Ben Park Wonbin 22 yaşında bir omegayım. Ailemi kaybettikten sonra amcamgilde kalmaya başladım. Gerçi zorla getirildim, çünkü.. aslında neden getirdiklerini bilmiyorum. Beleş temizlikçi bulmuşlar kaçırırlar mı? Amcam da beni sevdiğinden yanında tutmuyor yani.
Orda kalmam karşılığında ev işlerini halledip, kalan zamanda evlere temizliğe, yemek yapamaya ve çocuk bakmaya ve daha bir çok işe gidiyorum. Verilen paranın hepsini de amcama veriyorum, zorundayım. Vermezsem kendisi alır zaten. Buraya 13 yaşında gelmiştim, o zamandan beri kuzenlerimin eskileriyle idare ediyorum.
3 kuzenim var, 2'si Alfa iken 1'i omega. Aynı yaştayız, fakat yanlarına taşındığımdan beri beni aşağılamak yada azarlamak dışında hiç konusmadı, evdeki diğer kişiler gibi.
_____________3 gün önce saraydan gelen elçiler kasabaya, Prens Sungchan için kişisel yardımcı seçileceğinin haberini getirdiler. Reşit ama 20li yaşları geçmeyen, eli işe yatkın, erkek omegaları bugünden için saat 17:00'da meydana sıralanması gerektiğini belirttiler. Kraliçe ve Prens gelip seçecekmiş. Aman bi bu eksikti zaten.
Aslında hiç istemiyordum ama, kriterlere uygun her kişinin katılması zorunlu olduğu için, katılmakta mecburdum. O yüzden bugün erkenden amcamdan gizli biriktirdiğim paramı da alarak, kendime kıyafet almak için, temizliğe gittiğim evden ayrıldım. İstemesem bile Kraliçenin karşısına eski kıyafetlerle çıkamazdım ya.
Diğer omegaların seçtiği elbiselerla karşılaştırıldığında, elbisem oldukça sade ve kapalıydı. Siyah, askılı ve omzunda ufak bir dekolte vardı, diz kapaklarıma kadar geliyordu, kısa değildi yada büyük yırtmaçları yoktu. Siyah kumaşın üstünden yine siyah bir tülle geçilmişti. Uzun ve bağcıklı bir botla gayet hoş durduğu için ikisini de alıp eve geçtim.
Saat 15:15 olurken hazırlanmak için en fazla 1 buçuk saatim vardı. Herkes meydanda olduğu için evde sadece ben ve omega kuzenim Rnew vardık. Beni rahatsız etmek için gereksiz gürültü çıkarıyordu, ama ses etmedim, elimi kana bulama zamanı değil şuan.
Kıyafeti ve botları giyip, uzun saçlarımı arkasında birkaç tane küçük ve ince şekilde ördüm, kahküllerimin incelttim. Sağ tarafıma da annemin tek hatırası olan yıldız şeklindeki tokayı taktım. Bileğime kendi yaptığım bilekliklerden uyumlu olanları geçirdim, bileklik takmayı çok sevdiğimden sanırım şuan kolumda 7-8 tane vardı.
Gümüş renginde, ince zincirleri olan ve ortasında küçücük bir yıldız bulunan kolyeyi ve aynı takımdaki küpeleri taktım. Makyaj sevmiyordum, o yüzden 1 saat içinde hazır olmuştum bile. Kalan yarım saatte oturup zamanı beklemeyi düşünüyordum ki, Rnew kapımı açtı ve içeri girdi.
"Wonbin, gerçekten bu iğrenç şeylere güzel olduğunu falan mı düşünüyordun? Bir bana bak bir de sana, sence kim daha gösterişli, ihtişamlı ve güzel duruyor? Bu kılıkla seni seçmeleri imkansız." Cırtlak kırmızı ve baya bir kısaydı elbisesi. Zevksiz. Kalkıp saçını başını yolabilirdim, ama son yarım saatte bu pislikle uğraşmak istemedim, zaten 9 yıldır uğraşıyordum e yeter bi zahmet.
"Rnew, gerçekten umrumda değil. Sikik laflarınla beni oyalayacağına git de yüzünün bir çaresine bak, eşek kıçına benziyor." Diyip hafifçe kıkırdadım, iyi olmuş keşke gergedan kıçı deseydim.
"Senden gerçekten tiksiniyorum Wonbin, keşke annen, baban ve kardeşin yerine sen ölseydin. En azından bizim başımıza kalmazdın. İlk geldiğinde babamın seni en kısa zamanda satmasını istedim. Ama iyi oldu biliyor musun, bir kölemizin olması gerçekten çok güzel." Kapıyı kapatıp gitti. Her zaman ailemden vurması tam bir piçlik, ama doğru söylüyor ben ölseydim, belki.. ah neyse.
Saat 5'e çeyrek vardı. Hızlıca evden çıktım, Rnew yarım saat önceden gitmişti bile. Meydana vardığımda yaklaşık 30-35 omega renkli elbiseleriyle yan yana sıraya dizilmiş, Prensin ne zaman geleceğini soruyorlardı. Herkes saraya yardımcı olarak girip, Prensin eşi olarak çıkacaklarını sanıyor. Vay anasını be, bunların beyni de anca buna çalışır zaten.