Cam Tavan

28 3 8
                                    

Şirket ev buluncaya kadar kalmam için otelde oda ayarlamıştı. Oldukça lüks bir yerdi. Manzarası da epey hoştu.  İşe bir daha ki hafta başında başlayacaktım. Yerleşmem ve ev bulmam için süre tanımışlardı. 

Sabahın erken saatlerinde kalkıp uzun bir duş aldım. Bugün ev bakmaya gidecektim. Şirket bunun için birini gönderecekti. Duştan çıktığımda telefonuma gelen mesajla acele edip hazırlanarak aşağıya indim. 30'lu yaşlarında uzun boylu sarışın bir adam lobide bekliyordu. Beni görünce hızla yanıma geldi. Anlaşılan bu adama sadece numaramı değil fotoğrafımı da vermişlerdi. Yanıma gelince siyah keten pantolonunun cebinden çıkardığı elini uzattı.

-Merhaba. Felipe Velasco.

-Selam. Nur-

-Biliyorum.

-Ohww. Tabii ki biliyorsun.

-Şirket adapte olma sürecinde yardımcı olmam için beni gönderdi. Burada İspanyolca bilen biri kesinlikle işinize yarar.

-İspanyolca biliyorum zaten. Ohw yoksa siz bunu bilmiyor musunuz?

Gülerek cevap verdi.

-Görünüşe göre iyi anlaşacağız.

-Sanırım öyle Felipe.

-O zaman size ilk olarak ev bakmayla başlayalım.

Lafını bitirdikten sonra yürümeye başladı. Dışarı çıktığımızda beyaz bir jeppe bindik. 11 dakika süren yolculuğun ardından 5 katlı beyazlı mavili bir binanın bahçesine girdik. Emlakçı olduğu sırıtması ve mimiklerinden belli olan adam iner inmez yanımıza geldi.

-Hoş geldiniz. Burası size uygun olabileceğini düşündüğüm işinize araba ile 15 dakika uzaklıkta bir ev. Dilerseniz eve geçelim.

Binaya girer girmez burnuma yağlı yemek kokuları gelmeye başladı. Asansöre bindiğimizde de koku devam etti. Anlaşılan sıcak kurabiye kokusunu yanlış anlamışlardı. Asansörün kapısı 5. katta açılmıştı. Ev çatı katı olan bir yerdi. Emlakçı evi gezdiriyor bir yandan da sanki beyaz saraymışçasına övüyordu. O evi ballarken bir çiftin kavga sesleri geldi. Sessizlik gün sonunda en büyük ödülüm olacakken bu olamazdı. Emlakçının sözünü kestim.

-Pardon bölüyorum ama burası bana uygun değil. Daha çok müstakil bir ev arıyorum.

-Anladım. O zaman size gösterebileceğim 4 ev daha var. Onları beğeneceğinize eminim. Gidelim mi?

O evden çıktıktan sonra 3 ev daha gezdik. Ancak hiç biri ile bir yakınlık hissetmemiştim. Hepsi soğuk ve fazla kapanıktı. Emlakçıda bu duruma bozulmuş olacak ki son eve geldiğimizde moodu düşmüştü.

-Burası son ev. Sizden önce de bekar bir kız oturuyordu. Evi gayet iyi kullandı. Ve emin olun buradan ayrılırken çok üzgündü.

-Burayı o kadar çok seviyorsa neden taşınmış biliyor musunuz?

-Evlendi. Hem de bir futbolcuyla.

-Anladım. E bakalım o zaman şu eve.

Evin dış kapısı mat siyahtı. Bahçesinde çokta büyük olmayan bir havuz ve ateş çukuru vardı.  Ayrıca gölge yapan bir kaç ağaçta mevcuttu. İçeri girdiğimizde ise beyaz ve gri tonlarının hakim olduğu oldukça ferah bir salon karşıladı bizi. Mutfakta bahçeye açılan bir kapı vardı. Üst kata çıktığımızda ise büyük bir yatak odası ve boş bir oda vardı. Yatak odasının tavanında cam  ve camın kenarını saran bir ayna vardı. Tavanda ayna olması fikri oldukça hoştu. Diğer boş oda için ise aklımda mükemmel fikirler canlanmıştı. Bu evi kesinlikle sevmiştim.

Sıfırsal-Jude BellinghamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin