34.Yeni gelmedik Geri geldik💅🏻

137 12 22
                                    

En son yaşadığımız muşmula faciasından sonra mahallede ilerledik. Uzay'a çocukluğumun geçtiği parkları, sokakları gösterdim. Eski evimizin önüne geldiğimizde duygulandım. En son buradan çıkan Gökyüzü ve şuan ki Gökyüzü bambaşkaydı. Gülümseyerek Uzay'a baktım. Ama o garip garip evi inceliyordu. Ona tam eski evimizin burası olduğunu söyleyecektim ama ilk o konuştu.

"Burası terk edilmiş bir ahır falan mı?"
Annem sinir olmuş bir şekilde Uzay'a bakarken Kür şeker bıyık altından gülüyordu. Ben içe içe utanırken Ruceyn konuştu.

"Aynen Uzay abi. İnekler manzarayı izlesin diye ahıra pencere koymuşlar. Yahu burası bizim eski ev."

Bu sefer utanan Uzay olmuştu.
"Şey... Ben bilmiyordum. Özür di-"

"Guzularıııııımmmmm!!!!" Diye bir ses bize seslendi. Arkamı dönünce gelenin Nurcan teyzem olduğunu gördüm. Aylardır görüşmüyorduk. Bize doğru hızlıca geldi. "Hoş geldiniz!"

Nurcan teyze hepimize sırayla sarıldı. Uzay'ı görünce bana imalı bir bakış attı ama çaktırmadan Uzay'ı da çekti ve sarıldı.

"Kim bu delikanlı?"

"Uzay ben. Memnun oldum." Deyip Nurcan teyzenin elini öptü.
"Nerelerdesiniz. Unuttunuz mu bizi gı?"

"Nurcan teyzem olur mu öyle şey. Seni unutmak ne mümkün. Fırsat bulamadık sadece. İlk fırsatta geldik bak." Dedim .

"İlk sana uğrayacaktık zaten. Sen benim ikinci annem sayılırsın." Dedi annemde.

"E hadi madem gelin bir çayımı için börek açmıştım." Dedi Nurcan teyze.

"Börek mi? Hadi gidelim!" dedi Uzay heyecanla. Nurcan teyze Uzay'ın haline kahkaha patlattı ve takma dişleri biranda fırlayıp ayağımızın dibine düştü. Hepimiz şaşkınlıkla yerdeki dişlere bakarken Uzay korkmuş gibi geri çekildi.

"Amanın! Teyzenin dişi uçtu."

"Uzay!" dedim Nurcan teyze yerdeki dişini geri alırken dürterek. Ama bende gülmemek için kendimi zor tutuyordum. "Ağzını topla."

Kulağıma eğildi ve fısıldadı.
"Bence teyze ağzını toplasın kadının dişi yerlerde geziyor."

"Şşşşştt!" diye susturdum. Nurcan teyze dişini alıp yeleğinin cebine attı.

"Eve gidince yıkarım ben bunu. Hadi gidelim."
Uzay tekrar kulağıma eğildi.

"Dişini cebine koydu Gökyüzü! Gördün mü?"

"Görmez olaydım."
Ruceyn araya girdi. "Dua edin geri takmadı."

Nurcan teyzenin evine gittik. Çayını içtik böreğini yedik. Uzay'da ayak uydurmaya başlamıştı. Bizi gören diğer komşular uğrayıp selam verip gidiyordu. Akşama doğru annemgilin sohbet koyulaştı bizde sıkılıp çay ve çerezlerimizi alıp Uzay'la bahçedeki eski koltuğa oturduk. Sohbet ederken birden yağmur başladı ama üstümüzde tente vardı. Hafif esintide yağmuru izlemeye başladık. O sırada yan komşu elinde hortumla bahçeyi yıkamaya başladı. Biz garip garip ona bakarken konuştum.

"Teyze Mikail'e yardım ediyor galiba."

"Ne alaka Gökyüzü? O zaman adam öldürelim Azrail'e yardım edelim."

"Ben onu mu diyorum sanki. Espri yaptım gülsene."
Arkamızdan Ruceyn geldi. Onunda sıkılmış olduğunu fark ettim.

"Siz nasıl sevgilisiniz ya. Az romantik olun. Konuştuğunuz sohbete bak."

"Sen niye geldin ya?" Dedi Uzay yalandan sinirle. "Kız arkadaşımla baş başa oturuyorum şurada. Haydi git börek ye abicim sen."
Ruceyn'i sinir etmeye bayılıyordu.

"Artık dayanamadım. Nurcan teyzenin dişi fırlayıp duruyor. Midem kaldırmıyor."

"İyi tamam gel hadi gel." Dedi Uzay yanını gösterip. Ruceyn tam oturacakken içerden annemlerin kahkaha sesi yükseldi ve Nurcan teyzenin sesini duyduk.

"Ah! Dişim!"

"Yine uçtu." Dedim ve kahkahayı bastık.
******************
Nurcan teyzeyi çok özlemişim. Bol bol hnasret giderdikten sonra malikaneye dödük. Uzay bu sefer otobüste zorlanmamıştı. Malikaneye girmeden annemler önden gitti Uzay'la tek kaldık.
Elimi tutup çekip sarıldı ve yanağıma iyi geceler öpücüğü kondurdu.

"Sabah görüşürüz." Dedim.
İmalı imalı baktı ve yanağını uzattı. Tam öpecekken arkadan Cemre'nin gudubet sesini duydum.

"Uzay?" İkimizde ona dönerken Cemre yanımıza ulaşmıştı.

"Mesajlarıma neden cevap vermıyorsun?"
Beni sinir etmek için bilerek yaptığına emindim.

"Nedeni belli değil mi?" dedi kolunu omzuma atarak. Bu hareketinden sonra bende Cemre'ye imalı bir bakış attım. Uzay benim dercesine.

"Acil sana ihtiyacım var diye mesaj attım ona bile cevap vermedin."

"Yalnız değilsin Cemre. İlla bana ihtiyacın yok. Ayrıca benim farklı önceliklerim var artık. Gökyüzü ile bir ilişkimiz var. Artık yazma bana."

Cemre küçümsercesine bana baktı.
"Bunun için mi yani?" dedi tiksinerek. "Bana bir kere bile şans
vermedin. Ama bu iki günlük kız için değişiyorsun."

"Bu derken?" dedim sinirle.

"Sen karışma! Uzay'la benim aramda."
Uzay'ın kolunu omzumdan çekip Cemre'nin üstüne yürüdüm.

"Uzay'la senin aranda diye bir şey yok. Olmayacakta. Vazgeç artık."

"Sanane kızım!" vdiyerek omuzlarımdan itti. Bende durmayıp onu ittim. Uzay araya girdi ve bizi ayırdı.

"Yeter!" Bu sefer gelen Semihti.

"Gökyüzü hala neden uğraşıyorsun?"

"Karışma Semih!" dedim ona çıkışarak.

"Karışacağım. Artık gerçeklerin ortaya çıkma vakti geldi." Dedi Cemre'ye bakarak.

"Ne gerçekleri?" dedi Uzay anlamayarak. "Gökyüzü yine bir şeyler mi saklıyorsun benden? Eğer öyleyse cidden fena bozuşacağız."

Cemrenin etekleri tutuşurken ben yapma dercesine Semihe'e bakıyordum.

İşler çok karışacaktı.

4 yıl sonra yeniden merhaba. Birileri sormuş öldü mü?
Hayır geri döndü :)

KÜP ŞEKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin