Yeni bölüm geldiiiii
Bölüm sonunu okumadan geçmeyelim!
KEYİFLİ OKUMALAR
Karşımda duran kadının üzerinde su yeşili, askılı hoş bir elbise vardı. Saçlarını tepede sıkı bir topuz yapmış, yüzünde ise hafif ve sade bir makyaj vardı.Çok güzel olmuştum. Evet, ben. Çünkü karşımda kadın değil bir ayna vardı ve bende o aynadan kendime bakıyordum.
Elbisem askılı olduğu için omuzlarım açıktı. Ama neyse ki sadece omuzlarım açıktaydı. Göğüs ve sırt dekoltem yok denecek kadar azdı. Gerdanımı zarif, inci bir kolye süslüyor, kulaklarımda yine inci, küçük küpeler vardı. Üzerimde elbise belden oturtmalı, belden sonra hafif açılıyor dizlerimin altına kadar geliyordu. Giydiğim hafif topuklu, hasır ayakkabılarım ise beni olduğumdan uzun gösteriyordu.
Aynadaki görüntüme küçük bir tebessüm sunup yatağımın üzerindeki hasır el çantamı aldım. Aynadan kendime son kez bakıp odamdan çıktım.
Bugün merkezdeki bir düğüne gidecektik. Aslında yol uzun olduğu için gitmek istememiştim ama annem ve babamın geleceğini duyunca gitmeye karar verdim.
Merdivenleri sessizce inerken salonun bulunduğu katta durup şöyle bir içeri baktım. Salonda sadece Fırat amca ve Çiçek teyze vardı. Çiçek teyze Fırat amcanın tam önünde durmuş kravatını bağlıyordu, Fırat amca ise elini Çiçek teyzenin beline koymuş pür dikkat karısına bakıyordu.
Onları rahatsız etmeden merdivenleri inmeye devam ettim. Merdivenlerin sonuna gelip zemin kata ulaştığımda orada dikilen Maviş beyle karşılaştım. Üzerinde jilet gibi siyah bir takım vardı. Beyaz gömlek ve siyah ceket üzerinde güzel görünüyordu. Kravat takmamıştı ve beyaz gömleğinin ilk birkaç düğmesi açıktı. Siyah dalgalı saçları her zamanın aksine şekillendirmişti. Mavi gözleri her zaman olduğu gibi... nefes kesiciydi.
Varlığımı hissetmiş gibi bedenini bana döndürdüğünde birkaç basamak kalmış merdiveni tamamladım ve tam karşısına geçtim. Bakışları toplu saçlarımdan, yüzümde ve elbisemde gezindi. Bakışları tekrar yüzümü bulduğunda derin bir nefes aldığını hareket eden göğsünden anladım. Mavi gözleri yüzümde takılı kalmış gibi dururken ilk konuşan ben oldum. "İyi görünüyorsun."
Transtan çıkmış gibi göz kırpıştırdı önce. Ardından başını erkeksi bir tavırla eğip, "Sende güzel olmuşsun, fazlasıyla.""Söylemiştin."
"Söylemem gereken çok şey var." dediğinde dudaklarımı birbirine bastırarak gülümsedim. Zihnim beni bir hafta öncesine sürüklerken seni seviyorum dediği düne gittim bir anda. O anın gerçek olmasını çok istemiştim ama araya girip Ferhat'a kelimeyi doğru olduğunu söyleyen Mihri ile tüm hayallerim yıkıldı. Aslında bana beni sevdiğini söylememiş yalnızca Mihri'nin ona söylediği kelime anlatmıştım. Bu biraz hayallerimin suya düşmesine sebep olmuş olsa da bir şekilde toparladım. Ve gecenin devamı benim için biraz buruk olsa da eğlenceli geçmişti.
"Ne gibi?"
Bana hoş bir tebessüm sunduğunda söyleyeceği şeyler için şimdiden heyecanlandım. Heyecanım kısa sürdü. Eli bileğindeki tokaya gittiğinde yüzümdeki gülüş anında soldu.
"Şöyle ki..." diye söze başladı ama aşağı inen Çiçek teyze ve Fırat amca yüzünden sözü yarım kaldı. Zaten sonra tamamlama fırsatı olmadan cümbür cemaat evden çıkıp arabaya yerleştik.Asena da benim gibi uzun yollara dayanamadığı için gelmeyecekti, Berat ise gelmek istemediğini söylemişti.
Arabaya biner binmez başımı cama yaslayıp sessizce akıp giden yolu izledim. Şu lanet olasıca toka kime aitti deli gibi merak ediyordum. Ve benim sevdiğim adamın kolunda ne işi vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HATIRA
General FictionKarşımda mavi gözlü, siyah saçlı bir adam vardı. Muhtemelen benden birkaç yaş büyüktü. Keskin yüz hatları ve kısa sakalları adamı çekici kalmışken dudaklarının hemen altında ve sol kaşını bitimindeki benleri çok tatlı görünüyordu. Fazla uzun olması...