Teşekkür ederim...

44 15 6
                                    


Merhaba:) 🤍

İlk önce bunu söylemek istiyorum yayınladığım bir bölüm değil Adel'in günlüğünün devamından bazı alıntılar. İyi okumalar dilerimmm.

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayınn🎈

Diğer bölümde ve Diğer taraf'da görüşmek dileğiyleee(❁'◡'❁)


*******


 Teşekkür ederim kaybetmenin ne demek olduğunu bana unutturmadığın için... teşekkür ederim yenilginin anlamını hatırlattığın için, en çokta bu satırlarda saklı olan hayal kırıklığımı süslediğin için teşekkür ederim.

Evden uzak olmanın ne demek olduğunu bana tattırdığın için teşekkür ederim. Sana teşekkürlerim hiçbir zaman iyiden yana olmadı, bu kapısı olmayan satırlara beni mahkum ettiğin gibi. Yeni fark ediyorum Aaron biz nefreti sevgi sanmış iki aptaldık sadece. Nefretin bile temelinde sevgi olurdu oysa, bizimki bile sevgiye bağlanmadıysa artık bunun anlamı ayrılıktan, vazgeçişten başka hiçbir şey değildi. Bu yüzden olsa gerek bizim ilişkimiz hep ayrılık üzerine kuruldu. Dediğim gibi bazı duyguları sevgiyle karıştıracak kadar, büyük anlamlar yükleyecek kadar aptaldık. Nefretimizi sevgiyle süsleyecek bir birimize olan zararlarımızı aşk sanacak kadar kendini kandıran insanlardan farksızdık. Onlardan farklı yanımız vardı biliyor musun? İnsanların zamanla sevgisi kaybolurdu, tek fark sevgi sandığımız duygunun hiç olmamasıydı bizde. Belkide zor durumda bir birimizin limanına sığınan gemiden farksızdık.. muhtaçlık, mecburiyet, mahkumiyet vardı bizimkinde.

Bazı duygulara aç olan insanlar bir birilerinde buldukları kendilerine sığınırdı. En eksik yanlarını başkalarında gördükleri insanlara koşarlardı. Duygu açlığı...sevgi yoksunluğu artık adı herneyse.

Her insan bazı duygulara açtır ama kendi limanında bulman gerekiyor bu duyguları başkasının limanına sığınman kendini kandırmaktan başka hiçbir şey değildi. Yalandı. Her dakika kovulacakmıyım korkusu, seni yaşatmaz o limanda aksine, yorardı.

Hatırlıyormusun bilmiyorum ama o gün ilk defa bileziğimi takmamıştım. Ölüme mahkum edilen insanların yapdığı gibi o gün kanımı, beni temsil eden her şeyi geride bırakıp çıkmıştım. Normal insan olmuştum o gün. Giderken beni anımsatan, ben olduğumu isbat eden her şeyi bırakmıştım. Belkide en çok gitmek istemediğimi o anda anlamıştım.

Normal insanlar evini, şehrini terk ederken her şeyi alırlar yanlarına. Eğer o insan kendine ait bir eşya koyuyorsa bu oraya aittim demekti...dönmek için behane arıyorum demekti...en çokta gitmek istemiyorum demekti...Çünki oraya koyduğunuz eşya değil, kendi ruhunuzdan bir parça haline geliyordu.

Ebediyen giden hiçkimse arkasında birşey bırakmazdı, en çok dönmek isteyen insanlar böyle yapardı.

...öyle yapmıştım...kimliğimi bırakmıştım ben oraya...belki dönerim diyerek..dönmesem bile elimde o kimlikle yok olamazdım...

Kimliğimi gizlemek istedim o gün. Oysa herkes beni tanırdı. Yaptığım şey kiyafetimi değişip insanların beni tanımamasını beklemek gibiydi.

Kraliçenin başından tacını aldığınızda kraliçe olmaktan çıkmazdı....Bunu bilerekten o gün normal insan olarak kovulmuştum.  

ilk ve son defa normal bir insan olmuştum. Cuore'nin kalbi değil sadece Adel olmuştum.

Böylece elimde kimliğim olmadığı sürece bildikleri halde Cuore'nin kalbini kovduklarını söyleyemezdiler. Herkes bilecekti ama söyleyemeyeceklerdi. Kendimi kandırdığım bir yol daha.

Sen beni kandırmak istemiştin oysa, bak görüyormusun bencil gibi bunuda elinden aldım. 

Sen beni yok etmek istemiştin ama kendi ayaklarımla gittim ölüme bak görüyorsun değil mi yine bencilik yaptım.

Kendim açtım ölüm kapımı senin eline değmeden, yine bencilik yaptım değil mi? 

Oysa hepsini sen yapıcaktın...

Bu da kendime yaptığım ilk ve son iyilikti belkide...

Başlanğıcı hiçlik olan sonu ölüm olan bir iyilik...



Gelecek bölümlerde ara sıra  Adel'in günlüğünü paylaşacağım. Çünki onun hislerini, yaşadığı, duyguları okumanızı istiyorum. Gelecek bölümlerde daha da iyi anlayacaksınız her bir satırın anlamını.Kendinize iyi bakınnn. Diğer bölümde görüşmek üzereee




Diğer TarafHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin