel bir kurttu, ormana geri kaçmış ve jimin onu bir daha asla görmemiş olmasına rağmen jisub oğlunun o deltaya aşık olduğunu düşünüyordu.

"Ne fark eder? Evet beş parmağı geçmez delta sayısı ama önüne gelen her delta o olacak diye bir şey mi var? Sende biliyorsun bir hayvandan farksızdı o beden bile değişemeyen kurt."

Jimin sinirle saçlarını dağıtıp yeniden oturdu sandalyesine, haklıydı babası. Boş kuruntular yapıp planı mahvedemezdi. Jisub ellerini uzatarak jiminin ellerini kavradı sıkıca.

KaradulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin