HATIRA

4▪︎BÖLÜM

Yeni bölüm geldiiiiiiiii

Beni takip edenler pazartesi, salı ve çarşamba günü üst üste bölüm geleceğinden haberdardır.

Bu üç gün boyunca bölüm gelecek ve sizden tek istediğim bolca yorum yapmanız. Hevesle yazdığım bölümleri yorumsuz görünce tüm hevesim kaçıyor. Çok istediğiniz için üst üste bölüm atıyorum ve bunu birçok şeyden feragat ederek yapıyorum. Lütfen sizde satır aralarını yorumlarınızla doldurmaktan çekinmeyin.

KEYİFLİ OKUMALAR

"Eee sonra ne olmuş?"

Heyecanla Çiçek teyzeyi dinlerken bir yandan da avucumda ki çekirdekleri çitliyordum.

"Dedim ya kızım adam şerefsizin teki! Karısını görsen bir içim su. O kadar güzel ki anlatamam. İki, boyu kadar oğlu var. Üstelik karısı o sırada hamileydi. Tabii şerefsizin umrunda mı? Genç bir kızla görüşüyormuş. Evli olduğu içinde ailesi kızı vermiyormuş. Adam çözümü dağdakiler gitmekle bulmuş."

"Hiii!" dedim hayretle. "Teröristlere mi yani?"

"Eşkıya diyorlarmış o zamanlar. Terörist mi bilmiyorum ama dağdakilerden yardım istemiş adam. 'Ben bir kızı seviyorum ama ne anam ne babam bu yüzden kızı bana vermiyorlar' demiş. Tabii hepsi yalan. Adamlardan buna yardım edip kızı kaçırmışlar. Kızın ailesi jandarmalara haber etmiş. Jandarmalar da sormak için eşkıyalara gitmiş. Eşkıya başta bilmiyorum demiş. Jandarmalar gittikten sonra adama haber etmek için evine gitmiş. Kapıda kimi görse beğenirsin?"

"Kimi görmüş?"

"Adamın karısını ve çocuklarını. Eşkıya kadına adamı sormuş. Kadında 'Bende bilmiyorum. Kocam uzun süredir eve gelmedi' demiş. Eşkıya bunları duyunca adamın onu kandırdığını öğrenmiş. Gidip adamı jandarmalara şikayet etmiş."

"Keşke öldürseymiş." dedim sinirlenerek.

"Keşke. Neyse adam bulunmuş sonra birkaç yıl habis yatmış ama adam istediğini almış sonunda. İki kadınla da evlenmiş."

"Vay şerefsiz! Yazık ya kadınlara... Şimdi neredeler peki? Kadınlara yardım edemez miyiz?"

"Çok eski bir olay bu. Hepsi çoktan ölüp gitti."

"Of ya!"

Elimdeki çekirdeği tabağa geri bırakıp sinirle duvarı izlemeye başladım. Olayda ki adam sinirimi çok bozmuştu. Ağzını burnunu kırasım vardı. Kendisine ana avrat sövmek istiyorum ama her küfürün sadece nefes kaybı olacağını biliyordum.

Dün gece çok geç yattığım için sabah geç kalkmıştım. Kalktığımda Fırat amca ve Ferhat çoktan gitmişti. Sabah kalktığımda Çay ve krem için teşekkür etmeyi planlıyordum ama kendisi çoktan gitmişti. Bende kahvaltıdan sonra Çiçek teyzeyle oturup dedikodu yapmıştım. Doğrusu başta anlattığı dedikodular beni güldürse de son anlattığı olay çok sinirimi bozmuştu.

Çalan ev telefonunu sesi salonu doldurduğunda Çiçek teyze yerinden kalkıp telefonu açtı. Karşıda ki her kimse yakın biri olmalıydı çünkü Çiçek teyze telefonu açar açmaz gülümsemişti. Adını Melek olduğunu duyduğum kadınla uzun bir sohbete gireceklerini anladığımda yerimden kalktım ve odama gitmek için merdivenleri tırmandım.

Odanın önüne geldiğimde vakit kaybetmeden odama girdim ve çantama koyduğum tuşlu telefonu çıkardım. Annemleri şimdide özlemiştim ve arasam iyi olacaktı.