Park Krallığının tek omega prensi Jimin güzelliği sebebiyle çocukluğundan itibaren saraydan dışarı çıkarılmamaktadır. Onu görebilen birkaç kişinin dilinden düşürmeden herkese anlatması daha çok merak edilmesine sebep olur.
Jimin artık ömrünün sonuna...
Jimin odasında heyecanla bir o yana bir bu yana gidip geliyordu. Bir an önce birilerine içindekileri anlatması lazımdı. Bu yüzden Seokjin'den Taehyung'u da alıp hemen gelmesini rica etmişti. Neyseki kuzeni şu günlerde saraydan pek ayrılmıyordu. Beyaz tenli komutanı dikizlemek için birkaç gündür burada kalıyordu.
Taehyung kapıyı kırarcasına içeri girdiğinde Jimin olduğu yerde irkilip ona baktı. "Tanrı aşkına Taehyung! Ahıra mı giriyorsun ya!?"
Taehyung bir kapıya bir de kuzenine bakmış ardından şirince gülümseyip yatağa oturmuştu. "Ahıra daha kibar giriyor... "
Jimin Seokjin'in söylediğine göz devirip tekrar kuzenine döndü. "Ben size heyecanlı bir şekilde bir şeyler anlatacaktım tüm atmosferi bozdun ya!"
Taehyung bacaklarını toplayıp heyecanla oturduğu yerde dikleşti. "Ayy evet evet, hadi anlat o yüzden geldik zaten. " Seokjin'in kolunu da tutup kendi yanına çekmiş ve meraklı gözlerle ayakta duran kuzenine bakmıştı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jimin kendisine bakan ikisiyle dudağını dişledi. Az önce yaşananlar aklına geldikçe kalbi yerinden çıkacak gibi hissediyordu. "Az önce asla inanamayacağınız bir şey oldu... "
Taehyung olduğu yerde kıpırdanıp kaşlarını çattı. Meraktan yerinde duramıyordu ve kuzeni sanki bilerek yaparcasına tek seferde söylemek yerine uzatıyordu. "Ne oldu be söyle artık!"
Seokjin yanındaki bedenin koluna vurup prense odaklandı. Anlaşılan ne olduysa omegayı oldukça heyecanlandırmıştı. Yoksa Jimin konuşurken bu kadar beklemezdi normal şartlarda.
"Şey oldu... Hani Binbaşı Jeon var ya" Jimin sanki unutmuşlar gibi hatırlamalarını beklediğinde Taehyung yine sabırsız kişiliğini ortaya koyarak derince oflamıştı. "Evet Jimin... Binbaşı Jeon var, benim aşkım birtanem binbaşı Yoongi'min arkadaşı olan Binbaşı Jeon... Ne olmuş ona?? "
Seokjin Taehyung'u ne kadar çimdikleyip dürtse de asla kâr etmediğini farkedince alnını ovuşturup iç çekti. Arsız bir insandı ve bunu göstermekten çekinmiyordu. Birinin kendisini duyacağı konusunda da hiç endişe etmiyordu belli ki.
Jimin kuzeninin söylediği ile gülmek istese bile kendisi de bir an önce anlatmak istediği için bir çırpıda konuştu. "Binbaşı Jeon, odama geldi."
Yatakta oturan ikili önce birbirine bakmış ve cümleyi algılamaya çalışmışlardı. Seokjin sakince Jimin'e dönmüş ve kaşlarını çatmıştı. "Nasıl odana geldi? Jimin... Odana mı geldi cidden? Nasıl oldu bu? "
Jimin, Seokjin'in ciddi sesiyle gerildiğini hissetti. "Evet.. Odama geldi hyung. Ama yanlışlıkla gelmişti. Tuvalete gidecekmiş aslında ama sanırım o an ona biri tan tarif etmemiş o da benim odama girmiş. "
