s e k i z

29 5 1
                                    

seunglin - hynjinn

seungmin yanina gelebilir miyim?

tabii ki gelebilirsin odamdayim
bir sey mi oldu aksam aksam

cok mu gec senin icin
eger oyleyse gelmeyebilirim

yok o anlamda demedim
normalde aksamlari konusmuyoruz ya bi anda oyle soyleyince oldu
bir sey mi oldu

ben
gelince anlatacagim
kapinin onundeyim zaten

peki hemen geliyorum
seen

seungmin kapıyı açtı. karşısında yanakları al al olmuş, gözleri kızarmış, yanakları gözyaşı dolayı ıslanmış, saçı başı karışmış olan hyunjin'i görünce şaşırarak kaldı kapının önünde. hyunjin, bir şey demeden seungmin'e sarıldı. "n-ne oldu?" dedi güçlükle seungmin. hyunjin, diğerine saplanmış gibi, sıkı sıkı ona sarılırken konuştu sonradan. "içeri geçelim, burada konuşamam." seungmin onaylayan mırıltılar çıkardı. geri adımlarla odanın içine doğru ilerledi ve kapıyı kapattı. "jisung..." ağlaması şiddetlendi. bu onun daha sıkı sarılmasına sebep olurken seungmin, diğerinin saçlarını okşayıp öpüyordu.

"hazır olduğunda anlatabilirsin, seni zorlanıyorum." dedi rahat verici bir ses tonuyla. hyunjin sessiz kaldı. "yüzümü bu hâlde görmeni istemiyorum."

seungmin bu cümleyi duyduğunda elleri diğerinin yanaklarına gitti. sarılmayı bitirdi ve bir adım geri çekildi. hyunjin'e baktı lakin gözlerini kapatmıştı. diğerinin yanaklarından akanları eliyle temizledi. gülümsedi. "ben de görmem o zaman. sen ne zaman hazır hissedersen o zaman açarım gözümü."

hyunjin, gülümsedi. "teşekkür ederim..." dedi utangaçca. "ne demek, senin için her zaman." hyunjin'in gülümseyişi büyüdü ve konuştu. "jisung beni sevmiyormuş, ben berbat bir arkadaşmışım ona göre. hiçbir sorununu anlamamışım ve iyi gün arkadaşıymışım. minho mezun olana kadar arkadaşız sonra konuşmayacağız, öyle dedi. o da minho üzülmesin diyeymiş." seslice ağlamaya başladı tekrardan. diğerinin bir elini kendi yanağından çekti ve iki eliyle seungmin'in elini sıkıca tuttu.

iç çekti hyunjin. "ben çok mu kötü arkadaşım?" dedi ağlamaklı gözleriyle diğerinin kapalı gözlerine bakarken. "hayır, değilsin. o söyleyince ona yardım etmeye çalıştın mı? evet, o zaman ona böyle diyeceksin. anlayamadığım için üzgünüm ama kendin anlatmaya hazır olduğunda her şeyi bana anlatabilirsin. özür dile. sıkıca sarıl ona, bana acımasını istemiyorum diyebilirsin ama eğer sen onunla iken mutlu olacaksan sana acısın tamam mı? yoksa başka türlü olmayacak."

"gözlerini açabilir misin?" hyunjin, seungmin'in dediği onlarca şeyi es geçerek soru sordu. seungmin gülümsedi. gözlerini açtı. hyunjin buna kendini hazır hissediyordu ama yine de gözlerini kaçırdı.

"teşekkürler, seungmin. yarın onunla konuşacağım." dedi ve diğerine sarıldı. seungmin saçlarını okşadı. ayrıldıktan sonra hyunjin, diğerinin yanağından öptü ve gülümsedi. seungmin ellerini, diğerinin yanağına koyup okşadı. "ne zaman istersen buradayım. ne zaman biri seni üzer kırarsa bana gel. sana kocaman sarılırım." dedi gülümseyerek.

hyunjin'in ağlaması geçmişti. gülümsedi. "teşekkür ederim. ama sen de bana söyle. sonumuz jisung ile ben gibi olmasın."

"ben sana yeterince sevgi ve saygı vereceğim hyunjin, sen bana ne verirsen kabul ederim."

yüzleri birbirine yaklaştı. nefesleri birbirine değiyordu. ikisinin de gözleri birbirlerinin dudaklarındaydı. hiç öpmedikleri o dudaklara hasret duyuyorlardı. seungmin aklını kaçırmıştı. onu doyasıya öpmek istiyordu artık. hyunjin de onun dudakları için şu an her şeyi yapabilirdi.

ama tek bir sıkıntı vardı ki hyunjin, kendisini platonik sanıyor, seungmin de öperse sevmiyorum seni, derse diye korkuyordu. halbuki sevdiğini biliyordu. seungmin arkadaşlarına anlattıkları sonrası kendi kafasından kurduğu için böyle düşünüyor gibi hissediyordu. ama biliyordu yan hesabına söylemişti. o seungmin'den hoşlanıyordu. kimse şu an alıkoymazdı. cesaretini topladı. gözlerini kapattı ve hyunjin'in dudaklarıyla kendisininkileri buluşturdu.

hyunjin yavaşça gözlerini açıp sırıttı. sonra kapattı ve dudaklarını hareket ettirdi. öpüşme bitince ikisi de gülümsüyordu.

"seni seviyorum."

"senden hoşlanıyorum."

aynı anda aşklarını itiraf ettiklerinde seungmin tekrar diğerinin dudaklarına kapandı. hareketsizce durdular birkaç saniye. sonradan ayrıldılar.

"sevgilin olabilir miyim, hyunjin?"

"ben de senin sevgilin olabilir miyim, seungmin?"

birbirlerine sarıldıklarında her şey durmuş gibiydi. zaman, insanlar, makinalar... her şey durmuş gibiydi beş saniyeliğine.

"seni seviyorum, sevgilim."

kontrol etmedim 😆
WOKE UP LOOKIN LIKE THIS
SO DON'T GET UNDER MY SKIN
XGALX AND THATS THE NAME OF THE SHIP THATS IT
hadi bai bai !

ig boy, hyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin