DERİN'DEN
Yanımdaki bu deli dolu kıza şöyle bir baktım da benim tam tersimdi kendisi. Kendimce zor bir çocukluk geçirmiştim ve ailemle aram da bok gibiydi. Bu benim hayata çabuk adapte olmama ve büyümeme sebep olmuştu. Etrafıma öyle duvarlar örmüştum ki ne kimseyi içeri alabiliyordum ne de kendimi özgür bırakabiliyordum. Bu durum da zamanla etrafımdaki herkesi bile isteye uzaklaştırmama sebep oldu.
İnsanlar dışında tüm canlıları severdim. Özellikle hayvanlar için canımı bile verirdim. Sorsanız yoldan geçen bir sokak köpeği için çevremdeki on insanı kurban ederdim. Çünkü hayvanlar sizi menfaat için sevmezler.
Şimdi ise yıllar sonra ilk defa bir insan bana temas ettiğinde rahatsız olmamıştım. Ben ki biri bana yanlışlıkla değse dahi tiksinen, değdiği yeri yıkayan insan yıllar sonra ilk defa birinde böyle hissetmemiştim. Hatta kalkmış onu sahile götürüyordum. Ne halt oluyordu bilmiyorum ama kesinlikle normal değildi bu durum.
Kısa siyah saçları dalga dalgaydı. Konuşurken gözlerinin içi gülüyordu. Giydiği bordo şort ve geniş beyaz tişörtü ile şuan gözüme normalden daha güzel görünüyordu. Bunları düşünmemek adına dümdüz yürümeye devam ettim
REYHAN'DAN
Asi kızı nasıl ikna ettim nasıl çıkardım bende bilmiyorum ama şuan yanımda sakin sakin yürümesi bile benim için heyecan verici. Siyah sade bir büstiyer altına siyah bir şort üstüne ise yine siyah geniş bir gömlek giyip önünü açık bırakmıştı. Anlaşılan siyah onun rengiydi. Hakkını vermek lazım yakışıyordu da.
Bir dondurmacının önünde durup iki tane dondurma sipariş etti. Ücreti ödemeye yeltendigim sırada attığı bakışla yerimde dondum. Külahta dondurmalarimizi yerken yürümeye devam ettik. En sonunda sola doğru döndüğünde denizin kenarına giden tahtaların üzerindeydik.
Kıyınin yakıninda yere oturduk. Gökyüzünde yıldızlar parlıyordu. Gömleğini çıkarıp arkamıza serdi ve yere uzandı. Bende yanına uzandım. "Gökyüzünde bir yıldız olsan, herkesi ve her şeyi görsen ama hiçbir şey yapamasan nasıl hissederdin" gelen değişik soruyla düşünmeye başladım. "Sanırım kendimi yalnız ve çaresiz hissederdim. Tamam sevdiklerini izlemek de güzel ama yanlarinda olmayı tercih ederim. Hem onlara bir şey olsa egnelleyemiyorum da. Ah şu an yıldızlara üzüldüm." Gelen hafif gülme sesiyle yüzümü ona çevirdim. O da bana döndüğünde yüzlerimizin arasında en fazla 10 santim vardı. Gözleri yüzümü incelerken dudaklarımda sabit kalınca ufak çaplı bir kalp krizi geçirdim. Birkaç saniye böyle kaldıktan sonra yüzünü tekrar gökyüzüne çevirdi. Bu sefer sorma sırası bendeydi "ya sen buz kraliçesi, sen nasıl hissederdin?" Yine gülümsedi. Ne de güzel gülümsüyordu. "Ben gayet huzurlu olurdum sanirim. Senin gibi baş belası bir kız gelip gecenin bu saatinde beni zorla dışarı çıkarmazdı" dudaklarımı büzerek ona yavaşca vurdum. Gülerek bana döndüğünde yine gözü dudaklarıma takılmıştı. Gülüşü sönerken gözlerime baktı "beni bir yıldız gibi hissettirmedigin için teşekkür ederim baş belası. İyi ki rahatsız ettin beni. Ama bunu sık tekrarlarsan baş belası rolünü ben çalarım." Bu sefer gülme sırası bendeydi. Kalbim deli gibiydi. Neler oluyordu böyle.
Hoş sohbetimiz bir süre daha devam etti. Yurda en son gece 12 de alıyorlardı ve yarım saat kalmıştı. Yürüyerek gitsek anca yetisirdik. Uzandığımiz yerden kalmış üstümü silkeliyordum ki dizlerimin ve sırtımın arkasından geçen kollarla havalandigimi hissettim. Denize doğru gidiyorduk!! Kahkahalarimin ve çırpınmalarimin arasından dizlerinin üzerine kadar suya girmişti bile. Beni aniden bırakmasıyla kendimi suyun içinde buldum. Kendi de oturmuştu suyun içinde. Soğukluğun verdiği can havliyle ellerimi hemen boynuna doladim ve kendimi kucağına çektim. O dizlerinin üzerinde yerde oturuyordu ben ise maymun gibi kollarimi ve bacaklarımı ona dolamış hem titriyor hem gülüyordum. Yine koluna bir yumruk geçirdim. Bu seferki biraz daha sertti. Sonunda o da tuttuğu kahkahasini bıraktı.
Elini tutmuş düşmeden karaya çıkmaya çalışıyordum. Az bı mesafe kaldığında beni bıraktı ve koşarak gömleğini aldı geldi. Üstüm beyaz olduğu için her yerim belliydi. Muhtemelen bunu da hesaplamış hem üşümemem hem de bir yerimin görünmemesi için gömleğini dışarıda bırakmıştı. Bir elimle üstüme sardığı gömleği tuttum, bir elimle de elini ve geç kalmamak için koşmaya başladık. İnsanların garip bakışlarına aldırmadan ölesiye eğlenerek ve gülmekten halsiz düşmüş şekilde son anda yurda yetiştik.
Duşa girip sıcak suyu açtı ve hemen girmem için zorladı beni. Kıyafet bile alamamıştım. Bornozumla çıktığımda kıyafetlerimi hazır bir şekilde yatağıma indirmiş kendisi ise ıslak olduğu için ayakta çıkmamı bekliyordu. İç çamaşırlarımı gördüğü düşüncesi yüzümün kızarmasına neden olurken onun da yanakları kıpkırmızı olmuştu. Nedenini anlamaya çalışırken hapşırmasiyla şifayı kaptığı belli oldu.
O da duştan çıkıp giyindikten sonra yataklarimiza yatmıştık. Birbirimize iyi geceler diledik. kendi alemimize dönme vakti gelmişti. Günü düşünerek yüzümde solmayan gülümsemeyle uykuya bıraktım kendimi
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eftalya (GXG)
Romanceİsmi gibi derin bir kız ve gönlündeki deniz kızının hikayesi...