𓆩𓆪Esneyerek Kao'nun kürkünün okşamaya devam ettim. Yavaş yavaş karnım büyüdükçe uykum daha çok gelmeye başlıyordu. Kendimi neredeyse hiç yormadığımda bile uykum geliyordu artık. Mesela bugün sadece yemek yapmıştım ve bütün gün uzanmıştım ama şimdiden uykum gelmişti. Saat yedi bile değil lan, buna rağmen uyukluyorum ayakta.
Kapı çaldığında Kao'yu göğüslerimden indirip ayağa kalktım. Uykulu şekilde kapıya gittiğim zaman kapısının arkasındaki sesleri duyabiliyordum. Son anda kapıyı açmaktan vazgeçtim ama sonra tekrar açtım. Esneyerek kapıdakilere baktım. "Niye geldiniz?" dedim uykulu şekilde.
En öndeki Mikey kapıyı itip içeri girdi, peşinden de diğerleri. Kendilerini zorla içeri davet ettirmişlerdi resmen. Son olarak içeri Ran girdiğinde kaşlarımı çattım. Abim içeri girmişken bu ne cesarettir yiğidim?
Gözleri bana kaydığında yanında sakladığı bir buket çiçeği uzattı. Şaşkın gözlerle çiçeğe bakıp aldım. "Bu ne?" dedim anlamayarak. Yani beni sikmeden önce bana ilk çiçeğimi alması gerekmez miydi?
Yüzündeki gülüşü bozmadan bana yaklaştı. "Senin için çiçek. Çocuklarımın annesini mutlu etmek istedim."
Ağzımı açıp bir şey söylemek istedim ancak abim benden önce konuştu. "Oi! Thea, kapıyı kapatıp içeri gelecek misin?" Dirseğini duvara yaslamış, Ran'a tehditkar şekilde bakıyordu.
Çiçekleri, Ran'ın göğsüne çarparak bırakıp abimin yanına ilerlerim. "Geldim." Kapıyı kapatmayı tabiki unutmadım.
Ran'a bakmadan hızlıca içeri girerken herkesin çoktan bir yerlere oturduğunu gördüm. Ayaklarım ağrıyor, ayrıca hamileyim ama oturan onlar mı? Sizin ben-
Abim oturduğu yerden kalkıp eliyle gelmemi işaret etti. "Gel, otur." dedi Emma'nın yanını işaret ederek.
Gülümseyerek, hiç redddetmeden kalktığı yere oturdum. Emma bana dönüp ellerimi tuttu. "Ee, hamilelik nasıl?" dedi heyecanla.
Omuz silkip, onun ellerini sıktım. "Yorucu, bütün işleri tek yapmak zorunda kaldığım için sürekli yorgunum ya da uyuyorum." Konuşurken gözlerim Ran'a kaymıştı.
Duvara yaslanmış gözleri dikkatle üstümdeydi. Bakışlarımı ondan kaçırıp tekrar Emma'ya döndüm. "Kao ile uğraşıyorum arada. Sıpa çok yaramaz." Kucağımdaki Kao'nun poposuna yavaşça şaplak attığımda bir ciyaklama çıkardı.
Baji aynı anda kediyi elimden alıp Chifuyu ve Kazutora'nın yanına oturdu, kedi ile oynamaya başladılar. Kaşlarım çatık, şaşkın şekilde onları izledim. Lan kedimi çaldırlar!
Somurtarak kollarımı göğsümde dolarken Mikey, Emma ile arama oturdu. Sırıtarak elindeki kutuyu verdi bana. "Al."
Kutuyu alıp hafifçe salladım. "Bu ne?" dedim merakla.
Mikey sırıtmaya devam ederken konuştu. "Aç, gör."
Ona tereddütle baktıktan sonra kutuyu açtım. İçinden iki tane oyuncak motor çıktı. Bu Mikey'nin yarışlarda sürdüğü motorun oyuncak haliydi. Gülerek ona baktım. "Yeter artık, oyuncak koyacak yerim kalmadı!"
Motorlara başımı çevirdiğimde abim diğer yanıma oturdu. "Thea, Emma ile ben düşünüyorduk da-" dedi ve susup Emma'ya baktı.
Emma bana doğru bakmak için öne eğildi. "Hem tek yaşıyorsun, hem de doğumdan sonra zor olur tek başına diye bizimle yaşamaya mı başlasan?" dedi gülümseyerek.
Kaşlarımı kaldırıp onlara bakarım. "Ama sizin daha yeni bebeğiniz oldu, birde benimle uğraşmayayın." Onları rahatsız etmek istemiyordum. Sonuçta onlar evli bir çift ve kendi özel alanlarına ihtiyaçları olabilir.
Abim kolunu omzuma attı. "Saçmalama, mutluluk duyarız. Hem çocuklar birlikte büyür." Gözleri Ran'a döndüğünde bakışları sertleşti. "Sonuçta, evlenmeyi düşünmüyorsun."
Gözlerim kısa bir an Ran'a kaydı. Kaşları çatıktı, sanki abimin sözlerinden rahatsız olmuş gibi.
Söylediği şeyin mantıklı olduğunu düşündüm. "Pekala, ama tek bir şartla. Kira ve fatura-"
Emma çığlık atarak araya girdi. "Saçmalama! Gıcıklık yapıyorsun şu an! Ne kirası, ne faturası!" dedi beni ayıplayarak.
Oflayarak başımı yana eğdim. "Ama olmaz ki öyle." İtiraz etmeme izin vermeden bu sefer abim susturdu.
"Olur, olur. Sen, düşünme onları. Hem doğum yaklaştıkça senin için daha zor olacak. Bizimle yaşaman daha iyi."
Söyledikleri mantıklı olduğu için pes ederek omuzlarımı düşürdüm. "İyi, tamam tamam."
Evleri çok büyük değildi. "O zaman şöyle yapalım. Zaten sizin ev çok büyük değil. Benim üstünde çalıştığım bir ev vardı, oraya taşınalım. Nasıl fikir?" dedim gülümseyerek.
Emma, merakla bana baktı. "Ne evi?"
Elimi enseme atıp güldüm. "Şey, süpriz olacaktı ama galiba olmayacak. Eski tarzda bir ev, ben doğurana kadar ordaki işler bitmiş olur. Oraya yerleşelim."
Abim kocaman gülümsedi. "Olur, hem çocuklar birlikte büyür."
Mikey yan taraftan bana yaslandı. "Bende sizinle yaşıyayım mı Thea-chan?!"
Güldüm. "Tamam sende gel."
Neyse ki sonunda güzel bir şeyler oluyor...
𓆩𓆪

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Gece | H. Ran
FanfictionTek gecelik bir ilişkiden sonra çocuğunun kimden olduğunu bilmeyen bir genç kadın ve kadınla oynamaktan zevk alan bebeğin babası.