Mesainin bitmesine daha üç saat vardı. Efe savcının dosyasında birlikte çalışıyorlardı. Yeni yeni kendini belli eden bebeği bugün sakindi.
Dosyadaki eksikleri tamamlamış Efe'nin imzalarını bitirmesini bekliyordu.
Çalan telefonu ile Güneş'in öğretmeninin aradığını gördü. Efe'ye ekranı gösterip hemen cevapladı.
Hızla ayağa kalktığında Efe de onunla birlikte ayaklanmıştı. Tuğçe telefonu kapatınca ona baktı.
"Güneş hastalanmış, ateşi çok yüksekmiş"
İkisi de hızla emniyetten çıkmıştı. Efe'nin arabasıyla Güneş'in okuluna geldiler.
Tuğçe hemen müdür odasına doğru yürüdü. Güneş koltuğa kıvrılmış annesini bekliyordu.
"Güneş!"
"Anne çok üşüyorum"
Tuğçe kızını kucağına aldığında Efe hemen yanlarına geldi. Kızının bembeyaz yanakları kızarmış bedeni titriyordu.
"Gün ışığım"
Efe Güneş'in eşyalarını alınca birlikte çıktılar okuldan rotalarını hastaneye çevirmişlerdi.
Güneş annesinin kucağından ayrılmıyor ateşin etkisiyle sayıklıyordu. Doktorun sıcak tenine değdirdiği soğuk şeyle irkilip ağlamaya başlamıştı.
"Annecim ağlama bebeğim"
Tuğçe kızının saçlarını seviyordu. Efe minik ellerini tutmuş onu öpüyordu.
"Korkulacak bir şey yok, üşütmüş yazdığım ilaçları düzenli kullansın bir de eve gidince ılık bir duş alsın ve mutlaka yemek yesin"
Efe kadına teşekkür edip bu defa kızını o kucağına aldı.
Tuğçe önlerinden yürüyüp arabaya yerleştiğinde Efe Güneşi onun kucağına vermiş direksiyona geçmişti.
Nihayet evlerine gelmişlerdi. Tuğçe ve Güneş ılık bir banyo için duşa girerken Efe de babasından öğrendiği tarifle ağaç çorbası yani brokoli çorbası yapıyordu.
"Anne üşüyorum!"
"Biliyorum bebeğim ama bu sana iyi gelecek hadi annecim"
Güneş annesinin dizlerine sarılmış akan suyun altında duruyordu. Tuğçe kızının yanan vücudunu hissedebiliyordu.
"Güneşim annem saçlarını yıkayalım mı yoksa böyle duralım mı?"
"Böyle duralım kardeşime sarılıyorum"
Tuğçe gülerek kızının saçlarından sevdi. Biraz zaman sonra Tuğçe suyu kapatmış Güneşin sarı bornozunu giydirmişti. Banyodan çıkıp onun odasına geçtiler.
Kızının üzerini giydirip saçlarını kuruttu. Kendi saçlarını ıslak hali toplamıştı.
"İçeriye baban senin için yatak yapmış hadi oraya gidelim"
"Şirinler izleyebilir miyim?"
Tuğçe olur anlamında başını sallayınca kızını kucağına alıp salona geçti.
Efe Güneş'in sevdiği çizgi filmi çoktan açmıştı. Sehpadaki ağaç çorbasını görünce Güneş dudaklarını büzmüştü.
"Gün ışığım?"
"Baba istemiyorum!"
"Ben yaptım ama senin için, kırma beni"
Güneş onun için yapılmış keyif yatağında doğruldu. Babasının dizine koyduğu tepsiden uzattığı ağaç çorbasını içmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş&Deniz&Ege
Short StoryHerkese Merhaba Arkadaşlar Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları VIP katından selam ve sevgi ile...