Sıkıntıdan patlamak üzereyim. Neden mi? Aynı güne bütün sayısal dersleri tıkmışlar! İlk iki saat fizik, ardından matematik daha sonra felsefe, son iki saat kimya. Beynime işgence resmen. Arada felsefe olmasa beynim patlayacak herhalde. Neyseki bu son ders ve zilin çalmasına son on dakika kaldı. Okuldan sonra normalde garsonluk yapmak için kafeye gidecektim ama patron bir iş için memlekete gittiği için 2 gün boyunca gidemeyeceğim.
"Ecrin'ciğim bu soruyu sen çözmek ister misin?"
Kimyacının sesiyle kendime geldim. Kadının bana garezi var galiba. Soruya cevap vermek için götünü yırtanlar var orda geliyor en arka duvar kenarında oturan beni seçiyor.
"Hocam yapmak isteyen bir sürü arkadaş var onlar yapsın olmaz mı?"
"Olmaz canım, ben sen yap istiyorum. Kalk tahtaya çöz soruyu hadi bakalım."
La gıcık kadın! Niye ister misin diye soruyorsun o zaman lan!? İstemiyorum amına koyayım istemiyorum! Tövbe tövbe. Kimyacının gıcık bakışları eşliğinde tahtaya çıkıp soruya baktım. Ben bunu nasıl çözeyim awk. Formüller var ama anlamıyorum. Ben sayısalcı değilim ona artık eminim. Sınıfın kapısı çalındı. Kurtarıcım!
"Hocam öğretmenler toplantısı varda sizi öğretmenler odasına öğrencileri de evlerin erken uğurluyoruz bugün."
Allah'ım yaşadım. Soruyu çözmekten kurtuldum. Sırama dönüp eşyalarımı topladım. Hemen eve gidip ödevleri bitirmeliyim. Temizlik yapacağım daha. Durakta otobüsün gelmesini bekliyorum. Otobüs kartınada para yüklemem lazım bakiyesi bitiyor.
~::::~
Eve geldiğimde anahtarla kapıyı açıp içeri girdim. İçerisi leş gibi alkol kokuyordu. Babam evde anlaşılan.
"Sen mi geldin kız."
"Evet baba."
"Hayırdır niye erken geldin işe gitmiyor musun sen?"
Salondan çıkmış yanıma gelmişti.
"Kafenin sahibi işi çıktığı için memleketine gitti. İki gün boyunca gitmeyeceğim."
Bir anda kolumu sıkıca kavrayıp sıkmaya başladı.
"Bana bak lan hamam böceği. Kovuldunda yalan mı söylüyorsun bana!? Kafanı kırarım senin! Para lazım bana paraa! Bir boka yaradığın yok anca benden besleniyorsun."
"Yalan borcum mu var? Git ara patronumu numarası var sende. Fazladan para versin diye adamın numarasını bulmuştun ya."
Suratıma yediğim tokatla kafam sağ tarafa döndü. Elinin izi çıkmıştır kesin.
"Dilini keserim senin. İşe yaramaz bok parçası. Para bulacaksın bana duydun mu? Eşşek gibi getireceksin!"
"Sen neden evdesin ki? Kovuldun mu yoksa? Para da para dediğine göre yine kovuldun."
Bir tokat daha. Bu seferki sertti yere düşmüştüm.
"Uğursuz! Senin varlığın uğursuz. Sen doğduğundan beri bir işim düzgün gitmedi. Masraf çıkardın bana!"
Kumar oynayacak param kalmadı demiyorda...
"O anan olacak kadında geberdi gitti bıraktı beni seninle. Keşke seni de gebertseymişim. Çık git odana gözüm görmesin seni."
Bir şey demeden çantamla beraber odama gittim. On yıldır hergün yaşıyorum bunu. Hissetmiyorum vuruşlarının acısını. Babam her zaman böyleydi. Annemi de para para diye darlardı. Tüm parasını kumarda orda burda harcar bitince bize saldırırdı. Ben beş yaşındayken kavga ediyorlardı. Tüm parasını yemiş annemin parasını zorla almaya çalışıyordu. Annem parayı vermeyince ona sert bir tokat atıı. Tokatın etkisiyle annem merdivenlerden yuvarlandı ve kafasını çarptı. Yardım gelene kadar annem ölmüştü. Ama kayıtlara kaza olarak geçti. Babam suçunu sakladı... Beş yaşında olan çocuğa ise kimse inanmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~KIRGIN~
RandomEcrin Bade 15 yaşında lise 2'ye giden, okuldan sonra harçlığını daha doğrusu babasının el koyacağı parayı kazanmak için kafeye garson olarak çalışmaya giden bir kızdı. On beş yıl sonra ansızın aldığı bir haberle boktan olan hayatı daha da boka sarmı...