HEDEF=(15)
İYİ OKUMALAR...
🕯️
- Aşk değildi, zorunluluktu.Peri hayatının gerçeğini dinlerken, bile gözünden bir damla yaş aktığının farkında değildi.
Dünyası başına yıkılmış gibi hissetti. Hayır hissetmemişti. Gerçekten dünyası başına yıkılmış, gücü elinden alınmış gibiydi.
Kimseye bakmadan olduğu yere çöktü. Duvar dibinde otururken hiç kimse ama hiç kimse umrumda değildi.
Annesi annesi değildi. Babası kimdi?
Sesler yükseldi. Kavga sesleri çoğaldı.Abisi sinir krizi geçiriyordu.
Müdür eğer durmazlarsa polis çağıracağından bahsediyordu.
Kimse kimseyi duymuyordu.
" Peri benim kardesim bu gerçeği hepiniz biliyorsunuz. Hadisenize söyleyin. Peri benim kardeşim. "
"Ne diyorsun lan sen" abimin sesi, sonra kapı açıldığında polislerin ayırma çabası. Bir polis beni duvar kenarından kaldırırken tamamen ruhsuz hissediyordum.
Kül'e dönmüş. Yok olmuş. Hiç var olmamış gibi...
🕯️
Part-2
Yazarın anlatımıyla:
Siyanner psikolojik Hastanesi'nde beşinci yılıydı. Koca yıl, delirmemek elde elinde değildi. Helin güçlü bir kadındı. Kimseye muhtaç olmayan,
Harun onun bu hayattaki en büyük hatasıydı.Sevmişti. Onu sevisini sevmişti.
Ama bir gün eve içkili gelmiş, bütün geçe tecavüz etmeye çalışmıştı. Helin o gün anladı, aslında sevgi olmadığını Aşk değildi, zorunluluktu.
İki gündür açtı. Onunla ilgilenen hemşire, ve Harun'un onun için tuttuğu özel hizmetçisi onca yemek getirmişti. Ama o bir lokma bile
Yememişti.Sadece kızını istediğini söylüyordu. O gelinceye dek tek bir lokma yemek istemediğinden. Çünkü kızı şuan aç olabilirdi. Nasıl bir anne kızı açken yemek yiyebilir, su icebilirdi
'Kötü bir anne' diye düşündü. Helin kötü bir anne olmak istemiyordu. Sonra düşündü. Oğulları, çocukları onun tek kızı Helin değildi. Ve bir tane kız torunu vardi. İki kez, sadece iki kere gördüğü...
•Kül, sarı bir çiçek kül oldu. O sarı çiçek Helindi. O sarı çiçek bir gün canlanırsa, Helin de canlandırdı. Ve o sarı çiçek aslında kızı Peri'ydi.
Yazarın anlatımıyla...
Karakol...
Sanrı, artık kafam o kadar yerinde değil gibi hissediyor kalp atışlarını sanki şuan herkes duyacak ve o ana kadar beyni susmayacakti.
Karokal'a gelmiş ve bir kez bile Peri'nin nasıl bir halde olduğuna dikkat kesilmemişlerdi.
Görünmez olmak bu kadar basitmiş.
Diye düşündü Peri,bir duvar örülmüş
Çığlık atsa uçurumun kenarında bir atmış gibi hissedecek, ayağını uzatsa düşecek, ölecek.Ölmek, kafasını iki yana salladı. Ölmek istemiyordu. Annesi'nin yanına gitmek için henüz çok erkendi.
" Bebeğim " diyen babasının sesi onu gerçeğe şuana döndürdü. Önünde diz çökmüş ona sesleniyordu. "İyi misin?"
Diye sordu. Ve sanki Peri'nin tek ihtiyacı buymuş gibi hemen babasına sarıldı. Göz yaşları aktı ve sonra hızlandı.
Babası kulağına," Herşeyi açıklayacağım, anlatacağım bebeğim, güzelim. " dediğinde Peri'nin içine bir nebze de olsa ferahladi.
Babası yanındaydı. O yanındayken, ona hiç bir şey olmazdı.
Sonunda, Derin bir nefes aldı...
🕯️
Karakoldan ayrıldıklarında saat gece biri geçmişti. Ve Ozan Yıldızer'e Peri ile konusacaklarini söylemişler ve Ozan sadece iki gün vermişti.
Hazar, Ozan'in üzerine yürüyeceği zaman, babası izin vermemişti.
Şimdi ' Öğlen -1.34
Peri-
~~~
"Peri'm güzel kızım."dedi zorlukla konuşarak babam, gözleri dolu doluydu.
Babamı ikinci kez böyle yıkılmış görüyordum. Birincisi annemin öldüğü zamandı,Peki şimdi neden kötüydü?.
Neden ağlıyordu?.
Cümleler, boğazını düğümlüyormuş gibi "Hastaneye gitmemiz
gerekiyor.Ama sakin korkma tamam mi baban her zaman yanında,"ağzımı açmama izin bile vermeden hızla bedenimi sardı...
Benimle konuşmak istediği konu buymuş. Ozan denen adam doğruyu söylüyormuş. Ben annemin kızı değilmişim.
•Ben kimim?...
Evett. Bölüm sonu.
Yeni bölüm gelmesi için
(15 yorum...)
🕯️
Peri gerçekleri öğrendi.
🦋
Çok Duygu yüklü bir bölüm olmuş, düzenlerken fark ettim. Helin'im yaa
Seni mutlu etmem şart oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERİ - Gerçek ailem.
FanfictionEşi benzeri olmayan o kızdı, Peri. Sinan Öz beyin biricik kızı. Abisinin göz bebeği diyerek sevdiği, annesini küçük yaşta kaybeden o kızdı. Okulun popüler kızı, ta ki her şey tepetaklak olana kadar. Alıntı: "Peri'm güzel kızım."dedi zorlukla konuş...