0.4

145 23 35
                                    

Selaam🎀
Fic beklediğimden daha çok okunmuş ama bana fazla cringe gelmeye başladı. Devam etmekte zorlandığım bir bölüm olacak gibi hissediyorum😩
Ve şunu söylemek istiyorum boyları gerçek boylarından daha değişik yaptım rahatsız oluyorsanız özür dilerim.
Jisung ve Minho'nun araları çabuk düzeldi gibi geldi ama sizinde canınızı pek sıkmak istemiyorum.
İyi okumalar dilerim⭐

-

Yaptığımız savaşın sonunda bulaşıkları Minho yıkamıştı. Ben misafir banyosuna girip orada duş aldım. Minho ise kendi odasındaki banyoya girmişti. Buradaki şampuanların kokusu aşırı tatlı ve yoğundu. Saçlarımı güzelce şampuanlayıp duruladım. Minhonun bana verdiği daha paketinden çıkmamış olan lifi alıp açtım. Duş jelini life döküp iyice köpürttüm. Vücudumu da durulayıp duş kabininden çıktım.

Bornozu giyip vücudumdaki fazla suyu almasını bekledim. Aynada yüzüme baktığımda eskisi kadar olmasada azıcık düzeldiğini gördüm. Yemek yemek beni güzelleştiriyor muydu?

Kapının arkasına astığım temiz kıyafetleri giyip banyodan çıktım. Minho çoktan banyodan çıkmış oturma odasında telefona bakıyordu. Odaya girdiğimde gözleri beni buldu.

"Saçlarını kurutmuyor musun?"

"Genelde kurutuyorum ama bugün bir değişiklik olsun dedim."

Telefonu kenara bırakıp konuşmaya devam etti.

"Kurutma makinesi var istersen vereyim." Saçlarımı kurutmak için fazla üşeniyordum.

"Yok teşekkürler, üşendim zaten." Koltuktan kalkıp yanıma doğru adımladı. Önümden geçtiği gibi yana doğru hafifçe eğilip bileğimi tuttu, o beni yönlendirirken oturma odasından çıktık.

Üst kattaki kendi banyosuna geldiğimizde bileğimi bırakıp geniş banyodaki dolaba doğru ilerledi, içinden kurutma makinesini alıp tekrar yanıma geçti.

"Sen üşeniyorsan ben yaparım." Böyle bir şey yapacağını tahmin edememiştim.

Aynanın yanındaki prize fişi takmak için uzandı. Şuan tam olarak arkamdaydı. Aynadan kendime baktığımda yüzlerimizin çok yakın olduğunu fark ettim. Yanaklarımın yandığını hissettiğimde başımı hemen geri eğdim. Niye utanıyordum ben bu çocuktan? Yakın olmamız ve bana söylediği cümleler utanmamı sağlıyordu.

Fişi takınca kurutma makinesini açıp saçlarımda gezdirdi.

"Saçların çok yumuşak."

"Saç demişken, evde toka var mı?" Aynaya bakarak konuştuğum için  aynadan şaşırmış bir ifade ile gözlerimin içine baktı.

"Ne için?"

"Saçların çok tatlı görüküyor toka ile bağlayalım mı?" Sorduğum soru ile gülümsedi.

"Saçını kurutalım ilk önce, ablam arada geliyor, olması lazımdı bakarım." Söylediği şey ile sevinmiştim. Birileriyle çocuklaşmayı seviyordum.

Birkaç dakika sonra saçlarım kurumuştu. Minho banyodan çıkıp beklememi söyledi.

Birkaç dakika sonra elinde toka kutusuyla banyoya geri geldi.

"Ablam 30 yaşında olmasına rağmen renk renk tokaları var." Dediği şeye yülümsedim. Aslında söylediğim teklife karşı gelmesini bekliyordum ama tam tersine direkt kabul etmişti.

Elindeki tokaları bana verip, getirdiği sandalyeye oturdu. Tokaları rahatça takmam için karşıma oturmuştu. Tuttuğum tokalardan ilgimi en çok tavşanlı toka çekmişti. Tokaların hepsini tutmakta zorlandığım için tekrardan Minho'ya verdim.

Sleep and Hunger Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin