4.Bölüm: Ejderhanın Gözyaşları

21 8 0
                                    

♪ Dragon- Rain ♪

⚔Ejderhanın Gözyaşları⚔

.      .     .

(Uyarı: Bu bölümde bazı okurların etkilenebileceği sahneler bulunmaktadır.)

Her geçen gün, bu kervana dair şüphelerim artıyordu. Yola çıkalı iki ay olmuştu. Artık geri dönüş yoktu, ancak içimden bir ses onların güvenilir olmadığını söylüyordu.

Bana birçok kez ters davranmışlardı, ve bu normal değildi. Benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorlardı. 

Bu esnada hayat; beni büyük bir çıkmaza sürüklemiş, içinden becerilerimle kurtulmamı beklemişti. Bu bir sınavdı. Fakat bu sınav hakkında başından beridir bildiğim tek bir şey vardı.

Kaybedersem tekrar yaşanmayacağı.

Bu yüzden canımın kıymetli olduğunu biliyordum, ve bunu göstermekten de çekinmiyordum. Bu adamların benimle ilgili her ne planı varsa, başarısız olacakları aşikardı.

Bunu biliyordum, çünkü benimle mücadele edemezlerdi. Onlar benim yaşadıklarımı yaşamamışlardı. Hayatları boyunca saklanmak zorunda kalmamış, anneleri tarafından ihanete uğramamışlardı. Onlar şanslılardı, çünkü küçücük yaşta yetişkin olmaya zorlanmamışlardı.

Benden her ne saklıyorlarsa öğrenecektim ve sonları kötü olacaktı. Çünkü ben artık etrafına neşe saçan, saf küçük bir kız değildim.

Kaderin acımasızca kırdığı, yüreği paramparça bir kadındım.

.                                   .                               .

Zelain zorlukla gözlerini açtı. Baygın olduğu zaman zarfında her ne yaşandıysa; artık kalede değildi, buna emindi. Etrafında birkaç adam vardı, bir şeyler konuştukları belli oluyordu.

Küçük kızın kalbi hızlanmış, korkmaya başlamıştı. Her korktuğunda babası yanında olurdu, ama şuan yanında değildi. Onu da en çok korkutan buydu. Bir umut, gözleri etrafta babasını aradı ama bulamadı. 

O an bir ses duydu. Bir erkek sesi. Yürürken botlarının çıkardığı sesler odanın dışından duyuluyordu. Birkaç dakika daha yürüdükten sonra bir kapının önünde durmuşlardı. Bu Zelain'ı kilitledikleri odaydı.

Küçük kız korkudan dilini yutmuştu.

Küçük kız korkusundan hareket edemezken, adam hemen karşısına oturdu. Zelain'ın düşündüğünün aksine adamlardan hiçbiri, ondan nefret edercesine bakmıyordu. Bakışları, daha çok ondan bir şey istiyor gibiydi. 

Zelain, bu adamların  ne istediğini bilmiyordu. Ancak kendini tehlikeye atıp onlara bunu sorma riskine giremezdi. Onun gibi düşünen biri için, küçücük bir sorunun bile büyük sonuçları olabilirdi.

Korkusunu dizginleyip onların kendine zarar vermesini engellemeliydi. Ancak kaba kuvvetle bunu yapması mümkün değildi. Zekâsını kullanmalıydı.

Kuşkuyla etrafı inceledi. Bulunduğu odanın duvarları ve tavanı rutubetliydi. Çok da yukarıda olmayan, yetişebileceği mesafede bir pencere vardı. Ellerini ve ayaklarının bağlı olduğu sandalye, çürük bir ahşaptan yapılmıştı. Yerde, saman yığınları ve besi hayvanlarını besledikleri otlar vardı.

ŞAFAĞIN DOĞUŞU (Featherfall)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin