0.6

168 18 63
                                    

Merhabalaar.
Tiktok hesabımda keşfetim kapandı.
Oraya 2. Ficin sözlerini attım ama maalesef tutmadı o yüzden buraya da atıyorum bakabilirsiniz. 🖤

Okuyup kibar yorum yapan kişilerede çok teşekkürler, çok tatlısınız⭐

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Okuyup kibar yorum yapan kişilerede çok teşekkürler, çok tatlısınız⭐

-

Ertesi sabah uyandıktan birkaç saat sonra hazırlanıp evden çıktık. Eşyaları arabaya yerleştirip bindik. Minho arabayı sürerken bende telefonumu Bluetootha bağladım. Şarkı listemden rastgele bir şarkı açtım.

The boy is mine

Mırıldanarak şarkıya eşlik ettim. 10 dakikalık yolun sonunda eve gelmiştik. Kapıyı çalıp kapının açılmasını bekledik. İçeriden adım sesleri geldikten sonra kapı açıldı. Güler yüzle karışalayan Felix'e sarıldım.

"Hoşgeldiniz!" Saçlarını karıştırıp ondan ayrıldım. İçeriye pat diye girip kapının yanındaki yere ayakabılarımı çıkarttım. Hyunjin'in ve Bangchan'ın ayakabısı vardı sadece. Minho'da başıyla selam verip içeri girdi.

"Gel sana odanı göstereyim." Sırtımdaki çanta ile Felix'i takip ettim. Felix o sırada Minho'ya oturma odasının yerini söylemeye çalışıyordu. Odaya girip eşyaları bıraktım. Sonrada oturma odasına doğru koştum.

Koltukta oturan Hyunjin'i görünce kucağına atladım. Oturma odasında Minho ve Hyunjin vardı sadece. Bangchan neredeydi bilmiyorum.

"Oha, yavaş be daha seni bile görmedim!" Kollarını vücuduma sardığında arkamda delici gözlerin bize baktığını hissettim.

"Tarçınlı kek yapmıştım yemek ister misini-"

"Evet." Daha sözüm bitmeden Minho konuşmuştu. Hyunjin'in kucağından kalkıp arkama baktım. Minho ve Hyunjin yoğun bir bakışma içerisindeydi. Sanki gözleriyle anlaşıyor gibilerdi.

Çantamın üstünde olan keki alıp mutfağa ilerledim. Felix şuan yemek için birkaç şeye bakıyordu. Elimdeki poşeti görünce işini bırakıp bana döndü.

"O ne?" Poşetin ağızını açıp içindeki kutuyu çıkardım.

"Tarçınlı kek, ister misin?" Kutudan bir dilim alıp ısırdı. Güzel olduğuna dair mırıldanıp işine devam etti. İki tane tabak çıkarıp birkaç dilim kek koydum.
Çatalıda tabağa koyup salona ilerledim.
Az önceki hallerinden eser yoktu. Film açmış oradaki espirilere gülüyorlardı.

"Ben geldim, alın bakalım kekleriniz." İlk Hyunjin'e verip sonrada Minho'nun yanına gittim. Tabağı verip hemen yanına oturdum.

Hyunjin ilk tadına bakmış ve beğenmişti. Minho'dan şüphem yoktu. O en başından beri seviyordu. Kafamı Minho'nun omzuna koyup birazda burada dinlendim. Kapı zilini duyunca hemen koltuktan kalktım ve kapıya koştum. Küçüklükten beri yaptığım bir alışkanlıktı.

"Koşma düşeceksin!" Minho'nun bağırışını umursamadan kapıyı açtım. Hepsi aynı anda gelmişlerdi.

"Hoşgeldinizz!" Geçsinler diye kapıyı tam açıp geriye çekildim.

"Hoşbulduk." Hepsi içeri geçinde Felix'e yardım için mutfağa girdim.

Birkaç dakika sonra Felix sofrayı düzenleneceğini söyleyip yanıma Minho'yu çağırdı. Kendisi yemeklerde aşırı iyiydi.

Çorba için havuç ve kesme tahtası aldım. Çekmeceden bıçak alıp kesmeye başladım. 2 gün önce ne olmuştu öyle? O evde öleceğimi düşünürken nefret ettiğim kişi beni yanına almıştı. Beraber güzel vakit geçirmiştik. Babamın yerimi öğrenmesi benim için çok kötü olabilirdi. Hayatımın tam çöküş noktasındayken ne olmuştu da hayata geri dönmüştüm. Minho ile barışmış ve evden kaçmıştım.

Parmağımda hissettiğim yoğun acı ile düşüncelerimden ayrıldım. Yüzümü buruşturup elime baktım. Yoğun kanama gelince musluğu açıp elimi suya tuttum. Minho aceleci davrandığımı görünce bana doğru döndü.

"Noldu?" Hızla yanıma gelip elime baktı.

"Çok büyük bir şey değil." Mutfaktan hızla çıktı. Bir süre daha suyun altında beklettikten sonra parmağımı peçeteye sardım. O anda Minho yanıma gelip elime birkaç krem sürüp kremin erimesini bekledi. Canımı yakan bir krem olduğu için yüzümü buruşturdum. Şurada acıdan inlememek için kendimi kasıyordum.

Krem eriyince 2 tane yara bandı yapıştırıp beni mutfaktan kovdu. Ufak bir hata yüzünden mutfaktan atılmıştım, şaka gibi.

-

Yemekleri yapıp yemiştik. Bulaşıkları yıkamak için mutfağa girdiğim an Changbin ile Felix'i gördüm beraber bulaşık yıkayıp eğleniyorlardı. Salonda gözlerimi gezdirdiğimde herkes oturup sohbet ediyordu. Jeongin ile konuşmadıklarını görünce yanına gidip oturdum.

"Nasılsın bebeğim?" Geldiğimi görünce gülümsedi. Niye yalnız bırakıyorsunuz benim çocuğumu?

"İyiyim, sen?" Kolumun altına alıp yanaklarını sevdim.

"Bende iyiyim hayatım. Sen niye kimseyle konuşmuyorsun?"

"Bilmiyorum pek rahat değilim ve yorgunum."

"İstersen kafanı bacağıma koyup uyu. Şuanlık yapacağımız pek bir şey yok, uyandırırım seni." Olumlu mırıltılar çıkarıp kafasını bacaklarıma koydu. Başına masaj yapıp konuştukları şeyleri dinledim.

2 saat sonra

Sahil kenarına gideceğimiz için odaya gidip üstümü giyindim. Parfüm sıkıp odadan çıktım. Yarısı kapıda bekliyordu. Diğerleri ise aşağı inmişti. Biraz geç hazırlanmıştım sanki ama.

"Gelmeseydin" Umursamayıp ayakkabımı giyip merdivenlerden indim.

"Şükür ya." Hepsinin mızmızlanmasını dinleyemezdim.

"Mızmızlanmak yerine arabaya binip gidebiliriz değil mi?" Söylediğim şey ile arabalara binip gitmiştik. Sahile gelince arabalardan inip bir yere oturduk.

Yarım saat konuştuktan sonra Minho ile kalkıp sahilde yürümeye başladık.

"O gün için teşekkür ederim Minho"

"Asıl ben teşekkür ederim Jisung. Beni asla affetmeyeceğini sanıyordum ama beni yanılttın. Aklında belki benim hakkımda sorular var. Okulda sana öyle davranmak zorundaydım çünkü seninle bir şey olmamış gibi konuşmaya çalışamazdım. Çok özür dilerim."

Yavaş yürümeye başladık. Durup önüne geçtim. Dostça boynuna sarıldım. Belki bugün yapacağım şey tekrar arkadaşlığımızı bitirebilirdi. Ama artık yapacağım şeylerden kesindim.

Diğerleri 1 saat önce gitmişti. Bizde yeni eve geçiyorduk. Evin önüne geldikten sonra ikimizde arabadan indik. Bunu yapacağını bildiğim için önüne geçtim. Gözlerine baktım. Ne yapacağımı anlamaya çalıştı.

Ellerimi yanağına koyup hafifçe parmaklarımın üzerinde yükseldim.
Dudaklarımı karşımdaki dudaklara bastırdım. Sadece 30 saniye bekleyip geri çekildim. Gideceğim an belimde ellerini hissettim. Bu öpüşme az öncekinden daha şefkatliydi.

Kollarımı boynuna doladım. Nefessiz kaldığımı hissettiğimde dudaklarımızı ayırdım.

"Oha! Siz sevgili misiniz!?" Yukarıdan duyduğum ses ile kafamı kaldırdım. Felix ve Seungmin dakikalardır bizi mi izliyordu?

Minho'nun yanağını hızla öpüp ondan ayrıldım. Hızlı adımlar ile apartmana girdim. Utanmıştım.

-

Cidden 6. Bölümde öpüştürdüm👍🏻
TİKTOK KEŞFETİMİ AÇSANA KANKA
Neyse umarım beğenmişsinizdir😩
Öptüm baay⭐😻🎀

Sleep and Hunger Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin