Aşk ne demek?

21 7 2
                                    

Okulun kendine has bir kokusu vardı.Bembeyazdı bir kere bembeyaz yerderi küçüklüğümden beri seviyordum.
Her yerde çocuklar vardı.Neşe içinde oynuyorlardı.Burası üç katlı büyük bir okuldu.Okul Türk birinin olduğu için gurur duydum kendi kendime.
İlk dersim 4.sınıflaraydı.Hemen buldum sınıfı ama kimse yoktu.Ne yapacaktım şimdi ben.Çantaları burdaydı.10 dk vardı dersin başlamasına.Ama öğrenciler yoktu.Tam 3 dk bütün öğrenciler geldi ve derin bir nefes aldım.
İlk derste sadece tanıştık ikinci derste biraz derse başladım 15 öğrenci vardı ve hepsini sevdim.Onlar da beni sevdi diye hissettim ama bilmiyordum tabi.
Ders arasında biraz etrafı keşfetmeye çıktım.Asıl amacım tabi Türk öğretmenlerle tanışmaktı.

Boy aynasına baktım geçerken aslında kendimi çok güzel bulmuyordum ama aynadaki yansımam bana güzelsin diye bağırıyordu sanki.Uzun kumral saçlarım,yeşil gözlerime mükemmel uyum sağlayan yeşil mini elbisemle gerçekten hoş görünüyordum.
Ders arası diye çıktığım okul gezintimde iki öğretmenle daha tanıştım.Ama hala Türk öğretmenlerle tanışmamıştım.
Özellikle Niklas'ı çok sevmiştim o da benim gibi ailesinden uzakta yaşıyordu.Almanya'da iki yıl yaşadığım için konuşacak ortak noktalarımız vardı.Sarışın,mavi gözlü,uzun boylu,kaslı hali her gün spor yapıyorum diyordu.Yani tam bir Alman'dı.Burada yeniymiş 2 ay olmuş ve Almanca öğretmenliği yapıyormuş.Hatta yarın akşam için beni yemeğe davet etti.Ben de kabul ettim.Birden kabul ediverdim.
Yarım saatlik ders arasında birinin çıkma teklifinini mi kabul etmiştim yani ben?
Ders çıkışı Niklas beni bekliyordu.Engin tecrübesine kanıp okulu dolaşmaya çıktık.Kocaman hobi odaları gerçekten çok güzeldi.Boş vaktim ferah bu yerde de resim çizerim bol bol diye düşündüm.

Sıra devasa spor salonuna gelmişti.Gerçekten buradaki öğrenciler çok şanslı diye düşünüyordum ki basketbol topu kafamın üstünden büyük bir hızla geçti.Uzun boylu bir adam yorulmuş vaziyette yatıyordu 10 yaşlarındaki çocukla adam oynuyordu ve o adam bana atmıştı ve özür bile dilemiyor öyle yerde yatıyordu.Küçük çocuk özür dileyerek topunu aldı ve gitti.Ben de hemen çıkmak istedim ordan.

Niklas'a onun kim olduğunu sordum.Türkmüş işte.Sonunda aradığın Türk bulundu işte dedim.Tabi Niklas anlamadı.O da matematik öğretmeniymiş aslında.
Biraz Niklas'la bahçede çocuk sesinin olmadığı yemyeşil ağaçların bulunduğu bankta oturdum.Zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştık 2 saat olmuştu bile.Gerçekten Niklas'ın yanında kendimi bugün mutlu hissetmiştim.
Niklas'tan ayrılıp metroya doğru giderken Starbucks'a uğradım ve o işte bugünkü spor salonundaki adam vee yanında bir sarışın.Sırada iki önümdeydiler ama tanımıştım işte oydu.Kumral saçlarından tanıdım.Türkçe konuşuyorlardı kızın yüzünü görmüstüm,estetikliydi burnunda,yanaklarında botoks vardı,dudakları da şişti sanki.Ama hoştu doğruyu söylemek gerekirse.

Onlar tam çıkarken adamla göz göze geldik.Çok yakındık.O an çok tuhaf hissettim.Sanki gözleri bütün vücudumu yakmıştı.Kalbimi dışarıds hissettim.Sıra bana gelmişti ve konuşamıyordum.Arkama bakmadan çıktım oradan.Bu hissi daha önce yaşamamıştım ve ne olduğunu anlamamıştım.
Hemen eve geçtim ve uykuya daldım.Sabah uyandığımda saat 8'e geliyordu ve duşumu alıp giyindim okula gitmek için yola çıktım.Okul yürüme mesafesindeydi evime.Yolda buradaki en sevdiğim arkadaşım tek arkadaşım Sasha ile karşılaştık.Alışverişe gidelim deyince okula gitmekten vazgeçtim.

Sasha'ya olan biteni anlattıktan sonra onu da anlattım nasıl hissettiğimi.Aşık olmuşsun sen dedi. Ama onlar hep uydurmaca değil miydi?İlk görüşte aşk?Aşk nasıl bir duygu ki zaten? Nerden bilebiliriz?

4 ders hemen geçmişti.Galiba alışıyordum ben bu işe hukuk okumayı bırakıp öğretmenlik mi yapsam diye düşündüm.
Yemek arasıydı,tüm sınıf boşalmıştı ben de biraz ders çalışıyordum ki biri oturdu yanıma "Merhaba." dedi.Kafamı kaldırdığımda o gözleri gördüm.Bu oydu.
"Merhaba."dedim. "Dün için çok özür dilerim hoş geldiniz diyemedim başım çok dönüyordu da,top için de özür dilerim."dedi.
Kahrolsun ön yargılar! Ben da kaba biri sanmıştım. "Önemli değil ben Melodi." dedim. "İsmini sevdim,ben de Devin." dedi.
Tokalaştık!
Eli elime değdi!
Yanıyorum!

Gülümsedi.Nasıl oluyor bu kadar güzel gülümsüyor.Dişleri, dudakları.Nasıl bu kadar mükemmel olabiliyor.
Biraz sohbet ettik resmen havadan sudan konuşmuştuk 6 aydan beri burdaymış,6 ayı kalmış sonra Türkiye'ye dönecekmiş.İngilizcesi mükemmel niye burds yaşıyor doğrusu anlamamıştım.Ama soramamıştım işte.Onunla ilgili her şeyi öğrenmek istemiştim ama soramamıştım!
"Haydi gel yemek arası bitmeden seni Aslı'yla tanıştırayım." dedi. Hemen zıpladım tabi yerimden. Resim odasına geldik.Aslı kocaman bir tuvale yağlı boyayla resim yapıyordu.
"Hoş geldin ben Aslı." dedi ve boynuma sarıldı. "Hoş bulduk ben Melodi" dedim. Devin "Benim gitmem gerekiyor." dedi ve çıktı.O an yüzümün düştüğüne,somurttuğuma eminim.Aslı; benden epey kısa kahkullu simsiyah saçlı,bebek yüzlü bir kızdı,tam kafa kız çok çok sevmiştim.Epey muhabbet ettik.Çok iyi arkadaş olacağımızdan emindim.
2 ders sonra Niklas beni bekliyordu ama bir dersim daha vardı beni o bankta beklemesini söyledim ve ders bitimi hemen koştum yanına.
Bankta oturuyorduk. Burası yemyeşil çimenlerin olduğu bir yerde ama arka kapıdan giriliyordu ve o kapı sadece öğretmenlerin bulunduğu yerdeydi.
İ-nan-mı-yo-rum!
Çimlerin üstünde Devin oturuyor.Yanında da o sarışın! Öpüşüyorlar,hem de hızlı hareketlerle kız öpüyor.Bütün suratını yalıyor sanki.Bu sırada Niklas telefonla konuşuyor.
Devin sanki teslim olmuş gibi kıza bırakmış sanki kendisini.Yattılar mı onlar! Gözlerim mi yanlış görüyor!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 12, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

PERVANELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin