DELTA/3

20 2 0
                                    

İçi buhar ve omeganın feromonu dolu banyonun kapısı yavaşca aralandı, açılan kapıdan dışarıya sızan ince bir duman halinde kırmızı feromon koğuşun içerisini doldurmaya başladığında kokunun sahibi de dışarıya adım attı.

Alfa hapishanesi olduğundan tüm giysiler de alfaların genel vücut ölçülerine göre tasarlanmıştı, omega mahkum siyah eşofmanların içerisinde kaybolurken büyük gelen siyah uzun kollunun kollarını kıvırarak katlamış ve ince bileklerini açıkta bırakmıştı.

Aynı durum eşofmanın altı için de geçerliyken ona bir çözüm bulamamıştı, paçaları yerde sürünürken üzerine basmamaya çalışıyordu bir yandan da kayan eşofmanın lastiklerinden tutuyordu. Boynuna ise beyaz bir baş havlusunu sarmıştı, ıslak saçından akan su damlaları havluya düşüyordu.

Koğuşun içerisini kaplayan ve birden omegayı rahatsız eden koku ile başını yukarı kaldırdı, kendi feromonuna karışan alfa feromonları ile bakışlarını ranzalarında uzanan alfalara çevirdi.

Hepsi sessiz ve akbaba gibi omegaya bakıyordu. Hareketleri kısıtlıydı her birinin çünkü daha demin en temizinden dayak yemişlerdi ve çoğunun yüzü darmadağın olmuştu.

Alfalar sadece gözleriyle omegayı soyabildiklerinde koğuştaki tüm bu kokuyu bastıran daha ağır ve omeganın ısırık izin resmen okşayan güçlü bir feromon salgılanmıştı.

Jimin koğuşun orta yerinde öylece dikilmeye devam ederken gözlerinin dolmasına engel olamadı, hâlâ buraya nasıl düşmüş olduğuna anlam veremiyordu üstelik durumundan kimseyi haberdar edememişti.

Namjoon ve seokjin öğrenir öğrenmez görüş için gelirlerdi belki ama babası? Babasının da bu durumu bilmesi gerekirdi üstelik babası orduda üst rütbeliyken oğlunu burada bırakmak gururuna leke sürebilirdi bu yüzden bir an önce babasının öğrenmesini diledi jimin.

Boynundaki havluyu kafasına sarıp ovaladığında gözlerini gezdirdi tekrar koğuşun içerisinde, kendisine vahşi hayvanlar gibi bakan alfaları fark edebiliyordu ama koğuşa yayılan güçlü koku onun bu şekilde rahat ve özgür davranması için cesaret veriyordu.

Ranzalara baktığında hepsinin dolu olduğunu gördü ama yan yana duran iki ranza vardı ve sadece ikisinin de alt yatakları boştu birine ise çoktan yeni gelen mahkum oturmuştu jimin'e ise onun yanındaki boş yatak kalıyordu.

Ranzaya doğru ilerleyip yatağa oturduğunda saçını kurulamaya devam etti, omega bakışları hissedebiliyordu koğuştaki tüm alfalar kendisine bakarak feromon salgılıyordu ama bu mahkum omegaya bakmıyordu bile.

Jimin, onun bedeninden yayılan siyah duman şeklindeki feromonların doğruca kendi üzerine gelişini ve kendi kırmızı renkli feromonları ile karışmasını seyretti. Mahkum kendisine bakmıyor olsa bile o da feromon yayıyordu, farkında olmadığını düşündü jimin.

"Rahatsızlık veriyorum ama... adınız ne acaba?"

Tebessümle sordu jimin, yatağa iyice yerleşip bacaklarını katlayarak üzerine oturduğunda ranzanın merdiven demirine tutunarak yandaki yatağa yaklaştı. Sonuçta kendisini kurtaran adamdı, ona teşekkür edebilmek için en azından adını öğrenmesi gerekirdi.

Mahkum ise sesini çıkarmadı, kolunu başına yastık yaparak sırt üstü uzanmıştı ve ayağını ranzanın üstüne çıkmak için olan merdivene dayamıştı. Gözleri kapalı ama uyumadan feromon salgılamaya devam ediyordu.

"Peki yaşın?"

Jimin ilk sorusuna cevap alamayınca diğerini sordu, mahkumun yüz ifadelerine bakarak açık açık rahatsızlık verdiğini biliyordu jimin ama yine de vazgeçmedi.

KaradulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin