Bölüm 16

14.4K 1.3K 2.2K
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum
Keyifli okumalar














🌖🌕🌕





Güneşin ilk ışıklarını gördüğüm andan kaç dakika sonra uykuya dalmıştım bilmiyordum ama uyandığımda saat erken olmalıydı.

Odanın içerisine vuran güneş ışığıyla gözlerimi kısarken, içinde tek olduğum yatakta rahatça gerindim.

Kurşun çıkmış olmalıydı.

Odadan herhangi bir ses gelmiyordu.

Biz dün gece sarılarak mı uyumuştuk?

Hem de onun isteği üzerine...

Cennette bir sabaha uyanmışım gibi hissediyordum. Kalbimi sıkan hiçbir zincir olmadan, bir evin içinde yalnız başıma olmadan, ilaçlarımın varlığına bağımlı olmadan, her anımı bilmek isteyen bir psikoloğum olmadan, Kurşun'u bir bilgisayar ekranından izlemek zorunda kalmadan, sıcak bir yatakta...

O kadar huzur kokuyordu ki her şey...
O kadar sonuca yaklaşmış hissediyordum ki...

Özgürlüğümün kapısının eşiğinde gibiydim.

Dünya'nın hiçbir köşesinde, hiç kimsenin erişemeyeceği bir mutluluk hissini ilk kez hissediyordum. Hayatımda daha mutlu bir sabaha hiç uyanmamıştım.

Dün birden fazla kez içimi paramparça edecek cümleler kurmuştu.

Ama hiç önemi yoktu.

Kendi içimi yoklamaya çalıştım, biraz bile kırgınlığım var mı diye?

Yoktu.

Olması gerekip gerekmediğinden emin değildim. Ama bugün burada uyandığımda, hiçbir şeyi değiştirmek istemiyordum.

O sözleri söylemese, benimle sarılıp uyumayacaktı belki de...

Herkes böyle değil miydi?

İnsanlar sevdiklerini, en yakınlarını hep kırardı. Hep çok kötü şeyler söylerlerdi, bazen eyleme döker gözünden gelen yaşları sayamayacakları kadar incitirlerdi. Kimi zaman isteyerek, kimi zaman istemeyerek... Herkes, herkesi üzerdi. Değil mi?

Ben başka türlüsünü bilmiyordum.

Tek fark... Kurşun'un kırıp döktükten sonra tamir ediyor olmasıydı.

O özür diliyordu.

O beni kırdığını fark ediyordu.

Pişman oluyordu.

Çaba gösteriyordu.

Hayatım boyunca, bana en az zarar veren ama tek özür dileyen kişiydi.

O benim için çok değerliydi.

Varlığından haberim olmadığı için yokluğuna hasret kalamadığım o özrü, bana sunan tek insandı.

Kurşun Alpugan, benim yanında kalmam için çaba gösteriyordu. Kırıp, bir kenara atmıyor, beni koruyordu. Bir yerde üzülmemden hoşlanmıyordu. Hem ona yaptıklarım için beni affediyor, hem bana yaptıkları için benden özür diliyordu.

Af ve özür.

Kimsenin kıymetini bilemediği için küçümsedikleri iki şey, kalbimi huzurla dolduran en büyük etkendi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 08 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Mavzer ÇığlığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin