-Ege' nin ağzından-
Saat on iki olmuştu. Evdeki herkes kahvaltıdan sonra bir yerlerde yayılmış durumdayken ben de kahvaltı masasını topluyordum. Tahmin ettiğiniz üzere hiç eğlenceli değil. Bana lazım olan şey sahil, konser veya uğraşabilecek biri...
Sofrayı toparladıktan sonra hızlıca dolaptan bir şişe buzlu su aldım. Bildiğim kadarıyla sabah denize girdiği için duşta olan bir adet Güney vardı. Sessizce en üst kattaki Güney' in odasına çıktım. Odanın en köşesindeki lavabonun kapısının kilitli olduğunu görünce yüzüme bir sırıtış kondurdum. Benim aşırı gereksiz bir becerim vardı. Bozuk parayla kapı açmak...
Hemen boşta olan elimle cebimden bir lira çıkarttım. Elimdeki buzlu suyu yavaşça yere bırakıp kapı kilidine yöneldim. Kapı kilidinin ortasındaki boşluk kısma bir lirayı sıkıştırıp kilidi çevirdim. Kapı açılmıştı! Lavaboda küvet vardı. Küvet perdeliydi. Yani ne o beni ne de ben onu göremiyordum.
Buzlu suyu tekrar elime alıp lavaboya girdim. Hemen küvetin önündeki perdeye ilerledim ve üst taraftan soğuk suyu döktüm. Güney bunu benim yaptığımı elbette biliyordu. Söylemesi ayıp evde benden başka kilit açabilen yok.
'' Ege, hay ben senin! '' diye bağırdı Güney. Çok seviyorum bu çocukla uğraşmayı.
'' Kocacığım öyle kötü laflar söyleme karnımdaki bebeğimiz etkilenecek...'' dedim onun aksine sakin bir ses tonuyla.
'' Bebeğini de seni de Ege! Çık lan dışarı! Kocan falan değilim ben senin! '' dedi kocam aksi aksi. Ama ben yapacağımı biliyorum. Hayatımın anlamının aklını o fosforlu kalem kafalı karıştırıyor.
'' Şimdi gidiyorum hayatım. Ama istersen sonra geri gelirim.'' dedikten sonra kaçarcasına lavabodan çıktım.
Aşağıya inmek yerine odama gidip üstümü değiştirdim. Altıma beyaz çizgili mavi kumaş bir şort giydim. Üstümde ise krem rengi bol bir tişört vardı. Telefonumu şortumun cebine attıktan sonra kimseye görünmeden evden çıkıp doğruca karşımdaki eve ilerledim. Evi ziline tam basacaktım ki mor saçlı bir kız kapıyı açtı. Bakışları anında bana döndü. Yüzünde şaşkınlık ve merak karışımı bir ifade vardı.
'' Sen dün sosyal medyada ekmek almaya giderken tanışalım dediğim çocuksun!'' dedi şaşkınca. Evet hesabımda kendimi çok paylaşıyorum. Neden mi? Çünkü ben çok yakışıklıyım...
'' Evet güzelim. Bana yeşil fosforlu kalem olan arkadaşını çağırır mısın?'' dedim mor saçlı kızın yüzüne yüzümü yaklaştırarak. Benden biraz kısaydı ama güçlü gözüküyordu. Bir de güzel...
'' Mavi! Biri seni soruyor.'' diye içeri seslendi kız.
'' Hayır hanımefendi Mavi değil yeşil saçlı.'' diye uyardım. Sonra yanlış kişi gelir falan...
'' Salak mısın yoksa tipin mi öyle gösteriyor? Kızın adı Mavi tek hücreli amip!'' dedi kız. Bu da deli çıktı. Zaten bu da fosforlu kaleme benziyordu. İyi oldu...
O sırada Mavi denen kız geldi. Güney' in bu kızda ne bulduğunu anlamıyorum. Ben daha iyiyim. En azından saçlarım boya değil.
'' Sizi tanıyor muyum?'' diye sordu Mavi. Hayır canım beni değil kocamı tanıyorsun.
'' Beni değil Güney' i tanıyorsun. Bak kızım Güney konusunda sakın umutlanma! O erkeklerden hoşlanıyor!'' dedim gülme isteğimi bastırarak. Mor kız gitmişti. Mavi ise ağlayacak gibi duruyordu. Bir anda kapıyı yüzüme kapatıp gitti. Ben masum bir çocuğum...
Şimdi bu kızı biraz daha kudurtmalıyım...
@Sarı_bomba
Çok yakışıyoruz değil mi?
455 beğeni
203 yorum
@Güney_d.a Gel lan eve geberteceğim seni!
@Sarı_bomba Bu bir teklif mi?
@Yesilimsi_mavi
Hoşlandığı çocuğun erkeklerden hoşlandığını öğrenince nasıl götüme dönüyor insan...
108 beğeni
yorumlar kapalı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz, Kum, Mercan -Yarı Texting-
Dla nastolatkówYaz kasabasında eğlenceli günler mi dedi biri? METE DUMAN BUNUN İÇİN BURADA!!!