20. Bölüm

1.8K 140 37
                                    

Merhaba canlarım🪷

İlk öncelikle teşekkür ederim desteğiniz için ve kusura bakmayın bu bölüm baya kısa oldu ama merak etmeyin sınır koymayacağım buna. Diğer bölümü daha uzun yazıp hemen atmaya çalışacağım. Normalde bölümü daha bitirmemiştim, sınırın bu kadar çabuk dolacağını bilmiyordum. Sizi bekletmek istemediğim için hemen atmak istedim.

Diğer bölümü şimdiden yazmaya başladım. Daha uzun yazıp hemen atacağım ve böylelikle bunu telafi etmiş olacağım❤️

Sırf sınır koymadım diye yıldıza basmamazlık yapmayın🥺
Yorumlarınızı bekliyorum❤️❤️

Daha fazla uzatmadan sizi bölüme göndereyim..
        Seviliyorsunuz, iyi okumalar😽❤️






20. Bölüm

Bilemezsin ki senin için her şeyden vazgeçen adam gün gelir her şey için senden vazgeçer..

"Kusura bakmayın hanımım ağamızın kesin emridir. Sizi içeri alamıyoruz."

Aldığım cevapla çatılan kaşlarım iyice çatıldı. Yumruklarımı sıktım sinirden. Adamın söylediği cümle beynimde yankı yapıyordu.

"Ne saçmalıyorsunuz?" diye konuştum sinirle. Tüm sinirimi bunlardan çıkarmama az kalmıştı.

"Saçmalamıyor!" diye duyduğum sesle başımı çevirdim. Azad kapıda durmuş sinirle bana bakıyordu. Siniri hâlâ geçmemiş miydi? İyi de Azad bana hiçbir zaman böyle sinirle bakmamıştı ki?

Ona taraf adım atmamla onun iki adım geri gitmesi beni afallattı. Anlamaz gözlerle ona bakarken "Azad, sabahki olayda mı kaldın sen?" diye sordum. Etraftaki çalışanların hepsi bize bakıyordu. Normalde başlarını kaldırmayan adamlar şu an film izler gibi bizi izliyorlardı.

"Seni artık hayatımda istemiyorum." diye konuştu bakışlarını benden kaçırırken. Dediği cümleyi algılamaya çalışırken söylediği diğer cümleyle kalbim paramparça olmuştu.

"Senin gibi birini sevdiğim için kendimden nefret ediyorum."

Gözlerim dolmuştu, ağlamamak için kendimi sıktım. Bu adam benim Azad'ım mıydı?

"Azad, bu bir şakaysa hiç komik değil." diye konuştum zor da olsa. Kahkaha atmaya başladı. Bana her gün tatlı gelen adam bugün çok korkunç geliyordu. Birden bire ne olmuştu böyle, bir türlü algılayamıyordum.

"Gerçekten şaka olduğunu falan mı sanıyorsun?" diye konuşup anında ciddileşti. "Biliyor musun o fotoğrafları görünce bende bir tür şaka sanmıştım ama ne yapalım şaka olduğunu düşündüğümüz şeyler bazen şaka olmayabiliyor."

"Ne fotoğrafından bahsediyorsun sen, açık konuşur musun?" Yaptığı konuşmada takıldığım tek şey fotoğraf kısmıydı.

"Ben seni gerçekten çok sevdim, senin de beni sevdiğine yürekten inanmıştım."

"Azad-" konuşmamı elini havaya kaldırarak böldü.

"Bana nasıl yalan söylersin lan sen!" diye bağırmasıyla bende jeton yavaş yavaş düşmeye başladı. Benim bugün Asaf'la buluştuğumu öğrenmiş ama nasıl? O fotoğrafları gönderen kimdi?

"Azad, bak içeri geçip sakin bir şekilde konuşabiliriz." diye konuştum. Etraftaki insanların bizim aramızdaki her şeyi bilmesine gerek yok.

Berdel | Roza✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin