"Did i cross the line?"

340 49 64
                                    

Kıyafetlerini giyinmiş bir şekilde odaya giren Yeonjun Hyung ona diktiğim gözlerimle karşılaştığında gerilmişti ve göz temasından kaçınmak için sağda solda oyalanma numarası yapıyordu.Aptal değildim bir çok şey yerli yerine oturmuştu artık.

"Yeonjun Hyung."Sert çıkmasına özen gösterdiğim sesim ile ilgilendiği yerden kafasını kaldırıp bana bakan beden dudaklarını ısırdı.

"Efendim Beomgyu?"Far görmüş tavşan gibi açtığı gözleriyle ışık hızında cevapladı beni.

"Dersin var mı?"Tek kaşımı kaldırıp oldukça mesafeli bir şekilde sorduğumda kafasını salladı sadece.

"Birlikte gidelim o zaman."Sesli bir şekilde verdiği nefesle rahatlamış gibi görünüyordu.
Konuyu kapattığımı sanıyordu ama çok yanılıyordu.

Hazırlanıp çıkmamız ortalama 20 dakika sürmüştü.Bu süre zarfında Yeonjun Hyung'la hiçbir şekilde iletişim kurmamıştım o da konuşmayı çok seven biri değildi zaten e dolayısıyla o da konuşma gibi bir girişimde bulunmadı.Arabaya geçtiğimizde ise suskunluğu çok sürmemişti.

"Beomgyu bir sorun mu var?"Hala salağa yatan bedene göz devirmekten alamadım kendimi ama kampüse yaklaştığımız için ters cevap vermeyip iyi olduğumu dile getirdim.Gergindi hissedebiliyordum.

Okulun bahçesine arabayı park ettiğinde inmeyi inatla reddettim ve dümdüz karşıma bakmaya devam ettim.Sinirliydim ve bir şeyler çözülsün istiyordum artık.İnmediğim için bana bakan gözleri hissedebiliyordum ama umursamadım.

"Beni hatırlıyor musun?"Ani gelen sorumla yanımdaki beden taş gibi kesildi.

"B-ben seni,ne demek istediğini anlamadım Beomgyu?"Yeniden numara yapan beden beni iyice sinirlendirdiğinde bu sefer dişlerimi sıkarak gözlerine döndüm.

"Daniel Hyung,beni hatırlıyor musun?"Kendimden emin bakışlarım onun gergin bakışlarıyla buluştuğunda artık kaçacak yeri kalmadığını anlamıştı.Ağzının kenarıyla güldü ve sesli bir nefes verdi.Yenilgisini kabul edip bu sefer o karşıdaki duvara bakmaya başladı yarım ağız gülerken.

"Seni hiç unutmadım ki hatırlayayım Beomgyu.Sen zaten hep benimleydin."
Yalancı.Yüzüne bir yumruk atmak istesem de bu isteğimi gerçekleştirmedim.

"Derse gireceğim ve çıkışta beni alıp adam akıllı konuşabileceğimiz bir yere götüreceksin Yeonjun Hyung."Kurduğum cümleden sonra cevabını dinlemeden ve yüzüne ikinci kere bakmadan arabadan inip derse gireceğim için d hızlı ve emin adımlarla kampüse yürüdüm.
Choi Beomgyu'nun şeytani tarafıyla karşılaşmak üzere olan bir Choi Yeonjun vardı.

Gün içi benim için fazlasıyla sıkıcı geçmişti.
Felix Hyunjin ile konuşmak ve belki de aralarını düzeltmek için dersi ekmiş,Winter hastalandığı için gelmemiş,Jeongin ise projesi için sabahtan beri hocaların peşinde koşuyordu.O yüzden hiçbirinin olmayışı gün boyunca sağda solda aptal gibi dolanmama neden olmuştu.

Son dersime girmek için okulun içinde sınıfı ararken karşımda gördüğüm tanıdık bedenle gülümseyip koşa koşa sırtına atlamıştım.
Dışardan gören biri üniversiteli olduğuma inanmaz liseli bir çocuk derdi bana.

"Selam en sevdiğim maknaem nasılsın bakalım."Sırtına atladığım için dengesini kaybeden beden şaşkın bakışlarla arkasına dönmüş,benim olduğumu görünce ise rahatlamıştı.

"Beomgyu Hyung cidden yüreğime indireceksin adam akıllı selam vermek varken niye heyecan yaratıyorsun boşuna."

"Senin ruhun yaşlanmış Kai ben başka hiçbir şey söylemiyorum.Bir daha selam falan da vermem sana .."Tripli sesimle gülüp kolunu omzuma atması bir olmuştu.

far away/yeongyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin