Herkese selammm
Nasılsınız bakalım? Ufak bir ara girdi aramıza ama çok güzel bir bölümle karşınızdayım.
Ufak bir ara vermek zorunda kaldım çünkü düşüncelerimi sıraya koymam gerekti. İlk bölümde yazarken heyecan yapıp her şeyi birbirine karıştırmış gibi hissettim. Bu yüzden biraz ara verdim.
Bu bölüme bir şarkı bulamadım. Bu yüzden bölüme uygun bir şarkınız vara bu satırın altına yorumlarınızı bekliyorum.
Sizi daha çok bekletmeden bölüme geçelim bakalımm.
🦋
Esaret
Tutsaklık neydi?
Dört duvar arasına sıkışmak mıydı yoksa birinin esaretine hapsolmak mı?Belki de asıl tutsaklık bedenin içindeydi. Ve o tutsaklık ben son nefesimi verdiğim zaman biticekti.
Ben ruhumun esiri olmuştum, kendimi ne zaman kaybetmiştim bilmiyordum.
🦋
Edayla geçirdiğimiz günün sonunda Eda ona hazırladığımız misafir odasına geçmiş biraz daha muhabbet edip uykusu geldiğini söylemişti.
Bende kendi odama geçip biraz daha ders çalışıp gözlerim ağrımaya başlayınca yatağıma uzanmıştım.
Gözlerim ne kadar ağrısada bu gece de her gece olduğu gibi uyuyamayacağımı biliyordum.
Kafamdaki sesler susmak bilmiyordu. Benden çok onlar konuşuyordu aslında.
Daha fazla yatağımda dönüp duramayıp ayaklandım. Yatağımın yanındaki balkon kapısını açıp kendimi balkona attım.
Mayıs aynın ortasında olmamıza rağmen dışarda esen soğuk rüzgar ilk önce ürpermeme neden olsa da tenime iyi gelmişti.
🦋
Rüzgarı severdim. Tenimi hafif hafif okşaması bana özgürlüğü tattırıyordu.
Hiç bir zaman yaşayamadığım o özgürlüğü anımsatıyordu bana. Çünkü istediği her yere ulaşabiliyordu umarsızca.
Belki çoğu kız makyajını bozuyor yada saçlarını dağıtıyor diye rüzgara sinirlenebiliyordu ama ben onu tenimde hissettikçe ruhumdaki çığlıklardan uzaklaşabiliyor
o Ruh Kapanın dan kaçabiliyordum. Ben rüzgarın kızıydım.🦋
Saat gece yarısını çoktan geçmişti ve ben hala uykuyu hissedemiyordum.
Balkonda aldığım hava beni biraz düşüncelerimden uzaklaştırmıştı ama kapıyı kapatıp yatağıma uzandığımda sesleri duymaya tekrar hazırdım.
Hayır deli değildim gayet aklı başında bir kızdım ama kafamın içindeki düşünceler hiç susmuyordu.
Yatağıma yatmadan önce psikoloğumun bana verdiği uyku ilaçlarından birine uzandım ve uzanmadan önce içtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH KAPANI
Teen FictionTutsaklık neydi? Dört duvar arasına sıkışmak mıydı yoksa birinin esaretine hapsolmak mı? Ben ruhumun esiri olmuştum. Kendimi ne zaman kaybettim bilmiyordum. Peki ya O, beni ne kadar tanımıştı? Kendimi ruhumda kaybetmiş olmama rağmen ne kadar bulmuşt...