2.Bölüm Sınırlar

979 45 14
                                    


Yeni gün. Asi gözlerini camdan vuran güneş ışıklarıyla açmıştı. Yabancı bir odada uyumak, yeni günü yeni bir yerde karşılamak ona o kadar yabancıydı ki derin bir nefes alarak yatakta doğruldu. Başucundaki saat artık kalkması gerektiğini gösterirken hızlıca duşa girdi. Bugün uzun bir gün olacaktı. Soysalan Üniversitesi onları bekliyordu.
Aşağı indiğinde herkes sofraya oturmuştu. Asi sessizce abisinin yanına geçerken Yaman kız kardeşine gülümsemişti.

''Günaydın Asi'ciğim,'' dedi Neslihan gülümseyerek.

''Günaydın herkese,'' dedi Asi masadakilere kısaca bakarak. Alaz gözlerini kısmış genç kıza bakarken Asi buna aldırış etmemeye çalışmıştı.

''Soysalan Üniversitesi'nde yeriniz hazır gençler,'' dedi Eşref Bey. Asi gözlerini adama çevirdiğinde hep az konuştuğunu fark etti. Kısa ve öz. Eşref Soysalan böyleydi, her zaman en son sözü söyler ve noktayı koyardı. Otoriterlik onun için biçilmiş gibiydi.

''Teşekkür ederiz Eşref Bey,'' dedi Güven gülümserken. Çocuklarının yeni okulunun onlara iyi gelmesini umuyordu. Ama bazen ummak fazla basit kalırdı. Güven bunu daha sonra öğrenecekti.

''Cesur da sizin okulda,'' dedi Yaman heyecanla. ''Cesur benim Ankara'dan çocukluk arkadaşım. Üniversite için İstanbul'a yerleştiğinden beri sık görüşemiyoruz maalesef.''

Çağla Cesur'un ismini duyunca bir anda Yaman'a baktı. Tanışıyorlar mıydı? Hem de çocukluk arkadaşı mıydı? Dünya bazen çok küçüktü. Çağla rahatsızca yerinde kıpırdanırken hafif kızarmıştı. Asi'nin gözünden kaçmayan bu hareket kaşlarını çatmasına sebep oldu. Henüz anlamamıştı ama çözecekti. Asi her zaman çözerdi.

''Feriş yumurta servisini yapsınlar artık,'' dedi Neslihan. Feriş onu onayladığında kahvaltı servisini yapmaya başlamışlardı.
''Asi'ye tek göz yumurta olanı verelim lütfen,'' dedi Neslihan heyecanla. ''Tam da sevdiğin gibi Asi.''

Asi bu ince davranış karşısında utanmıştı. Neslihan Soysalan'ı seviyordu, iyi birisiydi. Tanıştıkları ilk günden beri Asi ve Yaman'a hep sıcak davranmış, anlayışla yaklaşmıştı. Asi ince davranışlara dikkat eder, önem verirdi.

''Teşekkür ederim Neslihan Hanım, zahmet etmişler,'' dedi mahcup bir şekilde. ''Ellerinize sağlık,'' diye eklemeyi de unutmamıştı çalışanlara karşı.

Çağla annesine baktı. Acaba onun sevdiği şeylere de bu kadar ilgili miydi? Son zamanlarda hiç sanmıyordu. Alayla gülümsedi bir anda. Alaz bir imanın geleceğini anlamıştı.

''Asi baksana annem benim yumurtayı nasıl sevdiğimi öğrenemeden seninkini öğrenmiş,'' dedi gülerken. Bu gülüş imayla doluydu.

''Çağla o ne demek kızım?'' Neslihan anlam verememişti. ''Ben hepinizin sevdiği şeylerle ilgileniyorum, ilgilenmeye de devam edeceğim.''

''Bıraksaydın da Asi'nin favorileriyle kendi annesi ilgilenseydin anneciğim,'' dedi Çağla kaşlarını kaldırarak. Neslihan telaşla önce Asi'ye baktı. Masaya çöken derin sessizlik şimdi onlarlaydı.

Asi bakışlarını Çağla'ya çevirdi. İnsan hiç tanımadığı birisine kırılabilir miydi? Bilmiyor muydu annesinin olmadığını? Bilmiyor olsa bile ona karşı takındığı bu düşmanca tavır sinirlerine dokunmuştu.

''Size afiyet olsun,'' dedi sandalyesini geriye doğru çekerken.

''Hiçbir şey yemedin Asi,'' dedi Güven. O da üzülmüştü. Çocukları her şeyden önce gelirdi.

''Aç değilim, okulda atıştırırım bir şeyler hem.'' Asi babasına gülümsedi. Şu an tahammül etmesinin tek sebebi oydu. Asi sessizce salonu terk ederken odasına döndü. Yaman kız kardeşinin arkasından bakarken sinirlenmişti. Kimsenin onu böyle üzmeye hakkı yoktu.

KELEBEK ETKİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin