Yeni bir güne daha uyanmıştım. Anne ve babamın kavga sesiyle uyanmıştım daha doğrusu. Yakında boşanacakları kesindi, ama hâlâ direniyorlardı.
Kendime gelmek için yatakta biraz daha bekledim. Yastığımın altında olan telefonumu aldım ve saate baktım. Saat 07.47 geçiyordu. Biraz telefona bakıp yataktan kalktım. Kavgaları hâlâ bitmemişti. Kapıyı yavaşça açıp banyoya adımladım. İhtiyaçlarımı giderdim, odama giyinmeye gittim.
Üzerime beyaz ince bir sweatshirts, altıma ise lacivert pantolon giyip çantamla beraber aşağı indim.
"Kahvaltı yapmayacak mısın Jisung!" Anneme dönüp sakince başımı salladım.
"Yemezsen yeme. Eve geç gel misafirler gelecek, zayıf bedenini görünce seni aç bıraktığımı sanıyorlar." Uğraşasım yoktu, başımı sallayıp annemi geçiştirdim. Converselerimi giyip evden çıktım.
Otobüs durağına gitmem en az 10 dakikamı alırdı o yüzden cebimdeki kulaklığı alıp taktım. Şarkı listemden rastgele şarkı açıp, telefonu cebime koydum. Birkaç dakika sonra otobüs durağına vardım.
Yaklaşık 15 dakikada okula varmıştım.
Okula geldiğimde Minho'yu gördüm, yanında kızlar vardı. Salak çocuk kendini bir şey sanıyordu.
Göz devirerek yanından geçtim.Sınıfta çok öğrenci yoktu, sırama geçip çantamı sıraya yerleştirdim. Uykum kaçmıştı ama sıkıntıdan kafamı sıraya gömdüm. Birkaç dakika sonra arkadaş grubum gelecekti, onları bekliyordum zaten.
Sınıfta öğrenci kalmamıştı. Aç hissediyordum, çantamdan su ve naneli sakızı çıkarttım. Kilo algım asla değişmeyecekti.
Sakızı ağzıma attığım an suyu alıp kafama diktim. Birazdan aç karnına su içtiğim için midem bulanacaktı ama çokta umrumda değildi. Birkaç dakika sonra sınıftaki öğrenciler gelmişti.
Ve sınıfa gözdemiz, en yakışıklımız-benim için geçerli değil-gelmişti. Salak şey.
"Naber okulun erkek güzeli,Han Jisung?" Sırıtarak söylediği şeye gözümü devirdim.
"Seni alakadar edeceğini düşünmüyorum okulun yakışıklısı Lee Minho." Egosu tavandı.
"İltifatın için teşekkürler Jisung, bende yakışıklı olduğumu biliyorum."
"Egondan eksik kalma zaten salak."
Kahkahası tüm sınıfı doldurdu.Ona yavaşça dönerek orta parmak çektim. Göz kırpıp öpücük attım. Kudurduğunu hissediyordum.
"İşine dön Lee Minho"
"Bende seni seviyorum Han Jisung."
Ne? O ne demişti az önce? Sevgi cümlesi sanırım ve Minho'dan.Tüm sınıf şaşırmıştı, kendi grubu 'oo' diyerek gülüyordu. Niye gülüyorlarlardı bunlar?
Bir şey varmış gibi.
Hocanın rahatsız edici sesini duyduktan sonra yüzüm asıldı. Lanet olası dersler.
-
Öğle teneffüsüne gelmiştik. Ne boş ama.
"Jisung sen aç değil misin yine?" Gülümseyerek başımı iki yana salladım.
"Yine yaptın değil mi?" Jeongin'in sesi kısılıp titremişti. Gözlerim endişeyle ona döndü.
"Hyung ne zaman beraber düzgün yemek yiyeceğiz?" Haklıydı. Hiçbir zaman iyi bir arkadaş olmayı becerememiştim. Ama sanırım bugün onların istediklerini yapacaktım. Günün sonunda fazla yemekten kusacağımı saymazsak tabii.
"Sizin için bugün her şeyi yiyebilirim o zaman" Gözlerindeki parıltı beni derinden etkilemişti. Ailem bile bu kadar önemsemezken onları nasıl kırabilirdim ki?
"O zaman bugünü değerli kullanalım hadi kantine!" Gülümseyerek onları takip ettim.
"Siz önden gidin ben tuvalete gidip geleceğim"
"Tamam bekliyoruz seni hayatım."
Tuvaletin olduğu kata çıkmama bilmem kaç basamak kalmıştı birden ayağım takıldı. Korkudan gözlerimi sıkıca kapatmıştım, tam düşecekken belimde bir el hissettim. Kafam birisinin göğüsündeydi.
"Daha dikkatli olmalısın Han Jisung."
Kafamı kaldırıp söylenen kişiye baktım. Lanet olsun.
Lee Minho?
-
En meraklı yerde bitirdim ne kadarda piçim ama.
Bu fic aslında tiktokta yaptığım editten geliyor.(tt:larajisung)
Ficin başından beri yanımda olan biricik arkadaşıma teşekkürlerimi iletiyorum 😩⭐ fatimiskq
Kız olmasa ficin yarısı çöptü.
Fici geç saatte atmamam gerekiyordu ama taslaklara atamıyorum maalesef.
Diğer bölümlerde görüşürüz👋🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sleep and Hunger
Random"Yine düşünmekten uyuyamamışsın Minho" duraksadı. Vücudumu süzdü. Fazlasıyla zayıflamıştım. Ama benim için yeterli değildi. "Yine kilo algın yüzünden yemek yememişsin Jisung." Nefret ettiğim birisinden bunları duymak şaşırtmıştı. !Angst değildir! se...