Jungkook hızlıca bindiği motoru ile evine kısa bir sürede varmıştı.
Evine arka taraftan girmiş hâlâ televizyonu açık salonuna ilerleyerek koltuklardan birine oturmuştu. Elinde bulunan kaskı masanın üzerine bıraktığı sırada derin bir nefes aldı.
Joker'in manipülasyon yeteneği harikaydı.
Lakin Jungkook insan beynini en iyi bilen kişilerden biriydi. Bir amaç uğruna onu etkilemeye çalışıyordu. Yaptığı şeyde samimi değildi. Bir şeyi amaçlıyordu ama onun ne olduğunu ne kadar düşünürse düşünsün kestiremiyordu.
Bir katil olmasını mı bekliyordu gerçekten kendisinden?
Bu olamazdı. Başka bir şey vardı.
Eliyle zonklayan başını tuttu ve gözlerini sıkıca kapattı. Onunla yüzleştikten sonra beyninde ki tehlike çanlarının gideceğini emindi ama beklediği gibi olmamış daha da kötüleşmişti. Evde ki yanlızlığı onu korkutturken telefonuna uzandı.
Yakın arkadaşı olan Park Jimin'i aramış evine davet etmişti. O, olaydan sonra yalnız kalmak onun için korkutucuydu. Evinin belirli köşelerinde polisler olsada bu içini rahatlatmıyordu. Oysa Joker'in yanına giderken veya onun yanındayken bu korku içinde değildi. Ta ki evine adım attığı gibi tekrardan izlenme duygusu bedenini çevrelemişti.
Polisler ise Joker'in, Jungkook için geri dönebilceğinden korktuğundan dolayı Jungkook'unda izniyle onu koruyorlardı gittiği her yerde. Bu yüzden evinden onlara çaktırmadan plakasını söktüğü motoru ile çıkmış telefonunu evde bırakmıştı. Polislerin ise ruhu bile duymamıştı tüm bunları yaparken.
Telefonunu kapatıp koltuğun üstüne fırlattığında sinirle masanın üzerindekileri yere fırlattı. Gözlerinden istemsiz yaşlar geliyordu. Yere çöktüğü anda kafasını dizlerine yaslamış ve sesli bir şekilde ağlamaya devam etmişti. İçinde Joker'e karşı olan büyük bir öfke ve kin vardı. Tıpkı onunda dediği gibi kendisini delirtmişti.
Kendisini o kadar aciz hissediyordu ki bu ağlamasını daha da şiddetlendirdi. Joker onu öyle bir hâle getirmişti ki; ne yanlız başına uyuyabiliyor, ne de yemek yiyebiliyordu.
O günden sonra aldığı her nefes de acı çekiyordu. Sürekli beyni birinin onu öldüreceğini söylüyordu. Eliyle sertçe başına vurdu iki yandan. "Senden nefret ediyorum Joker.." sessi çok kısık ve acınası çıkmıştı. Bu halinden nefret etti. Her zaman sert tavrından ödün vermeyen kendisiyken bu kadar acınası duruma düşmesinden nefret etti.
İlk başta defalarca aklından intihar yöntemleri geçmiş yinede kendini Joker ile yüzleşmek adına yaşamaya zorlamıştı. Hem itiraf etmesede o ölümden korkardı. Peki ya şimdi ne olucaktı?
Kapının çalması ile gözleri oraya dönerken olduğu yerden kalkmış göz yaşlarını silmişti. Gözlerini acıyla kısarken dengesiz adımlarını kapıya yöneltmiş delikten dışarıya bakmadan açmıştı. Gözleri Jimin'i ararken gördüğü beden ile korkuyla geri adım attı. "Sen.. buraya nasıl?"
Sözleri şaşkınlıktan yarım kalırken yutkundu. "Daha fazla o, acınası halini izlemeye yüreğim el vermedi." Jungkook yüzünü buruşturdu kapıyı aralık bırakırken koltuğuna geri oturdu. Sanırım artık polislerin evinin çevresinde olmasına da güvenmiyordu.
Hâlâ kapının dışında bekleyen adama ufak bir bakış atmış ve geri önüne dönmüştü. Aklında bu gün ona dediği cümleler dönüp dururken sinirle güldü. Kore'de en çok aranan seri katil onu yanında istiyordu.
"Polisler.. Onların evimin çevresinde olduğunu biliyorsun değil mi?"
Yeşil saçlı adam kapıyı kapatıp sanki kendi eviymiş gibi mutfağa ilerlerken sakin bir tınıda konuştu. "Hepsi yeni patlattığım tren garına gittiler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Joker // Taekook
FanfictionÜnlü psikiyatri uzmanı Dr. Jeon Jungkook bir gün aldığı ilginç dosya ile kendisini yeşil saçlı suç dünyasının yakışıklı prensi Joker'in karşısında bulur. İnsanları yaptığı tüyler ürperten cinayetleri ve suçlarıyla korkutan bu adam, Jungkook'u yavaş...