•9•

102 19 5
                                    


『••✎••』

Flashback:

Abim beni çetesiyle toplantı yapma bahanesiyle tapınağın önünde yanlız bırakınca dizlerimi kendime çekip yere oturmuştum. Kollarımı dizlerime sarmış şekilde yeri izliyordum. Bir an önce gelse de eve gitsem diye bekliyordum adeta.

Abim yerine başka kişiler geldi. Gözlerimi yukarı çevirip bana bakan ikiliye döndüm. Yüzlerinde kibirli bir gülümseme vardı. Daha uzun olan, üstüme doğru eğilip elini saçıma uzattığında gergince başımı geri çektim.

"Burda ne arıyorsun ufaklık? Senin gibi kızlar burda olmamalı." diyip gözlerini kıstı uzun boylu olan.

Başımı tekrar yere eğdim. "Abimi bekliyorum." dedim fısıldayarak.

Diğer herif, kıvırcık, öfleyerek etrafa baktı. "Çocuk parkı mı lan burası? Önüne gelen buraya birisini getiriyor." dedi iğrenerek.

Sessiz kalarak yere bakmaya devam ettim. Diyecek bir şey bulamamıştım.

Uzun boylu çocuk, omzumdan sarsar gibi beni dürttü. Onun elini huysuzca sızlanarak ittim. "Abin kim lan senin?" dedi alayla.

Abimin adını söylemek istedim ama dudaklarımı birbirine bastırıp bir şey demedim. "Sana diyor kızım." Kıvırcık olan sinirle konuştu bu sefer.

Bir anda uzun boylu yere düşerken Ran'ı gördüm. Elindeki batonuyla soğuk bir ifadesi vardı. Dik dik ikiliye bakıyordu, Rindou da öteki çocuğun omzunu tutmuş, dizine vurarak yere düşürmüştü. "O benim kardeşim, ne olacak?" Ya Allah belanı versin piç!

Ran'a somurtarak bakıp tekrar gözlerimi yere çevirdim. Rindou tek yumrukla kıvırcığı yere yapıştırdığında gözlerim şokla açıldı. Oha bu kadar güçlü mü bunlar?

Ran, uzun boylunun saçını tutup kafasını yerden kaldırdı. "Özür dile bakayım, prensesten." Benden prenses olarak bahsetmesi kalbimi hızlandırmıştı.

Gözlerimi kırpıştırıp uzun boyluya baktım. "Gerek yok."

Ran tek kaşını kaldırıp uzun boylunun yüzünü yere çarpıp tekrar kaldırdı. Çocuğun yüzü kan içindeydi. "Özür dile!"

Çocuk acıyla inledi. "Özür dilerim! Çok özür dilerim!" dedi. Ran keyifle gülümsedi. Çocuğun suratını bırakıp yere çarpmasını umursamadı.

Bana doğru bir adım atıp elini uzattı. "Gel prenses, abine götüreyim seni." Ya abim siksin seni hee!

Oflayıp omuz silktim. "İstemiyorum, abim gelicek." Huysuz bir ifadeyle kaşlarımı çatıp yere bakmaya devam ettim.

Rindou gülüp saçımla oynamak için eğildi. "Ufaklık bugün huysuz mu?" dedi alayla.

Onun elini itip olduğum yerde oturmaya devam ettim. Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Uykum gelirken gözlerimi kırpıştırıp yanağımı dizlerime yasladım.

Rindou bir yanıma, Ran diğer yanıma oturdu. "Eh, bizde oturalım bari." dedi Rindou keyifle.

Abim gelene kadar uyuya kalmışım. Birisi beni sırtına alınca uyandım. Gözlerim abimin kafasını bulunca yanağımı onun omzuna yasladım. Ran ve Rindou gitmemişlerdi. Onlara uykulu şekilde el salladım. "Bay bay Ran, bay bay Rindou. Bay bay Ran."

Abim hafifçe güldü. "Ran'a iki defa dedin."

Ben esnerken Ran ve Rindou bana el sallayıp uzaklaştılar.

Kollarımı abimin boynuna doladım. "Ben Ran ile evleneceğim." diye mırıldandım kendi kendime.

Abim tekrar güldü. "Öyle mi?"

Hafifçe başımı salladım. "Evet, onunla evleneceğim." Uyku sersemi ne dediğimi bilmiyordum.

Abim yürümeye devam ederken ona iyice sokuldum. Hava esiyordu ve üşümüştüm iyice. "Evlenmeyeceksin, ben seni vermem ona."

Huysuzca sızlanıp omuz silktim. "Evleneceğim dedim." diye ağlamaklı şekilde sızlandım.

"Uyu yoksa seni yere atarım" dedi tehditkar bir şekilde ama atmayacağını hepimiz biliyoruz bence.

Uykuya dalarken gözlerimin önüne Ran geldi. "Ran'la evleneceğim." diye kendi kendime mırıldandım. Abim belki duymamıştır bile çünkü ben zor duydum...

*

Baş ağrısıyla kitaba bölüm yazmak>>>

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 10, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Tek Gece | H. RanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin