YENİ TABLETİMLE YAZDIĞIM İLK BÖLÜME HOŞGELDİNİZ!!
𓆩𓆪
Abim ve Mikey son eşyaları da yerleştirirken ben, Emma ile birlikte oturmuş şeftali kemiriyorduk. Karnım biraz daha büyümüştü dört aylık olmuşlardı. Ran'la bir kere bile görüşmedim. Görüşüp ne yapacağım ki?
Çok kızgınım ona, hemde aşırı. Öyle ki hırsım şeftali yiyişime yansıyor. Emma ise şeftalisini yerken biraz korkuyla bana bakıyordu. "Gidip Ran'ı dövmeyeceğine emin miyiz?" dedi tereddütle.
Başımı aşağı yukarı salladım. "Maalesef eminiz." Karnımı okşayarak ona dönerim. "Hamileyim kızım, ben. Nasıl döveyim?" Homurdanarak başka bir şeftali dilimi aldım elime.
Bana hak vererek başını salladı. "Gerçi doğru söylüyorsun. Sen o kadar pervasız değilsin." Bana hak vermesi ne hoş!
Başımı onaylamaz şekilde iki yana sallayarak ofladım. "Çıldırıcam." dedim mırıldanarak.
Emma bana güldü. "Sakin ol, eminim Ran sana gelecektir." diyip şeftalisini yedi.
Ona dik dik baktım. "O umrumda değil." dedim kendimi bile inandıramayacak bir tonda. Duraksadım. Yok be, umrumda değil o piç benim. Değil mi?
Şeftaliyi tabağa bırakıp bahçeye çıktım. Elimle karnımı desteklerken etrafa baktım biraz. Güzel bir bahçeydi. Etrafta iki tane büyük ağa vardı. Gölgelerin oturmak yazın güzel olabilir.
Elim karnıma giderken iç çektim. Kızım son baharda doğacak gibi duruyor. Eğer erken gelmeye karar verirse muhtemelen kışın sonunda geliyor. İç çekerek karnımı okşadım. Bebişlerim çok tatlıydı. Bana asla zorluk çıkarmıyorlar. Şimdilik rahattım ve umarım gelecekte de böyle olur.
Karnımı okşamayı bırakıp bahçedeki sandalyeye oturdum. Abim ve Mikey eşyaları yerleştiriyordu. Sesleri de kesilmişti acaba öldüler mi?
Ensemi sıkıp etrafa baktım. Sakin bir mahalle burası, o yüzden gürültü yok.
Ayak sesleri gelince ve omzumda bir el hissedince başımı çevirip abime baktım hemen. Elinde su vardı, bana getirmişti.
Su içmeyi unuttuğumu biliyordu, bu yüzden sürekli bana su taşıyordu. Suyu ondan alıp içtim. Başımı tekrar bahçeye çevirdim. "Burası çok güzel. İçim huzur doluyor." dedim gülümseyerek.
Başını salladı. "Öyle, hem artık Ran gelirse senin yanına gelmeden suratına yumruk atarım." Gülerek başımı salladım.
"İyi ki varsın." diyerek omzumdaki elini sıktım. Canım abim, bir tanecik.
Güldü. "Tabiki iyi ki varım. Yoksa sen çoktan şimdiye ölmüştün." Haklıydı ya.
*
13 Yıl Önce:
Abimin beline sıkı sıkı tutunmuş utangaç şekilde etrafa bakıyordum. Şu an çetenin yanındaydık ve ben on bir yaşında olduğum için çocuk muamelesi görüyordum. Belki bunda kısa boyum olması da etkiliydi.
Gülümseyerek başımı okşadı. "Hadi ama Thea, utanma. Bunlar benim arkadaşlarım." dedi alayla.
Somurttum. "Ama arkadaşların benimle dalga geçiyor." Ses tonum ne kadar rahatsız olduğumu yeterince belli etmişti.
Yan taraftaki Baji gülerek bana doğru eğildi. "Dalga geçmiyoruz, olanı söylüyoruz. Sen ufacıksın."
Kaşlarımı çatıp daha çok somurttum.
"Vay vay vay! Burda kim varmış böyle." diyen alaycı bir sesle başımı çevirdim. İki tane örgüsü olan bir adamı gördüm. Çok çok yakışıklıydı. Ben ona bakılı kalırken o yanıma gelip başımı okşadı. "Sen Draken'in kardeşi misin ya? Çok tatlısın." dedi gülerek.
Utangaç şekilde abimin arkasına saklandım. Çok yakışıklıydı, hemde fazlasıyla. Kalbim bir anda pır pır atmıştı.
Gülerek eğilip bana baktı. "Sen benim kardeşim olsana ya, çok tatlısın. Sana bir sürü oyuncak alırım." dediğinde içimde bir şeyler kırıldı.
Suratım hayal kırıklığıyla düşerken abimin arkasına daha çok saklandım.
Orospu çocuğu, çükün kopsun.
𓆩𓆪
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Gece | H. Ran
FanfictionTek gecelik bir ilişkiden sonra çocuğunun kimden olduğunu bilmeyen bir genç kadın ve kadınla oynamaktan zevk alan bebeğin babası.