01.01

8 0 0
                                    

han jisung

"tamam anne, iyi olacağım. siz de kendinize dikkat edin. görüşürüz." telefonumu kapattıktan sonra komodine bıraktım ve yatağa uzandım yavaşça. bugün benim için yepyeni bir hayat başlayacaktı.

suwon'dan seoule taşınmıştım üniversite için. üstün yeteneklerim saolsun seoul üniversitesine tam bursla kabul edildim. yurtta kalacaktım bu süre boyunca. 2 kişilik bir odada kalıyordum ama oda arkadaşımı henüz görememiştim. tanışmak için heyecanlıydım açıkçası..

valizlerimi yerleştirmem gerekiyordu ama yol beni çok yormuştu. bu yüzden direkt çoraplarımı çıkardım ve yorgana sarıldım sıkıca. bu gece deliksiz uyuyacaktım.

kapının sertçe açılmasıyla yerimden zıplamıştım resmen. gelen kişiye baktığımda benim yaşlarımda bir çocuk olduğunu gördüm. oda arkadaşım oydu sanırım. bana gülümseyerek çok hızlı bir şekilde el salladığında bir anlığına kolu çıkacak sanmıştım. bende ona el salladım yavaşça ve şaşkınlıkla. baya enerjik birine benziyor..

"uyandırdıysan kusura bakma, burada olduğunu bilmiyordum." valizini bırakıp kapıyı kapattı ve yanıma yaklaştı. elini uzatıp "ben seungmin." dediğinde elini tuttum. "ben de jisung." gülümsediğinde ben de gülümsedim.

"tanıştığıma memnun oldum oda arkadaşı." deyip garip bir şekilde göz kırptığında zorla gülümsedim. o ise valizini alıp kıyafetlerini dizmeye başlamıştı. 

"e, nereden geliyorsun? yurtta kaldığına göre evden uzak olmalısın." kıyafetlerini dizerken sorduğu soruya görmese bile kafamı sallamıştım. "suwon'dan geldim. sen?" kıyafetleri bir süre bırakıp bana baktı. "ben seoul'de yaşıyorum ama aile evinde kalmak istemediğim için yurtta kalmak istedim. pff, aile.." dilini çıkarıp 'pff, aile' demesiyle gülmüştüm. 

"aileni pek sevmiyorsun sanırım?" dedim gülerek. "yok ya, severim ama bazen çok gıcık oluyorlar. sürekli bir şey yapmanı istemeleri falan.." onu çok iyi anlıyordum. bizim evde de bütün her şeyi ben yapardım. ama çok da şikayetçi değilim açıkçası. annem huyumu bildiği için emir vermeden bir şey isterdi.

emirlerden nefret ederim.

"uykun varsa yarın halledebilirim, ışık falan rahatsız etmesin." kafamı iki yana salladım ve devam edebileceğini söyledim. aslında uykum yoktu, erken yatardım çünkü ne kadar erken yatarsam gece hayal kurabilmek için o kadar vaktim olurdu.

"tüh ya, hiç yapmak istemiyordum. yarın yapmamı söyleseydin bırakmak için sebebim olurdu.." kaşlarımı çattım anlamadığım için. çok belirsiz biriydi..

"anlamadım.." kıyafetleri bırakıp yatağa oturdu. "boşver, saçmaladım yine. sen uyu kapatıyorum şimdi ışığı." dedi ve ışıkları kapattı. etrafıma kısa bir süre baktıktan sonra arkam ona dönük olacak şekilde yatağa geri yattım.

"iyi geceler jisung." duyduğum sesle gözlerimi açtım. "iyi geceler seungmin." dedim kısa bir süre sonra. tanıdıkça alışacağıma eminim..

...

zil çaldığında kitaplarımı çantama koydum hızlıca. okuldaki ilk günüm çok hızlı bitmişti. herkesten 1-0 önde başladığıma emindim. kimse hocaların ilk gün anlattığı hikayeleri dinlemez ama asıl ders onlardır. ve sen bunu fark ettiğinde iş işten geçmiş olur.

"ilk günün nasıldı oda arkadaşı?" seungmin'in tekrar aynı göz kırpmayla sorduğu soruya kaşlarımı kaldırmıştım. "iyi. iyiydi." gülümsediğinde dudaklarımı birbirine bastırdım. ayağa kalktım ve çantamı sırtıma aldım.

"ilk günün şerefine dışarı çıkmaya ne dersin?" kafamı yana düşürüp iki yana salladım. "bugün iş aramaya çıkacağım. ne kadar erken halledersem o kadar iyi.." kaşlarını kaldırdı yavaşça. "çalışacak mısın? e okul yüzünden vaktin olmayacak." kafamı yukarı aşağı salladım. "biliyorum. ama çalışmam lazım. tam burs almış olsam da bedavaya gelmiyorum buraya. hem yurt hem okul hem de geçinmek için paraya ihtiyacım var."

flawless - minsungWhere stories live. Discover now