3-Daha mutlu olamam

7 1 0
                                    


Kardelen Yılmaz
Sabah Kapımın tıklatılışıyla uyanmıştım dün yemeğe gelmem için kimse beni çağırmamıştı ve saatlerce aralıksız uyumuştum Sabahta beni uyandırmayacaklarını zannetsemde kapı delirmişcesine çalınıyordu. Gözlerimi ovalarken kapıya doğru ilerledim Kapıda Enes'i gördüğümde anlamaz gözlerle ona baktığım için açıklama yaptı
"Dün babam eve gelmediği için seni çağıracak kimse yoktu biliyorsun biz seni istemiyoruz." Son cümleyi ezberlemiş gibi söylemişti Elindeki tepsiye Baktım bana uzattı içinde çay ve Dün yediğim Omletten vardı
"Bu ne?" Dediğimde cevap vermedi uzaklaşırken
"30 dakika sonra kapıda ol." Dedi ve gözden kayboldu Elimdeki tepsiye bakarken Yüzümde aptal bir sırıtma oluştu tepsiyi çalışma masasına bırakırken omlete baktım dün sadece omlet yemiştim ve çay içmiştim bunu nasıl farketmişti? omleti yedikten sonra üzerimi değiştim yüzüme hafif bir makyaj yaptım ve aşağı indim Elisa beni gördüğüne şaşırmış görünüyordu. Ama belli etmemeye çalışıyordu limuzine bindikten sonra Araba giderken Elisanın bakışlarını farkettim normalde umursamaz görünürken bugün garipti mutsuz? Hırçın? Agresif? Evet bunların hepsiydi ama kimeydi şuanki kini? Onu söyleyemiyoruz maalesef. Hiç espri havamda değilim aptal zihin!
Okulda indiğimizde direk sınıfa ilerledim erken olmasına rağmen sınıfta yine tek kişi vardı Poyraz. Poyraz beni görünce kafasını kaldırdı bense gözlerimi kaçırıp yerime geçtim Poyraz Alaylı bir sesle;
"Bugün kavga yok mu?"
"Yok" dedim soğuk bir sesle. O ise kafasını geri sıraya koyup uyumaya devam etti. Bende oturup telefona bakarak dersin başlamasını bekledim

