44 - GİZLİ KAL

2K 162 910
                                    

Merhaba. Nasılsınız?

Bu bölümü çok beklediniz. Sebepleri hepiniz biliyorsunuz. Konuşup can sıkmaya gerek yok. Instagram olsun Whatsapp kanalı olsun hepinize orada gerekli açıklamaları yaptım. Bölümü okuduktan sonra mesajlarınızı bekliyor olacağım. 

Bu bölüm için heyecanlıyım. Bol yorum yapmayı lütfen unutmayın. Zaten herkes uygulamaya giremiyor. 45. bölümü yayınladıktan sonra başka bir platformda yine KG bölümlerini yayınlamaya devam edeceğim.

Bölümü Word'de yazarak buraya kopyaladım. Bazı bağlantı problemlerim de oldu. Umarım bir yanlışlık olmamıştır.

Keyifli okumalar...

"Kaygı üzerime sarılan bir sarmaşıktı ve ben boğuluyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Kaygı üzerime sarılan bir sarmaşıktı ve ben boğuluyordum."

Masanın etrafındaki yüzlere baktım. Sanki birileri son diye fısıldıyordu kulağıma. Son. Son. Son. Neden böyle hissediyorum? Fısıltıları eriten bir ses duydum. Heyecanlı bir ses. "Hoş geldiniz. Bu masaya daha önce oturmamız gerektiğini düşünen bir tek ben miyim?" dedi Kang Tae. Onları gördüğüne memnundu.

Daha önce görmediğim yüze baktım. Kaelen. 40'lı yaşlarının başlarında olsa gerek. Gayet karizmatik ve yakışıklı duruyordu. Atletik yapısı, takım elbisesinin altında güçlü ve fit bir vücuda sahip olduğunu belli ediyordu. Orta boyun biraz üzerinde diyebilirdim.

Siyah, düz saçları vardı. Arkaya doğru düzgünce taranmıştı. Ensesine kadar uzundu sanırım. Ve birkaç gri tel, ona olgun bir hava katıyordu. Neredeyse siyah diyebileceğim kadar koyu kahverengi gözleri derin ve etkileyici bakışlarını Kang'a dikti. "Daha erken görüşmeliydik dostum," dedi Kaelen. Sesinde hem otorite hissi hem de içtenlik vardı.

Gözlerinin çevresindeki ince kırışıklıklar, sürekli gülümseyen bir insan olduğunu söylüyordu. Yeni tıraş olmuş sakalsız çenesiyle, cilt yüzeyi düzgün ve parlak görünüyordu. Beyaz teni hiç de solgun değildi. Anlaşılan bakımına dikkat ediyordu.

"Hepinizle yüz yüze tanışmayı ne kadar uzun zamandır istediğimi bilemezsiniz," diye ekledi. Kendine güvenen, saygılı ve iyi bir enerjiye sahip oluşu ses tonuna yansıyordu. Genelde insanların ilk izlenimleri beni hep şüpheye sokardı ama Bay Kaelen tahminimin tersine gayet cana yakındı.

Ji Han, "Sonunda işlere biraz ara verebildik," dedi. Kaelen'in hemen yanında duruyordu. "Lütfen oturun," diye buyurdu Kang Tae. Normal insanlar gibi kurulan diyaloglar duymak biraz tuhaf hissettirmişti. Genelde üstten bakışlara ve tehditlere alışıktık.

Karşımızda onlar için olan iki sandalyeye oturdular. Ji Han, Kaelen'den biraz daha kısaydı. Ondan daha yaşlı olup olmadığı hakkında tereddüt yaşadım. Hemen hemen aynı yaşta olmalıydılar. Sağlıklı ve zarif görünüyordu. Sakalsız cildi pürüzsüz ve buğday tenliydi. Onun için ne beyaz ne de esmer diyebilirdim. Siyah saçları kalın ve gür görünüyordu. Onları arkaya tarasa da alnına düşen birkaç tel Kealen'e kıyasla bana daha rahat bir tarzı olduğunu düşündürdü.

KIŞ GÜNDÖNÜMÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin