JeonKeşke Jeon olmasaydım, keşke.
"Tamam, tamam zaman sizin olsun berceste. Ancak ne olur bir anda gitmeyin benden. Lütfen."
Ben hayatımda kimseye böyle yalvarmamıştım. Ona, bercesteme hissettiklerim ise sönebilecek bir yangın değildi. Dumanıyla sermest ediyordu beni.
"Sizden bir ricam daha var efendim, bu meyus-üzgün- halinizden lütfen vazgeçin. Sizinle evlenme hayali kuran binlerce insan vardır eminim."
"Peki sizce, onları veyahut ailemi önemsiyormuş gibi bir vaziyetim mi var?"
"Lütfen ailenizi önemseyin efendim. Size iyi bir hayat dilerim."
Arabadan hızla indiğinde onu takip etmedim, bıraktım. Tamamen özgür bıraktım... Altın kafeste bir ak güvercin misali, açtım kafesin kapaklarını. Ne kadar hafiflemiş hissediyorsam, bir o kadar da yüklenmiş gibiydim.
Ona olan hislerim geçici değildi, gördüğüm ilk andan bu yana katlana katlana artmıştı. Ve artmaya da devam edecekti...
Bercestemin evine girdiğini görünce arabayı çalıştırdım. Ailemle tartıştığım ve bolca yıpratıldığım için bir ayı geçkin süredir otellerde geziyordum. Babam beni sürekli buluyordu.
Otelin önüne geldiğimde ise girişte polislerle beraber babam vardı. Klasik? Belki.
"Jeon Jungkook, sonunda."
"Ne istiyorsunuz benden? Artık yeter baba yeter. Bırakın yaşayayım işte, kimsenin beni tanıdığı ettiği yok doğru düzgün, paranızı istemiyorum evleri veya arabayı istemiyorum, siz öldükten sonra ülkenin başında olmak istemiyorum. Beş parasız ama mutlu olmak istiyorum."
"Boş konuşuyorsun."
Derin bir nefes verdim. Artık sinirlerim o kadar bozulmuştu ki, sadece ağlamak istiyordum.
"Baba... Yapmayın işte yapmayın, ne yapmamı istiyorsunuz? Neden yaşamama izin vermiyorsunuz?"
"Hep aynı konuşmaları yapıyoruz, bıkmadın mı oğlum? Gel dön evine, uy söylediklerimize. Biz seni çok sev-"
"Çok seviyorsunuz falan filan, neden mutluluğuma izin vermiyorsunuz o zaman? Neden?"
Bana adımladı, önümde durup ellerini yanaklarımda sabitledi.
"Sana çok güzel bir hayat vaadediyorum oğlum, harika bir eş ve işin olacak. Saygın olacaksın."
"Eğer o eş dediğiniz kişi bir kadınsa, emin olun ki kendimi öldüreceğim."
Yanağımda hissettiğim sert tokat ile gözlerimi yumdum. Artık acı sadece ruhsaldı.
"Eğer o eş dediğin kişi bir erkekse, emin ol onu öldürteceğim. Seninle beraber Jeon Jungkook."
Başka bir şey demeden arkasını dönüp gittiğinde üstümü ve saçımı düzelttim.
Bercestem karşıma çıkmasaydı eğer, her şeyden kurtulmuş olurdum. Ama şimdi her şeyim o oldu...
Çevredekilere aldırmadan otele girdim, odama gidip yatağa bıraktım kendimi. Gözyaşlarım benden izinsiz akıyordu.
"Keşke yanımda olsaydınız bercestem..."
Park
"Oğlum, sen ne dediğinin farkında mısın?"
"Anne, biliyorum imkansız gibi geliyor ama o gerçekten başkan Jeon'un oğlu, ve bundan çok mutsuz. Ama bana olan bakışları ve sözleri o kadar güzel ve temiz ki... Bilmiyorum, ben... Ben çok etkilendim anne."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berceste |Kookmin|
FanfictionEskilerden bir zaman, toplumun lalettayin kuralları... Bir düşük tabaka sahne soytarısı ile ülkenin başkanının oğlu; aralarındaki namütenahi hisleri özgürce yaşamaya çalışan iki aşık... |kısa hikaye|