Öğle arası

Önümdeki kitabı kapatıp derin bir nefes aldım sınıfta son 5 kişi kalmıştı Elisa arkadaşlarını yollamıştı dün kavga ettiğim 3'lü ve ben. Ne kadar uyumlu bir ekip ama! Sarışın olanın ismi konuşmalardan anladığım kadarıyla Berk'miş bune ya yetimhanede Ahmet mehmet kolejde Berk Bora Poyraz bunlar ne değişik isimler böyle yani zenginler isim koyarken öyle bir isim koyalım ki Zengin olduğumuz anlaşılsın diye mi uğraşıyorlar. Sanırım bu mühim konuyu onlara bakarak düşünmüşüm ki Berk'in sert sesiyle kendime geldim;
"Komik olan bir şey var herhalde hakkımızda hadi söyle de beraber gülelim ne duruyorsun merak ettim neymiş bu kadar komik olan?" Bu konuyu sırıtarak düşündüğümü yeni fark etmiştim Elisa'nın cırtlak sesi cevap vermemi engelledi;
"Berk sanane okuldaki yeni kızın senin hakkında ne düşündüğünden." Berk güldü dalga geçer gibi;
"Asıl bu konu seni ne ilgilendirir Elisa önce reddedip sonra Kıskanıyor musun yoksa? Ne ezikçe bir ego tatmini." Elisa sinirle bağırdı;
"Her şeyi bilmene rağmen bu kadar iğrenç konuşabiliyorsun ya pes yani Berk."
"Ne biliyorum mesela Elisa? Bana tam olarak nasıl bir açıklama yapmıştın?" Poyraz eliyle Berk'in ağzını kapatıp
"Kesin artık sesinizi! Okula yeni gelen ve ne halt olduğunu bilmediğiniz bir kızın yanında geçmişinizi konuşuyorsunuz." Elisa sinirle soluyarak çıkarken Yeşil gözlerinin dolduğunu anlamıştım. Bense nedensiz bir kırgınlık hissettim içimde Poyraz kimdi ki? ANasıl benim kötü hissettirebiliyordu ki? Onu tanımıyordum bile o zaman neden Ela gözlerinden gelen bakışlar bana çok şey hissettiriyordu? Sınıftan çıkarken Poyraz'ın derin bakışları yine beni süzüyordu bu çok garipti. Kendimi iyi hissetmiyordum ve hiçbir şey yiyebileceğimi sanmıyordum  bende bahçeye indim okul iki büyük binada oluşuyordu biri ortaokul biri ise liseydi büyük bahçe ise ortaktı.Ne düşünüyordum ki ben? Anneme ne olmuştu neden hapse giriyordu hangi hapis olduğunu nasıl bulabilirdim yetimhanem silivrideydi annem de dolayısıyla ama şuan istanbuldaydım ve ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Yanıma doğru 3'lü bir kız grubunun ilerlediğini görünce bu okulda huzurlu bir öğle tenefüsü geçiremeyeceğimi anlamıştım kızlardan biri
"Selam ben Elif." Dediğinde uzattığı eli sıktım normal bir isimli Zengin vay be bu gözler bunları da mı görecekti? Yanındaki kızlar da aynı şekilde el uzatıp
"Ben Cansu."
"Ben de Tülin." Dedi cansu biraz tiki olsada Tülin ve Elif çok normal isimlerdi Kardelen ya! Sanki senin ismin çok normal milletin ismini yorumluyorsun kızlar yanıma oturduğunda Elif kurabiye paketini bana uzattığında "teşekkürler ama gerek yok aa bu arada ben de Kardelen." Elif kurabiyeleri yerken eliyle ağzını kapatıp kibarca;
"Bu okulda genelde sosyetik ailelerin çocukları okur sen hangi ailedensin canım?" Dediğinde yılmazlardan olduğumu söylemek istemedim çünkü onlarla olmak gururumu kırıyordu ama yetimhanedenim demeye alışmıştım
"Bursluyum ben yetimhaneden geliyorum." Kızlar cümleyi duyar duymaz birbirine bakıp güldüler Cansu gülücüklerinin arasında
"Yaa şey sorcam hep merak etmişimdir yetimhanede herkes aynı yerde yatıyormuş bit falan bulaşmıyor mu?" Dediğinde yutkundum ve gülümseyerek;
"Yok hayatım bit olmuyor ama salaklara alerji oluşuyor her an vampire dönüşüp ısırabilirim o yüzden defolun." Dedim dedikoducu olduklarını biliyordum yetimhaneden geldiğimi herkese yayacaklarını da biliyordum ama umrumda bile değildi çünkü dertlerim başımdan aşkınken düşünebileceğim son şey bir avuç şımarığın hakkımda ne düşündüğüydü. Zil çaldığında sıramda otururken yetimhaneden geldiğimi çoktan yaydıklarını farkettim çokta önemli değildi ama artık tüm sınıf bana tiksintiyle bakıyordu. Önümdeki tanımadığım çocuk arkasını dönüp;
"Ya bir şey soracağım anneni babanı tanımamak terk edilmek falan koymuyor mu?" Poyraz'ın ayağa kalktığını gördüm birkaç adım ilerledi ve çocuğa döndü;
"Kutaycım canım sana öyle bir koyarım ki arkasına saklandığın anneni babanı bile tanıyamazsın tamam mı? Şimdi kapat o çeneni ve işine dön." Ne? Poyraz öyle ölmez füze atsaydın ben kendimi savunabilirdim tabii ama 1.85 bir basketçinin beni savunmasına da hayır demem. Poyraz yerine geçip kafasını sıraya koyduğunda sınıfta Çoktan sevgili olduğumuz daha doğrusu benim onunla yattığım dedikoduları başlamıştı bile rezil tipler hemcinsleriyle alakalı görmedikleri bilmedikleri halde nasıl bu kadar iğrenç imalar yapabiliyorlar aklım almıyordu. Elisa ise bunlarla ilgilenmiyordu sadece kafasını sıraya koymuş Berk'i izliyordu parçaları birleştirdim Evet Berk Elisayı seviyordu Elisa da Berk'i Ama Elisa Berk'i reddetmişti evet çok hırçın gıcık sorunlu ve sinir bombası olduğu kesindi ama Elisa da çok farklı sayılmazdı sonuçta e o zaman bu aşkın önünde kim duruyordu ki? Adının Bora olduğunu bildiğim çocuk yanıma yaklaştı ve kulağıma;
"Tamam kahve sevmiyorsun peki sinemaya gitsek ne olur söz en arkadan Alırım biletleri."onu ittim dalga geçtiğini anlamıştım sanırım moralimi düzeltmeye çalışıyordu çünkü anladığım kadarıyla kahve içmek yada en arkadan film izlemek gibi bir beklentisi yoktu. Ders başladığında derse katılabildiğim kadar katılmıştım sonrasında ise bedenimi kaplayan yorgunluk yüzünden kafamı sıraya koymuştum gözlerim uyuyan poyrazı buldu dağınık saçları çok komikti.

Çıkış-

Okul hızlı geçiyordu haddinden fazla hızlı. Bu okulda ikinci günümü diri tamamlamıştım bence bu büyük bir başarıydı. Her zamanki gibi arabaya bindik her zamanki gibi sessiz bir yolculuk geçirdik. Eve vardığımızda Didem hanım kapıdaki şezlongda dinlenirken elindeki kokteyli yudumluyordu arabadan inen bizi görünce
"Çocuklar!" Diye seslendiğinde enes ve Elisa'ya seslendiğini düşünüp içeri girerken Didem bana döndü:
"Kardelencim canım gelsene biraz vakit geçirelim." Dediğinde bir pislik yapacağını çoktan anlamıştım ama yinede merakıma yenik düşüp o tarafa gittim Didem bize karşımızdaki sandalyeleri işaret ettiğinde üçümüzde oturduk
"Çocuklar hafta sonu tatile gideceğiz sizi uyarmak istedim pazar akşamı bir kavga oldu ama her ailede olur bunlar biz bir aileyiz aile arasında kavga küslük olmaz birbirinize iyi bakın bu 2 günde tamam mı?" Dediğinde güldüm:
"Evet siz bir ailesiniz ve ben bu ailenin üyesi değilim didem hanım eğer anlatmak istediğiniz buysa hafta sonu siz yokken sıkıntı çıkarmam ama çocuklarınıza da bakıcılık yapamam çünkü onlar benim kardeşim değil." Diyerek kalkıp gittiğimde Didem hanım yine hiçbir şey söyleyememişti akşam yemeğine kadar ders tekrarı yaptım sonra aşağı indim Kerem bey yeni gelmiş Didem hanıma sarılıyordu çocuklar ise kanepede oturuyorlardı Kerem beni görünce
"Ah kardelen!" Diye bağırdı sanki ömründe ilk defa görüyormuş gibi
"Merhaba Kerem bey."dediğimde hayal kırıklığı yaşadı ve;
"Ne zaman bana baba diyeceksin kardelen?"
"Hiç bir zaman." Diye kestirip attım oda uzatmadı herkes masaya geçtiğinde Kerem Enes'e döndü;
"Enes matematik dersinde uyuklamışsın yine Ne derdin var senin?" Enes yutkunarak;
"Baba özür dilerim sadece içim geçmişti." Kerem güldü;
"Nasıl şirketin başına geçmeyi planlıyorsun Enes bahsetsene bize mesela toplantılarda da mı uyuklayacaksın senin adam olacağın falan yok Enes biz boşa kürek çekiyoruz." Enes yutkundu yediği yemek boğazında kalmış gibiydi onun bu hali üzücüydü ama Kerem devam etti;
"Ne zannediyorsun? Futbol oynayarak mı adam olucaksın yeme beni Enes yeteneğinin olmadığını hepimiz biliyoruz koskoca kerem yılmazın oğlu kendi kalesine gol attı bu çocuk tam bir salak." Diye taklit etti gülerek:
"Sen ailemizin adını mı lekelemek istiyorsun oğlum?" Neden sürekli bu çocuğun üzerine gidiyordu anlamıyordum ama bir şey de söyleyememiştim Enes en sonunda yutkunup konuştu;
"Baba sen hiç benim maçlarıma gelmedin ki ben bizim takımın en yeteneklisiyim ama bir kere gelip beni izlers-" Kerem Yılmazın kahkaları odada yanmılandı;
"Neyi izleyeceğim Enes? Rezilliğini mi oğlum stadda benle dalga geçsin bu nasıl oğlan bunu nasıl yetiştirdiniz desinler diye mi Oğlum?"  En donunda Elisa sesini yükseltti;
"Yeter artık baba Enes çok yetenekli ve sen kendin olamadığın için onunda yolunu kapatıyorsun!" Didem hanım Kızının sözünü böldü ve;
"Elisa Enes! Kesin sesinizi Babanıza ses yükseltemezsiniz! Enes seninde inadın yetti artık baban yapma diyorsa yapmayacaksın!" Enes bağırdı;
"Hayır yapacağım! Sizin benim hayallerime müdahale etme hakkınız yok." Dediğinde kerem başındaki uşağa döndü ve sakin bir sesle;
"Kenan bey Enesin kramponlarını ve futbol topunu getirir misiniz?" Enes ağlamaklı bir sesle;
"Baba yalvarırım yapma hayır!" Kerem ise kararlı bir sesle;
"Enes bugün odandan çıkmıyorsun kalk! Neyi yanlış yaptığını düşün." Enes ağlar gibi babasına;
"Baba lütfen bırak futbol benim en büyük hayalim!" Kerem bağırdı;
"Odana dedim Enes! Daha fazla rezalet çıkarma." Enes'in kalkmasıyla Elisa'da masadan kalktı ve babasına;
"Enesin geleceğiyle oynuyorsun baba bir çocuğun daha hayallerini mahvediyorsun." Demişti diğer çocuk kimdi? Elisa mı? O sırada Didem hanım botokslu ördek dudaklarını on metre açıp
"Aaaa Elisa Yılmaz hemen gelip özür diliyorsun!" Elisa onu pek takıyormuş gibi gözükmüyordu arkasına bile bakmadan odasına ilerlediğinde ben tabağıma bişeyler doldurdum ve Kerem'e dönüp;
"Odamda yemek istiyorum." Dediğimde kerem onaylar gibi başını salladı didem ise gülümsedi;
"Yemeği beğendin herhalde normalde hiç almazsın." Dediğinde yüzümde sahte bir gülümseme ile odadan çıkıp yukarı doğru ilerledim Enes'in odasından ağlama sesleri geliyordu elimdeki tabağa baktım ve Enes'in kapısını çaldım Enes"Defol" diye bağırsada hıçkırıkların arasından çalmaya devam ettim Enes en sonunda kapıyı açtı ve; "Ne var ne istiyorsun?" Diye bağırırken beni gördü sonra elimdeki tabağı gördü
"Benim için mi?" Diyebildi sadece
"Evet." Dedim başını sallayarak
"Yiyemem cezalıyım ben."
"Yanlış bir şey yapmadın ki cezalı olasın yiyebilirsin bence" başını salladı ve tabağı aldı tek söylediği
"Teşekkürler Abla" oldu abla mı? Bana mı demişti ama ben onun ablası değildim ki ben onun ablası mıydım bu evde her geçen gün daha çok kafam karışıyordu umarım yarını da tek parça bitirebilirim

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 22 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KardelenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin