Herkese selammmm
Bu gün kurgumun ilk bölümünü size getirdim. Bu gün günün tarihi 01.07.2024. Sizde bu satırın altına okumaya başladığınız tarihi yazabilirsiniz:')İlk yazma deneyimim olacak açıkçası nereden başlayacağımı bilmiyorum kafamda bir çok sahne var aklım hemen diğer sahnelere de kayıyor :)) İnşallah istediğim girişi yapabilirim. Neyse daha fazla uzatmadan bölüme geçelim;)
Bölüm şarkımız : Billie Eilish- BLUE
(Yukarda bölüme ekledim oradan da dinleyebilirsiniz)
🦋
MAVİ
Pencereler açıktı, bulutların ardından sızan güneş ışığı sınıfa ulaşıyordu. Kulaklıklarım kulağımda oturduğum sırada matematik sorularıma odaklanmıştım. Evet belki kimisi benim müzik dinlerken nasıl ders çalıştığımı soracak ama ben çevremdeki boş samimiyetten öyle uzaklaşabiliyor ve düşüncelerimi susturabiliyordum.
Dersime devam ederken öyle odaklanmıştım ki yanıma oturan Edayı beni dürtmesiyle fark edebildim. 12. sınıftık ve olduğum özel okulda bölümümüz olmayan boş derslerde okulun büyük kütüphanesinde çalışmamıza izin verebiliyorlardı. Bende yakaladığım fırsatla hemen kütüphaneye kaçar kitaplıkların arasına çektiğim sırada ders çalışırdım. Şimdi ise Eda yanıma oturmuş biraz mola vermemi istiyordu.
''Derin, biraz mola vermelisin. Hadi gel birer kahve içelim kafeteryada hem dışardaki banklarda oturur biraz hava alırız.'' dedi Eda, beni çekiştirmeye çalışarak.
''Eda tamam dur kalkacağım.'' dedim kolumu çekerken. Kulağımda kalan diğer kulaklığı da çıkarıp masaya bıraktım. Sabah çıkarken üzerime aldığım hırkamı da elime aldım. Dışarıda ne kadar güneş olsa da Adapazarı'nın havası dengesizdi.
Kütüphaneden kafeteryaya yürümeye başladığımda Eda koluma girmişti. Eda benim ilk ve tek yakın arkadaşımdı. Babam orta okuldan sonra derslerime daha özen göstermem için beni bir özel liseye kaydetmişti. Devlet okulunda da devam edebilirdim ama babama daha az öğrenci olup öğretmenlerden daha çok faydalanabileceğim bir derslik bulmasını istemiştim. Ve şimdi üç yıldır buradaydım. Eda ile de burada tanışmıştık.
Her zaman kaçmayı seçmiştim. Zaten hiç bir zaman samimi olamamıştım çevremdekilere karşı. Sebebini bilmiyordum ama bana hiç samimi gelmiyordu insanlar. Ta ki Eda beni bulana kadar. Okula yeni gelmiştim ve kimseyle muhattap olmadan en arkada bulduğum boş bir sıraya oturmuştum. Zaten boyum uzun olduğu için hep arka sıralarda öğrenim hayatıma devam etmiştim.
Öğretmenin gelmesini beklerken kitap okuyordum. Kitaba o kadar dalmıştım ki yanıma oturan kızın bana elini uzatmasını ancak fark edebilmiştim. O zaman ayıp olmasın diye elini tutup ''Eda'' dediği isme karşılık sadece ''Derin'' deyip geçiştirmiştim. Oysa onun ilk ve tek arkadaşım olacağında habersizdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH KAPANI
Teen FictionTutsaklık neydi? Dört duvar arasına sıkışmak mıydı yoksa birinin esaretine hapsolmak mı? Ben ruhumun esiri olmuştum. Kendimi ne zaman kaybettim bilmiyordum. Peki ya O, beni ne kadar tanımıştı? Kendimi ruhumda kaybetmiş olmama rağmen ne kadar bulmuşt...