10.BÖLÜM

0 0 0
                                    

Bölüm 10

Katiana

X dirseğimden tutarak ve manevra yaparak beni mahzenden dışarı çıkarıyor. Odadan çıkar çıkmaz ayaklarım üşüyor. Ne kadar cesur olmaya çalışsam da yalan söylemeyeceğim, korkuyorum. Fikrini değiştirmiş olabilir ve beni öldürmek ya da daha kötüsü için götürüyor olabilir. Tüm vücudumda bir ürperti hissediyorum. Dirseğimi bırakıyor ve korkularımı hafifletmek istercesine kolunu belime dolayarak beni iri, sıcak bedenine çekiyor.

Şimdi bir sonraki kattayız ve beni büyük metal bir kapıya doğru çekiyor. İçeri girmeden önce burada olanlardan hoşlanmayacağımı biliyorum. Hızımı yavaşlatmaya çalışıyorum ama o beni belimden tutup sürüklüyor. Kapıyı iterek açıyor ve duvara çarpıyor. Odanın ortasındaki masanın üzerinde bir adam görünce donup kalıyorum. Bağlı olduğu şeye karşı mücadele ediyor. X'in kolunu belimden çekmeye çalışıyorum ama kapıyı kilitleyip anahtarı kot pantolonunun cebine koymadan önce beni odanın içine doğru sürüklüyor. Adam Chris olamayacak kadar şişman, bira göbeği var. Rahatlayarak titrek bir nefes alıyorum.

X maskesini çıkarmadan önce kapüşonunu indiriyor. İlk kez neye benzediğini görüyorum. Benimkinden sadece bir ton açık olan karmakarışık saçlarına bakıyorum. Gözleri düşündüğüm kadar siyahtı. Gözlerinde doğal olmayan bir heyecan ve dudaklarında çılgın bir gülümseme olmasaydı yakışıklı olarak sınıflandırılabilirdi. Burnu sanki bir noktada kırılmış gibi görünüyor. Bu benim durumum için iyi değil. Maskesi takılıyken kendimi daha güvende hissediyordum. Yine de gidebilirdim ve onun kim olduğunu ya da neye benzediğini asla bilemezdim. Kalbim bir ton tuğla gibi battı. Beni izliyor ve sanki tam olarak hangi sonuca vardığımı biliyormuş gibi gülümsemesi genişliyor.

Dalgınca bileklerimi ovuyorum.

"Nedir bu?"

"Sana hediyem. İhtiyaç hissetmediğin sürece hiçbir şey yapmana gerek yok. Git bak sana kimi getirdim."

Ensemdeki tüylerin diken diken olduğunu hissediyorum. Kollarımın tüylerinin diken diken olduğunu hissediyorum ve kalbim göğsümde çarpıyor. Masaya doğru yürüyorum. Endişemin arttığını hissediyorum. Bu adam, sanırım kim olduğunu biliyorum.

Bana bakan vahşi gözlerini görüyorum. Sanki beni tanımaya çalışıyor. Frank Pickering'i görmeyeli 16 yıl olmuştu. Gözlerimin dolduğunu hissediyorum ve ondan geriye doğru sıçrıyorum ama arkamda X'in sert bedenine çarpıyorum. Beni kollarımdan tutup çıplak tenimi aşağı yukarı okşuyor.

"Bu da ne böyle? Kimsin sen?" Kayışlarına karşı mücadele ederken söylüyor.

"Artık yedi yaşında değilsin, Katiana. Kimsenin sana musallat olmasına izin verme." X kulağıma fısıldıyor.

Frank donup kalıyor ve bana bakıyor. Gerçekten bana bakıyor.

"Kat? Sen misin?" dedi bana ters ters bakmadan önce. "Çöz beni seni küçük sürtük."

X beni hafifçe geri çekti ve orada olduğunu bile fark etmediğim bir sandalyeye oturttu.

"Kırık bir bilek, kırık bir kaburga ve kafasının arkasında sekiz dikiş. Eminim kendini iyi hissetmişsindir Frank. Değil mi?"

X'e baktı. Ayağa kalktım. Yüzündeki korkuyu görmek istiyorum. Benim çocukken hissettiklerimi onun da hissetmesini istiyorum. X'in her şeyi nasıl bildiği hakkında hiçbir fikrim yok, bu noktada umurumda da değil. X yanıma gelip iki başparmağıyla gözyaşlarımı silene ve yalayana kadar ağladığımın farkında bile değilim. Gözlerinin içine bakıyorum ve yumuşaklık görüyorum. Dudaklarını kulağıma yaklaştırıyor.

BENİM KARANLIK SAPIĞIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin